Keyifli okumalar 🍻
Çalınan kapı ile başını işinden kaldırdı Alfa. "Gir" Kapıda beliren askere 'ne var' dercesine baktı.
"Efendim haberci geldi. Yeraltı hakkında istediğiniz raporu hazırlamışlar. Buyrun"
San kafa karışıklığı ile mektubu masaya bırakıp çıkan askere baktı. Raporu kendisi istememişti. Mingi istemiş olmalıydı. Masanın diğer ucuna uzanıp mektup açacağını aldı ve zarfı açtı. İçindeki raporu bir süre incelediğinde Park'ın gerçekten epey uğraşıyor olduğunu gördü. Ayrıca Doktorun en az iki gün daha orada kalacağını belirtmişti.
Mingi neden bunları bilmeyi istemişti bilmiyordu ama şimdilik uğraşacağı daha önemli şeyler vardı. Nasıl olsa gelince Mingi'ye sorabilirdi. Önündeki diğer mektupları incelemeye döndü. Beklediği gibi Lee kendisi ile yakınlaşmaya çalışacaktı. Son aldığı haberlere göre yakında kendisi ile iletişime geçecekti. Park Seonghwa Lee'nin kuyusunu kazıyordu. Bu durumu Lee de biliyor olmalıydı. Bu yüzden destek güç için aralarını iyi tutmaya çalışacaktı. Bunu zaten daha önceden tahmin eden Alfa Choi için büyük bir sürpriz değildi. Önemli olan bu süreci en iyi şekilde yönetmek ve ipleri elinde tutmaktı. Öte yandan Kkendi klanı için aldığı önlemleri tamamlayana kadar aralarını iyi tutması gerekiyordu. Böylece Lee'nin klanına zarar veremeyeceğine emin olabilirdi.
Kapı tıklatılıp Mingi içeri girdi. Kucağındaki yığınla evrağa ve kitaplara bakılırsa neler yapabilecekleri hakkında araştırma yapıyor olmalıydı. Mingi taşıdığı eşyaları San'ın masasının önündeki küçük sehpaya bıraktı. Sabah erkenden kalkmıştı ve dün gece şatodan gelirken yolculukta uyuduğu uyku pek yeterli gelmiyordu. Başını arkaya atıp gözlerini kapattı.
"Neden rapor istedin yeraltından?"
Mingi irkilerek gözlerini açtığında dönüp Alfa ile göz göze geldi. "Durumları kontrol etmek istedim" diyerek doğruldu. San'ın çekmeceden çıkardığı zarf almak için öne doğru uzandı. Açılmış zarfı acale hareketlerle aldığında yeniden yerine oturmuştu.
San Mingi'nin tuhaflaşan hareketlerini izlerken kaşlarını çatmıştı. Ayrıca yardımcısı masanın üzerine eğildiğinde Wooyoung'un kokusunu duyması da garipti. İç çekerek rapor kağıdını diğer eşyaların üzerine bıraktı Mingi. Farkında olmadan dudaklarını dişliyordu. Ki bu eli ayağına dolanacak kadar kafası karıştığında yaptığı bir alışkanlığıydı.
"Mingi. Ne oluyor?" dedi Alfa. Sesini sakin tutmaya çalışıyordu. Mingi'nin nasıl oturuşunu ve mimiklerini düzelttiğini dikkatlice izledi. "Bir şey yok, yalnızca yorgunum ve düşünecek çok şey var" dedi Mingi.
San onun ağzındaki baklayı uzun süre tutmayacağını bildiğinden işine döndü. Nasıl olsa çok geçmeden öğrenecekti. Elindeki kağıdı incelerken "Wooyoung ne yapıyor? Yol yorgunluğunu atabildi mi?" diye sordu.
Saat neredeyse öğleyi gösteriyordu. Bu vakte kadar Mingi'nin omegayı birkaç kez görmüş olacağını biliyordu. En basitinden kahvaltıya inmiş olmalıydılar. "İ-iyi. Dinleniyordu yani"
San Mingi'nin titreyen sesini duyduğunda dudaklarını birbirine bastırarak kalemini bıraktı. Kağıtlarını öne doğru ittiğinde bakışlarını kaldırarak yardımcısına döndü.
"Artık düzgünce neler olduğunu anlat Mingi. Yüzüne bakınca bile bir şeyler olduğunu anlayabiliyorum" dedi. Mingi Alfa'nın gergin yüz ifadeleri ve ciddi ses tonunu duyduğunda anlatmak zorunda olduğunu fark etti. İç çekerek dizlerinin üzerindeki parmaklarını birbirine kenetledi.
"Yemin ettirdi Wooyoung söylememem için. Gerçi ne yapmayı planlıyor bilmiyorum ama sen de beni söylemeden bırakmayacağın için söyleyeceğim. Yoksa gerçekten ağzımı açmazdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
as an azalea ● woosan
Fanfiction●●○ Choi San ülkedeki karışıklıklar sırasında adamlarının kurtardığı kişiler arasında ruh eşinin olduğundan habersizdi. | woosan / jongsang / seongjoong | | abo / omegaverse / mpreg |