🖤7.BÖLÜM

142 17 1
                                    

Evden çıkar çıkmaz koşarak durağa gittim. Otobüse kısa bir göz gezdirip önüme döndüm. Arkamdaki teyze hariç başka hem cinsim yoktu. Bu beni rahatsız ettiği için diken üstündeydim. Çünkü haberlerde ve çevremden duyduklarım yüzünden hep diken üstündeydim. Tamam paronayak olma Alev! Herkes kendi aleminde! 

Aman ne güzel! Teyze inmek için düğmeye basmıştı. Daha üç durak geçmiştik ve benim ineceğim durağa hala vardı. Tabana kuvvet deyip uçarcasına teyzenin arkasından bende indim. Kahretsin ya! Bu okul neden bu kadar uzak ki? Hızlı hızlı yürümeye başladım. Ayaklarım ve bacaklarım yanmaya başladığında bende söylenmeye başlamıştım. Bu söylenmelerim okulu görene kadar sürdü.

Sonunda okuldan içeriye girdim. Güvenliğin beni durdurmaması merakımı körüklemişti. Telefondan Hira'nın numarasını tuşlarken önüme bakmadan yürüyordum. Tam aramaya duyduğum sesle yürümeyi kestim. Başımı yavaşça sesin geldiği yöne çevirmiştim ki onu gördüm. Çatık kaşlarının altındaki koyu kahveler pür dikkat beni izliyordu.

"Ne arıyorsun sen burada?"

Onu burada görmeyi beklemediğim için şaşırmıştım. Üzerimdeki şaşkınlığı biraz olsun atınca cevap verdim.

"İşim var."

Bana doğru adım attığında yutkundum. Neden üzerime doğru geliyordu ki? Hem daha bir kaç saat öncesine kadar bizim mahalledeyken şimdi burada olması hiç hoşuma gitmemişti. Bu çocuk sürekli etrafımdaydı! Peki, neden?

" Ne işin var ?"

Sorusuyla afalladım. Sesimin tonunu ayarlayıp çatık kaşla konuştum.

" İş işte! Alla alla."

Vereceği tepkiyi görmek istemediğim için tekrar telefonuma odaklandım. Hira'nın numarasını tuşlayacakken yine aynı şey oldu. Aramama engel oldu. Ama bu sefer zor kullanarak! Elimdeki telefonu bir anda çekince sinirle gözlerimi Ateşe diktim. Hiç hakkı olmadığı halde onunda benimle aynı duyguları paylaştığını gördüm. Aman ne hoş!

" Bana bak kızıl! Senin bu ajancılık oyunlarından sıkılmaya başladım."

Sinir bozucu bir yavaşlıkta o üzerime gelirken bende ona ayak uydurup geriye doğru gidiyordum. Ta ki, ayağımın altından zemin kayana kadar! Anlık bir refleksle Ateş'in elinden tuttum. Arkamdaki merdiven sanki olmasa olmuyor ya. Normalde arkamda duvar filan olması gerekmiyor muydu?

" Ne işin var burada Alev!"

Diye tekrar sordu. Pislik! Tabi yakaladın zayıf anımı sıkıştır. Bu sefer ses tonuma hâkim olup cevap verdim.

" Arkadaşımın yanına geldim. Tamam mı? Çekil artık önümden! Düşeceğim şimdi!"

Hala onun elini sıkıyordum. Ellerini bileğime doğru çıkarıp sıkmaya başladı. Daha ne yaptığını anlamadan beni yere fırlattı. En azından hala hayattaydım! Buna da şükür deyip sinirle ayağa kalktım. Telefonumu almak için elimi uzatınca dik dik bana baktı sabır çekip konuştum.

" Telefonum?"

Gözleriyle arkayı işaret edince yerdeki telefonuma üzgünce baktım. Of ya! Ateş'in yanından geçip telefonumu aldım. Telefona hızlıca göz gezdirdikten sonra Ateş'e döndüm. Yuh lan! Nereye gitti bu? Çarpan kapı sesini duymamla o tarafa doğru ilerledim.

İçeriye girdiğimde Hira'nın korku dolu gözleri beni buldu. Ah canım! Tabi iki tane kurdun yanında kuzum tek kaldı. Hızla yanına gidip sarıldım. "Ah!" diye ses duymamla bir adım geriye gidip kuzuma baktım.

" Kuzu neyin var? İyi misin?"

Diye sordum. Göz ucuyla arkama bakıp hemen konuştu.

" İyiyim! Sen niye bu kadar geciktin?"

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin