23. bölüm (M)

1.3K 92 287
                                    

Önemli Bir Duyuru

Düşündüm ki içimizde şu sıralar smut okumak istemeyen olabilir. O yüzden yayınlayacağım içeriği iki bölüm olarak atacağım. Biri smut, diğeri hikayenin normal devam edişi olacak.

Smut okumak istemeyenlerimiz diğer bölüme kadar beni görmezden gelebilir 🙃💞

Sorun yok diyenleri burdan alalım ufak ufak 🤗

✿✿✿

Eveeeeettt
ARKADAŞLAR
HAKKIMIZDA HAYIRLISI 🙂

Veee
Keyifli okumalar 🍻

Yağmur yağmaya başlamıştı. Hava gittikçe koyulaşıyordu ve yağmur damlalarının cama vuran sesi odada kendini belli ediyordu.

Havanın yağışlı olmasından haz etmeyen Omega ise tek odağını dudaklarını örten dudaklara çevirmiş ve yağmuru neredeyse duymuyordu.

Soluklanmak için geri çekildiklerinde San dudaklarını çenesine, ve ademelmasına bastırarak oradan da boynuna indirdi.

Tenini sıkıştıran, ısıran ve her hareketi ile sızım sızım sızlatan öpücükler yavaş yavaş aşağıya kayarken Wooyoung kalbinin sesini kulaklarında bangır bangır duyuyordu.

İkisinin de feromonları birbirine karışırken aldığı her nefeste ciğerleri daha çok karıncalanıyor ve kanı daha da güneye çekiliyordu.

Köprücük kemiğinin üzerinde hissettiği ıslak sil ve ısırıklar ile ağzından bir inlemeli kaçtı. San'ın kollarının altından sırtına doğru uzattığı kolları ile tutunuşunu daha da sıkılaştırdığında Alfa'nın dudaklarının hala teninin üzerinde gezinirken gerildiğini hissetti. Gülüyor muydu o? Wooyoung'un tepkilerinden epey eğleniyor olmalıydı.

San, Wooyoung'un belindeki ellerinden birini onun gömleğinin yakasına götürüp usulca düğmeleri çözmeye başladı. Her bir açılan düğme ile dili tenini takip ediyor, aşağıya doğru çizdiği ıslak yolu daha da uzatıyordu.

Tüm düğmeleri açtığında kumaşı iki yana itip omeganın göz alıcı tenini baştan aşağı süzdü.

Göğsü hızlı nefesleri yüzünden inip kalkıyordu. Avuçlarını masaya yaslayarak hafifçe arkaya yaslanmış ve gözleri kısıktı.

Bir şaheserden farksız olan gence yaklaşıp baş parmağı ile hırpalanmaktan kızarmış alt dudağını sildi.

Yüzlerinin arasında birkaç santim ancak vardı. Ilık nefesleri birbirine karışıyordu. Baş parmağını omeganın dudağına bastırmaya devam ederken diğer parmaklarını usulca yanağında, çenesinde ve boynunun ulaşabildiği yerlerde gezdirerek tenini okşuyordu.

"Çok güzelsin Wooyoung"
Omega başını yana eğerek teninde dolanan parmaklara daha da sokuldu ve gözlerini kapattı. Kirpiklerinin gölgesi tenine düşüyorken kalbi neredeyse duracaktı. Alfa ona güzelsin demişti. Alfa ona güzelsin demişti!

Bir iltifattan çok daha fazlasıydı bu Wooyoung için. Şatafatlı ya da abartılı bir söz değildi. Tek bir kelime, güzelsin, oldukça sıradan bile görünebilirdi ancak Wooyoung için değildi.

San şimdiye dek daima yanında olmaya, ihtiyacı olduğunda yardımcı olmaya ve destek olmaya devam etmişti. Sevgi sözcükleri ile arası yoktu. Duygularını dokunarak da dile getirmiyordu. Hep içine içine atıyordu ki Wooyoung bunu da pek tabii farkındaydı. Ancak bir şeyler içine sığmaz olunca, onları karşısındaki kişiye belli etmeden yapamayacağını anlayınca güzel olduğunu söylüyordu.

as an azalea ● woosanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin