13. bölüm

785 106 69
                                    

Keyifli okumalaaarr 🍻

Choi Klanında Wooyoung için değişen bir şey yoktu. Bir şekilde vakit geçirip oyalanacak uğraşlar ya da meseleler buluyordu.  Kimjae'nin tedavileri için revire iniyor, Mingi ile yemek yiyor, bahçeye ya da doğu kanadındaki salona gidiyor, San'ın çalışma odasına ya da aynı kattaki büyük salona gidiyor ve karargahın içimde dolanıp vakit geçiriyordu.

Üstelik bu kez evden birkaç eşya da getirmişti ve ara ara resim yapıp kitap okuyordu.

San da işleri biraz olsun yoluna koymuş gibiydi çünkü önceki kadar sinirli veya sürekli yorgun  görünmüyordu. Ya da Wooyoung Alfa'nın mimiklerini tanımıştı artık, kim bilir?

Doktorun hazırladığı bitkisel karışımlardan birini kafasına dikip tek nefeste içti Wooyoung. Elindeki kabı masaya bırakıp yeniden beyaz çarşaflı yatağa oturdu. Gözlerini açmaya çalışarak "Bu biraz ekşiydi" dedi.

"İnce giyiniyorsun Wooyoung evladım, hasta olma diye limon ekliyorum ben de" dedi Doktor sitemle.

Wooyoung üzerindeki gömleği kontrol ettiğinde ihtiyarın haklı olduğunu gördü. "Ama kıyafetlerimin hepsi böyle" dediğinde omuz silkti.

"İstersen gidebilirsin. Bu günlük bu kadardı." dedi Doktor bir şeylerle meşgul olmaya devam ederken.

Wooyoung teşekkür ederek revirden çıktığında ne yapacağını düşündü. Dışarısı yağmurlu olduğu için bahçeye çıkamazdı. Sabah Mingi'yi göremediği için kahvaltısını tek başına yapmıştı. Odasına gitmediği sürece San'ı da göremiyordu. En iyisi ikisinin yanına gitmeye karar vererek merdivenlerin yanındaki odaya yürüdü.

Kapıyı çalıp başını içeri uzattığında içeride oturan Soobin'i gördü. "Günaydın" diyerek el salladığında Soobin de gülümseyerek karşılık verdi.

Uzun boylu genç ile merdivenleri tırmanmaya başladıklarında "En üst kata mı? " dedi.

Wooyoung başını sallayarak onay verdi. Son bir kat kaldığında Soobin durup daha fazla ilerlemedi. Onun burdan sonra devam etme izni yoktu. "Görüşürüz Wooyoung" diyerek el salladı ve sarışın da kendisine el salladığında geri döndü.

Wooyoung bu kadar önleme gerek olmadığını düşünse de Mingi katiyen dinlemiyordu.

Kapının önüne geldiğinde tıklatıp San'ın "Gir" dediğini duyduğunda içeri girdi.

San her zamanki gibi sandalyesine oturuyordu. Elindeki fincandan tüten dumanlara ve havadaki kahve kokusuna bakılırsa mola vermişti.

Mingi ise masanın önündeki koltuğa oturmuştu. Bacak bacak üzerine atarak dizine koyduğu dosyaya bir şeyler yazıyordu.

Mingi'nin karşısına ilerlerken "Günaydın" dedi Wooyoung.

Her zaman olanın aksine San cevap verdiğinde Mingi kafasını bile kaldırmamıştı.

Wooyoung koltuğa oturduğunda San'ın bakışlarının üzerinde olduğunu farkındaydı. Bu yüzden biraz rahatsız hissediyor ve ne yapacağını bilemiyordu.

Mingi "Son hali böyle" diyerek elindeki dosyayı San'a uzattığında Alfa'nın odağını başka bir şeye çekmişti.

Wooyoung biraz rahatlayarak Mingi'nin yanına oturdu. "Yine mi arazi planı? " dedi.

Mingi başını iki yana sallayıp "Hayır" dedi. "Az önce bir konuyu görüştük. Onun notlarını temize çektim"

Wooyoung anladığını belirterek başını salladı.

"Tek mi çıktın yine yukarı bakalım?"

"Hayır. Soobin vardı"

"Güzel. Mızmızlanmana değecek kadar zor değil, öyle değil mi? "

as an azalea ● woosan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin