8.bölüm

864 99 55
                                    

Keyifli okumalar 🍻

"Yolculuk boyunca, mola verirsek molalarda ve arabada hiçbir şekilde yanımdan ayrılmıyorsun. Seni biraz yorabilir ama güvenli bir alanda olduğumuza karar verene kadar feromonlarını baskılamanı istiyoruz. Ve son olarak hava yağmurlu, Mingi'den senin bedenine uygun kalın kıyafetler  bulmasını iste."

Wooyoung başını sallayarak onayladı San'ı.

Kahvaltısını yaptığında Mingi, Alfa'nın kendisini çağırdığını söylemişti. Ancak işi olduğu için kendisi eşlik etmemişti de beta çalışanlardan birine Wooyoung'a Alfa'nın katına kadar eşlik etmesini söylemişti.

Bugün Riga'ya gideceklerdi. Yani Wooyoung Choi klanındaki macerasının sonuna gelmişti. Karargaha ve burada edindiği arkadaşlar olan Mingi ve Kimjae'ye veda edecekti.

Choi San'a gelince, San hakkında ne düşünmesi gerektiğini bilmiyordu. Burada kaldığı süre boyunca sıkıntı çekmemesi için çok uğraşmıştı o da. Bu konuda minnettardı.

Burada olduğu süre boyunca bir yakınlıkları ya da samimiyetleri olmamıştı. Yani bir gün öncesine kadar. O olaydan sonrası ise tam bir fiyaskoydu 

Olaydan sonra geçen iki gün içinde San ile yalnızca bir kez mutfakta karşılaşmışlardı. Onda da duraksayıp birkaç saniye bakışmışlardı. Sonrasında Alfa hızla yoluna devam etmiş ve tek kelime etmemişti bile.

Wooyoung ne düşüneceğini ya da ne hissedeceğini bilemiyordu. San pişman mıydı, yoksa öfkeli miydi çözemiyordu. Hoş, Alfa çözmesine müsade edip karşısına bile çıkmıyordu ki. imdi de Alfa'nın odasındaydı ve bu da ikinci görüşüydü işte. Yola çıkmadan önce Riga'ya varana kadar  dikkat etmesi gerekenleri sıralıyordu Alfa.

"At binmeyi biliyor musun?" dedi aniden.

Wooyoung bakışlarını karşısındaki adama çıkardı. Hayır anlamında başını iki yana salladı. O sakin ve umursamaz bakışların arkasında hangi duyguların yattığını merak ediyordu. Kısa bir süre durup San'ın yğzünü süzdü. Nasıl o anlar zihninden silinmiş gibi devam ediyordu ki? Çok mu öfkeliydi?

"Küçükken öğrenmiştim ama şuan yapabileceğime emin değilim. Çok uzun zamandır hiç denemedim bile" dedi hala gözleri Alfanın kahverengilerinde bir duygu arıyordu.

Alfa başını sallayarak onayladığını belirtti.

"Acil bir durum olabilir. Ya da beklenmedik bir tehlike oluşabilir. Ne olursa olsun yanımda kaldığına emin ol. Anladın mı?"

Wooyoung başını sallayarak onayladı. Bu yolculuk korkmasını sağlıyordu. Nasıl korkmazdı ki? Her yer karmakarışık olmuştu son ki günde.

Telgraf tellerinin gün içinde tamir ediliyor olduğu bilgisi  beklediklerinden hızlı ulaşmıştı yerine.

Lee'nin adamları gün içinde belirsiz saatlerde ana yolu kontrol ediyordu. Kimsenin etrafta  güvenle atabileceği bir adım kalmamıştı. Bir de üzerine Mingi'nin iki gün önce Lee klanından yeni birlik geleceği hakkında söyledikleri aklına geliyordu.

San ve Mingi bu konuda hiçbir şey söylemiyor olsa da onların fazla gergin oldukları yüzlerinden okunuyordu.

"Şimdi gidip Mingi'yi bul." dedi San elini havada sallayarak.

as an azalea ● woosan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin