🖤23.BÖLÜM

104 17 0
                                    

...

"Açmıyor mu?"

Bana merakla bakan Gülce'ye döndüm. Başımı olumsuz anlamda sallarken bıkkın bir sesle konuştum.

"Açmayı bırak! Artık ulaşılamıyor bile! Telefonu kapalı."

Endişeyle koridorda bir ileri bir geri gidip geliyorduk. Gülce'nin korku dolu sesi kulaklarımı doldurdu.

éHira her şey hazır. Birazdan kürtaj başlayacak! Alya bizim için böyle bir karar verdi. Ama çok saçma! Yani bunu yapsa bile biz! Hadi bizi geçtim. Alev durdurmaz ki! Cidden çocuğu aldırınca her şeyin biteceğini filan mı sanıyor?

Ağrıyan başımı tutarken yorgun bir sesle konuştum.

"Biliyorum. Ama Alya bunu bilmiyor! Alevin içini bir nebzede olsa rahatlatmak için bu kararı verdi sadece yanında olduğunu bilmesini istiyor."

Sinirle yerimden kalktım.

"Bu iş artık boka sarmaya başladı. İntikam diye çıktığımız oyunda yine biz zararlı çıktık! Lanet olsun!"

Öfke dolu bakışlarımı Gülce'ye çevirdim.

"Hadi gidip Alya'yı buradan çıkaralım. Bu iş artık çok uzadı."

Dedim. O da beni onaylayıp odaya doğru yöneldi. Telefondan son kez kuzunun ismine tıkladım. Yine aynı sesi duyunca gözlerimi devirip fısıldadım.

"Neredesin be kuzu. Gerçekten intikam için hepimizi kurban mı edeceksin? Kendi aileni bile!"

Odadan içeri girip Alya'nın yanına gittim. Kararlı bir şekilde karanlık geceyi izliyordu. Son kez şansımı denemek için konuştum.

"Alya bak bizim için böyle saçma bir karar vermene gerek yok! Şuan psikolojik olarak iyi değilsin! Bu da senin yanlış kararlar almana sebep oluyor."

Dedim. Gülce de başını onaylar anlamda sallayıp konuştu.

"Hepsi geçmişte kalan çocukça şakalardı. Hem ben yeğenimi bu saçma olaya kurban etmem. Hadi eve gidelim."

Bakışlarını bize ardından da kapıya çevirdi.

"Kıvılcım gelmedi mi?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. Alya gülümseyip gözünden akan bir damla göz yaşını sildi.

"Kızlar ben kararımı verdim. Biz bir aileyiz ve aileler sırası geldiğinde fedakârlık ederler. Kendinize bir bakın. Bana, anneme, Melek teyzeye bizi bu duruma kim getirdi? Beş yıl boyunca biz kimin sayesin de bu kadar iyi bir hayat sürdük?"

Hiç bir şey diyemedik. Ne diyebilirdik ki? Eğer Alev olmasaydı sıradan, belki daha kötü bir hayat yaşıyor olabilirdik. Ama o kendisiyle birlikte tüm bu imkanları ayaklarımızın altına serdi. Olduğumuz konuma gelmek için piyangoyu kazanmak bile yermezdi.

Karşılığında da bizim canımızı yakan insanların canını yakmak istedi. Tek istediği ona engel olmamamızdı. Melihgilin benimle oynadığı gibi! Cansu'nun Gülce'nin canını yakıp teninde bıraktıkları iz gibi o da onların canını yakmak! Unutamayacakları izler bırakmak istedi.

Kendisi nerdeyse hiçbir zarar görmemesine rağmen sadece bizi düşündüğü için intikam istedi. Biran kendimden utandım. Biz onun için ne yaptık? Diye düşündüm. Ama hiç! Onu evimize almaktan başka hiçbir şey yapmamıştık. Düşüncelerimden tıklanan kapı sesi ile ayrıldım. Sonunda gelmişti işte. Gülümseyerek kapıyı açmaya gittim. Ama bu beklediğim kişi değildi. Kaşlarımı çatıp.

"Senin burada ne işin var?"

Diye sordum.

...

Gözlerimi yavaşça araladım. Gün çoktan doğmuş insanlar işe gitmek için her zaman yaptıkları maratonu sürdürüyordu. Arabanın içi elverdiği kadar esnedim. Yan koltukta duran telefona uzanıp açtım. Gelen bildirim sesleriyle yüzümü buruşturdum. Aramaların çoğu kızlardandı. Aklıma gelen şeyle bir anda yüzüm düştü.

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin