9. bölüm

2K 112 95
                                    


Keyifli okumalar

"Onlara acıyarak bakmayı bırak artık! Seyfo'nun dikkatini çekersen herşey mahvolur." Dedi genç adam uzayan sakallarını sıvazlayarak. Fazlasıyla sinirli olmasına rağmen sesini sakin tutmaya özen gösteriyordu.

Karşısında heybetili duruşuna rağmen vicdanı daha ağır basan adamda en az kendisi kadar öfkeli görünüyordu.
Göreve dahil olduğundan beri bir kez olsun falso vermeyen, şikayet etmeyen adam şimdi oyunda mızıkçılık yapan çocuklar gibi davranıyordu.
Bir 'topumu verin, ben küstüm oynamayacağım' demediği kalmıştı.

"Hiçbiri ölmeyi haketmiyor." Derken sesi fısıltıdan farksızdı Mervan'ın. Gerçi Oğuz'u Seyfo'ya memnuniyetle teslim ederdi. Zira onu hiç sevmemişti. Elçin'e karşı olan yılışık tavırları ve mahremiyet nedir bilmeyen esprileriyle azıcık dahi olsa hırpalanmayı hakediyordu.

"Hepsi görev için feda edilebilir." Dedi Argeş. Mervan'ın aksine sakindi. Yada sakin görünüyordu. Sakın olmak zorunda olduğunu biliyordu!

"Nasıl bu kadar acımasız olabiliyorsun? İçlerinden biri hamile! Ve hiçbiri burada rezil bir şekilde ölmeyi haketmiyor!" Mervan her ne kadar haklı olsada Argeş olaylara kendi açısından bakmayı tercih etti.

"Ben bu lanet yerde olmayı hak ediyor muyum amına koyim! Ne senin nede benim şimdilik yapabileceğimiz hiçbir şey yok! Olsaydı zaten yapardık.
Sadece sakin olup zaman kollayacaksın! Şansları varsa muhakkak bir yolunu bulacağız."

Bu Argeş için gaddarlık değildi.
Onca zaman gece gündüz demeden uğraş verdikleri operasyonun üç-beş kişi yüzünden mahvolmasına izin verecek değildi ya!
Olması gereken ne ise o plana uygun hareket edilmeliydi. Görev dizilimi herşeyden üstündü onun için. Eğitimini bu yönde almış en iyi şekilde tamamlamıştı.

Aynı şeyin Mervan için geçerli olmaması ise tamamen prensiplerinin farklılığından ve burada sadece hatasının bedeli olarak bulunmasından ileri geliyordu.
Üstlendiği görevi layığıyla yerine getiriyordu fakat son bir haftadır duygularını neredeyse sadece bakışlarıyla bile açık edecek hale gelmişti. Argeş iyi bir gözlemci olmasaydı elbette farkedemezdi.
Önceleri uyarma gereği görmemişti, lakin Seyfo bir kez kuşku duyarsa tüm emekleri çöp olacaktı.

Biliyordu ki bulundukları durumda zaafiyetlere yer yoktu. Ve olmamalıydı.

Bu lanet peşmergelerden ilk öldürdükleri kurbanların isimleri ile Seyfo'nun gözüne girmek için aylarca uğraşmak yeterince can sıkıcıydı. Her ikisi için de bu duruma alışmak miğde bulandırıcı ve zorlu bir süreçti.
Oysa ki yapmaları gereken tek şey Seyfo'nun güvenini kazanmaktı. Basit gibi görünen fakat hayli zor olan bu görev ikisinin de hayatlarındaki en zor imtihanlardan biriydi...

Argeş, Mervan'ın memnuniyetsiz bakışlarına karşın ilk önce onun ikna olması gerektiğini düşünüyordu.

"Beni iyi dinle! Herşeyi detaylı düşünüp mantıklı kararlar almalıyız."

"Mantıklı karardan kastın 5 kişinin acımasızca katledilmesi mi?"

Mervan her zaman hisleriyle hareket eden biri olmuştu. Tabi bazı yanlış kararların sonucu bulunduğu durumdaydı, şimdi ise yanlış kararların neye mal olacağını biliyor ve çekiniyordu.
Şimdiyse Elçin başta olmak üzere hiç kimseye zarar gelsin istemiyordu.
Seyfo'nun egosunu tatmin etmek için Elçin'e her vurduğunda, aynı acıyı kendi ruhunda kat kat fazla hissediyordu.

Zaten bölük pörçük olan uykuları bu kez de Elçin'in acı dolu bakışlarıyla süslenip kabus olup karşısında dikiliyor ve sabaha kadar uykusuz kalmasına sebep oluyordu.

Asi Tutsak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin