38. bölüm

524 62 178
                                    

Keyifli okumalar 🥂💞

"Dürüst ol Wooyoung." 

Parmaklarımı şakaklarıma bastırıp ovaladım. Sabahın erken saatinde İhtiyar Doktor tarafından sorguya çekilmekten hiç memnun değildim. 

Kahvaltı yapmak için uyanıp mutfağa inerken San'ı, Kimjae'nin odasından çıkarken görmüştüm. "Doktor seni görmek istiyor." dediğinde kahvaltıdan önce konuşacak kadar önemli olan şeyin ne olduğunu merak etmiştim. San'ın bakışlarındaki garipliği görmezden gelerek odaya girdiğimde ise öğrenmem uzun sürmemişti. 

San'ın kurdum ile olanlardan sonra bir şeylerin farkında olduğunu biliyordum. Bana ''Kokun değişmiş.'' deyip durmasından bu konuyu yabana atmayacağını tahmin etmeliydim. 

Kimjae keskin bakışlarını üzerimde tutmaya devam ederken nefesimi sesli bir şekilde vererek oturuşumu dikleştirdim. San gelip bir şeylerin değiştiğini söylediği için inkar etsem de inandırıcı olmayacaktım. Doktorun, Alfa'nın duyularından daha çok inanacağı herhangi bir şey olduğunu düşünmüyordum. Öte yandan yaşadığım şeylerin gerçekliğini sorguluyorken ve henüz onlarla ne yapacağıma  karar vermediğimden Kimjae'ye anlatmayı da istemiyordum. Bazı çözümlemelere ulaşmak için zamana ihtiyacım vardı ancak bunu bana sunacak gibi durmuyorlardı. 

Bakışlarımı kaldırıp Kimjae'nin üzerimde dolanan şahin gözlerine odaklandım. "Kurdum bana bir üst gerçeklikten bahsetti."

Duruşunu değiştirmese de yüzünün gerildiğini görebiliyordum. "Oraya gittim... ve ne olduğunu bilmediğim bir şeyler deneyimledim." 

"Wooyoung! Sana bunun peşini bırak demiştim!" 

Ben de tam bu yüzden henüz ona bahsetmek istemiyordum. Neyden uzak durmamı istiyordu anlamıyordum. Bu kadar tepki vermesinin sebebi neydi? Sorsam da söylemiyordu. 

Bakışlarım hala yerdeyken aklımdaki susmayan sesler ile boğuşuyordum. Uzanıp masadan defterini aldı ve birkaç dakika boyunca sessizce bir şeyler karalamaya devam etti. 

"Neden kurdumun yaptıklarını onaylamıyorsun anlamıyorum."  

"Çünkü başın belaya girerse ne yapacağımı bilmiyorum." 

Konuşmak için ağzımı açtığımda kelimeler boğazımda kaldı. Aldığım bu çok hızlı yanıt aklımda sıralanan  tüm sözlerimin dağılmasına sebep olmuştu. Bana bir şey olabilirdi. Yutkundum. Bunun yüzüme acımasızca vurulması ile kendimden emin duruşum zedelenmişti. 

Kaşlarımı tereddütle çattım. Neden Kimjae başıma bir bela alacağım konusunda bu kadar emindi? Bana aykırılar hakkında çok az şey bildiğini söyleyip duruyordu ancak belki de bildikleri o kadar da kısıtlı değildi? 

"Kurtlarımızın bizim için tehlikeli değil destekleyici yönümüz olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Neden kurdum bana zarar vermeye çalışsın ki?" 

Uzanıp defterini masaya geri bıraktığında "Senin kurdun diğerleri ile aynı değil." dedi. Biliyordum! Bana aykırılar hakkında bahsetmediği şeyler vardı biliyordum! 

"Sonuçta aykırılar da kurt. Onlar da diğerleri gibidir eminim." Oyuncu bir sesle inatçı çocuklar gibi mırıldandığımda iç çekti. Masadaki eşyalarını üstünkörü toparladığı sırada emin olmamı sağlayacak  o cümleyi söyledi. "Çok değil yüzyıl önce onları  cadı olmakla suçlayıp yakıyorlardı." 

İçimi dolduran haklılığın verdiği kibrin yerini soğuk bir ürperti aldı. "Ne?" 

"Bak Wooyoung, aykırıların çok farklı özellikleri var. Onlar insanın aklını zorlayacak seviyede özellikler.  Bir kez bulaşırsan geri sıyrılamazsın. En azından şimdiye dek gördüğüm tüm aykırı omegalar bunu yaşadı ve şimdi senin de benden habersiz çizgiyi çoktan aştığını görüyorum." 

as an azalea ● woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin