26. bölüm

830 92 147
                                    

keyifli okumalar 🍻

Sıcak. Genç alfanın dayanamayacağı kadar sıcaktı.  Hızı nefes alışları ile burnunu ve genzini yakan soğuk havadan bacaklarının ve kasıklarının arasında eser yoktu.  Vücudu gergin ve her bir kası rahatsızdı. Hongjoong neler oluğunu hatırlamak için durdu. Vücudunun neden bu halde olduğunu anlayamıyordu.

 Görüş açısına giren el  kafasını daha da karıştırırken ile şaşkınlıkla yutkundu. Bu parmakların her bir ayrıntısını ezbere biliyordu. Yazı yazışını, bardağı, kalemi, ya da herhangi bir şeyi tutuşunu ve kavrayışını sayısız kez izlemişti. 

Şimdi ise göğsünün ortasına dokunarak  aşağı doğru kayan Alfa'nın orta parmağı ile bakışları oraya kitlenmişti. Neden kendi üzeri çıplaktı, ya da şuan neler olup bitiyor yetişemiyor ve sorgulayamıyordu

Karnına doğru kayan parmak ile bakışlarını kaldırıp  siyah saçları hafif dağınık duran Seonghwa ile göz göze geldi. Siktir . Küfür etme gibi bir alışkanlığı yoktu ama beyni bulunduğu an için ne tepki vereceğini bilemiyordu. 

Seonghwa'nın yüzünde alaylı ve  bir ifade vardı. Çok mühim bir konuda haklı çıkmış gibi bıyık altından gülüşü ile Hongjoong'u baştan aşağı  süzdü. 

Hongjoong  onun bu hareketi ile aslında tamamen çıplak olduğunu fark ederek içten içe panikledi. Ne yapacağını  ve ne yapıyor olduğunu bilemiyordu. Tek odaklanabildiği tek bacağı kendi bacaklarının arasında yer edinmiş olan Alfa ve onun çıplak göğsüydü

Pantolonunun ve kemerinin bittiği yerde başlayan karın kasları yukarı doğru tırmanıyordu. Belirgin ve parıldayan kaslar  Hongjoong'un yeniden yutkunmasına sebep oldu. Sert  ve kaslı duran göğüsleri ve boynuna yetişmeden kendisini karşılayan köprücükler... Kasılarak başını yastığa bastırdı. 

Alfanın vücudunu hayatında yalnızca birkaç kez görmüştü. Ancak şimdi tüm  ayrıntıları karşısındaydı. Birkaç az belirgin yara izi tenine daha çokça yakışıyor ve onu daha erkeksi gösteriyordu. 

Seonghwa  üzerine doğru eğildiğinde nefesini tuttu. Heyecanı yüzünden  kanı damarlarında patlayacakmış gibi  hızlı akıyordu. Vücudu adeta Alfa için çığlık atıyordu. Onu izlerken kısa süreliğine dalmış ve aslında ne halde olduğunu unutmuştu ancak şimdi her bir hücresi içinde alevlenen isteğini hissettirmeye çalışıyor gibiydi. 

Kulağının altında hissettiği  sıcak nefesler tenini ateşe veriyordu. "Çok güzelsin Hongjoong" Kanı daha da kaynamaya başladığında iki bacağının arasında duran Alfa'nın dizine sürtünmemek için zor durdu. Alt tarafı acı içindeydi. 

Alfa'nın başının hizasına koyduğu eli yeniden Hongjoong'un göğsünün üzerine yerleşti. Ancak bu kez oyalanmadan aşağı kayıp kasıklarına ulaştı. Hongjoong kısık bir inilti bırakarak gözlerini sıkıca yumdu. Etrafını saran parmakların güçlü tutuşu gecikmeden sert ve yavaş hareketlere dönüştü. 

Sadece bir el işiydi ancak Hongjoong nefes nefeseydi. Kollarını  kaldırıp Alfa'nın boynuna sıkıca sarıldı ve onu boynuna çekti. Alfa dudakları altındaki tene temas ediyorken bir kez bile geri çekilmeyi denememişti. Öyle ki şekilli dudaklar tenine ıslak izler bile bırakmaya başlamıştı. 

as an azalea ● woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin