20. bölüm

747 96 99
                                    

Keyifli okumalar 🍻 

San karşısında Wooyoung'a sarılırken aniden değişen Alfa'yı elbette fark etmişti. "Ne bekliyordum ki? " diye düşündü. Seonghwa'nın fark etmemesi imkansızdı. İşte şimdi işi bitmişse bitmişti. Yapabileceği bir şey olmadığını biliyordu. Bu yüzden sakin adımlarla yanlarına yürümeye devam etti.

Wooyoung kollarının altında gerilen kasları hissetmesi ile kendisini geri çekerek abisini kontrol etmek istedi.

Birden karşılaştığı göz bebeği çizgi haline gelmiş olan sarı gözler ile irkildi. Elbette neyin buna sebep olduğunu biliyordu. Mingi farklı koktuğundan bahsetmişti. Ayrıca Kimjae'nin kitapları arasında da bunun hakkında bir şeyler okumuştu.  Kollarını sıkıca abisine dolamaya devam ederken onun alfa feromonlarını hissetmesi ile irkildi.  Tenine diken batıyormuş gibi hissettiren feromonlar rahatsız ediciydi, son derece. 

Seonghwa  kendisini sımsıkı tutan ellerin arasında birden hissettiği baskı ile neye uğradığını şaşırdı. Sanki aklı bulanıyor ve omuzlarına bir ağırlık asılıyor gibiydi. Wooyoung'un kendini korumak için feromonlarını salgılıyor olduğunu fark ettiğinde kendine geldi. Küçüğünü kızdırmış mıydı? Neden kendini korumak zorunda hissetmişti Wooyoung? 

Ortamdaki gerginliği fark eden diğerleri de iyi olup olmadıklarını kotrol etmek için yanlarına  toplanmıştı. 

Yeosang Wooyoung'u tutup kendisine çektiğinde sarışın olanın neredeyse bayılmak üzere olduğunu  fark etti. Yunho  Seonghwa'nın önüne geçerek San'a karşı bir hamle yapmayacağına emin olmak istiyordu. Seonghwa ise o an  ne generali görüyordu ne de Choi'yi. TEk derdi kardeşiydi. Uzanıp Wooyoung'u kontrol etmek istediğinde Yeosang'ın onu San'ın kollarına bıraktığını gördü. 

San hemen uzanarak Omega'yı kucağına aldı. Alışkanlıkla kollarını boynuna dolayan omega başını da Alfa'nın boynuna gömmüştü. Seonghwa kardeşinin parmaklarının ucundan kayışı ile endişeyle etrafa bakınmaya devam ediyordu. Ona zarar verecek ne yaptığını bilmiyordu. Bir anda içine düştüleri bu  durumdan öylesine rahatsız olmuştu ki endişe içini kemirip duruyordu. 

Doktor araya girerek  Woooyoung'a kısaca bakıp bayılmayacağına emin olmalarını sağladı.  Seonghwa hala içi içini yerken San ve kardeşine göz attı. Wooyoung Alfa'nın kucağında yan oturmuş ve bacaklarını aşağı sarkıtarak göğsüne yaslanmış olduğunu gördü. 

Her zaman Wooyoung'un uzandığı omuz kendisi olmuştu. Şimdi onun kötü hissettiğinde başkasına gidiyor olmasından, kendisi dışında birine ihtiyaç duyuyor olmasından memnun kalmamıştı.  İçini kavuran kıskançlık ateşi ile kaşlarını çatıp bakışlarını başka bir yöne çevirdi. 

"Toplantıyı bir saat sonra yapalım. O zamana kadar  herkes toparlansın." diyen Yeosang ile dünyaya döndü Park. Keyfi iyice kaçmıştı. San'a olan öfke ve nefreti ile karnında alevler kaynıyordu. 

Koluna dokunan Hongjoong ile ona dönüp ne olduğunu kontrol etti.  Doktoru işaret eden Hongjoong ile meraklanıp ihtiyarın yanına yürüdü. Doktor ufak bir baş selamı verdiğinde karşılık verdi.  İkisi birlikte elma ağaçlarının yanına yürürken Hongjoong olay çıkmadığı için rahatlamıştı. 

San Wooyoung'un saçlarını kulağının arkasına iterek "Daha iyi misin?" dedi. Omega başını yasladığı göğüsten ayırmadan başını salladı. 

Bir süre sonra hepsi konağın geniş salonunda toplanmıştı.  Büyük bir masanın etrafında oturduklarında Wooyoung ilk kez geldiği yeri inceliyordu.  Mingi'nin önüne bıraktığı bir fincan kahve ile gülümseyip teşekkür etti. Sıcak içeceği dudaklarına götürüp tadına baktı. Bir yandan da diğer yanında oturan San'ın gergin olduğunu hissediyordu. 

as an azalea ● woosan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin