🖤17.BÖLÜM

100 16 1
                                    

Alev, heyecandan yerinde duramıyordu. Kalbinin deli gibi çarpması normal miydi? Uzun zamandır hiç böyle hissetmemişti. Eli yine kolyesine gitti. Bu heyecana anlam veremezken görmezden gelmeye çalıştı. 

Diğer taraftan Ateş'inde Alev'den bir farkı yoktu. O da bu durumu onlar için önemli olan bu anlaşmaya yordu. Geçen beş yılda pek fazla bir şey değişmemişti. Değişen tek şey Ateş'in girişimci bir iş adamı ve Türkiye'nin gözde çapkınlarından ilk üçte! İkinci olmasıydı. Birinci tabi ki Yağız'dı! Üçüncü de tahmin edersiniz ki Kuzeydi. Diğer her şeyde tabi ki! Ateş birinciydi!

Ateş, yüzüne yayılan kibirli gülümsemesiyle ayaklarının altında olan İstanbul'u izledi. Bu gün! Herkes bir kez daha anlamıştı! Ateş SAFKAN'IN isteyip elde edemediği bir şeyin bu dünyada var olmadığını.

Az önceki telefon görüşmesi de bunun en büyük kanıtıydı. Gözlerini kapatıp zaferinin tadını çıkardı. 'VERONİKA HOLDİNG!' Ateş, bir çok iş adamının uğraşıp yapamadığını yapmış! Onlarla görüşme ayarlamıştı. Gözlerini açıp masasına geçti. Bu haber rakiplerinin canını bir hayli sıkmıştı. Geriye sadece adamlarla anlaşmayı resmiyete dökmek kalmıştı. Sonra önünde kimse duramayacaktı. 

Odanın kapısı gürültüyle açıldı. Ateş, bakışlarını ağırca kaldırıp gelenlere çevirdi. Hepsi bir koltuğa yerleşirken Ateş'in gözleri, Melih'in asık suratı üzerinde oyalandı. Melih her zamanki mizacının aksine bu gün fazlasıyla öfkeli görünüyordu. Hoş Yasemin'in de ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Bakışlarım ikisinin üzerinde mekik dokurken konuştum.

"Neyiniz var sizin? Kavgamı ettiniz?"

Melih ve Yasemin sessizliklerini korurken Nazlı bıkkın bir sesle konuştu. 

" Hiç sorma Ateş! Sabahtan beri böyleler."

Nazlıdan bakışlarımı çekip Melih'e döndüm. Gözlerini devirip sinirle konuştu.

" Yok, bir şey ya! Yasemin'in her zamanki gereksiz kaprisleri işte! Boş ver!"

Yasemin ateş saçan gözleri Melih'e çevirdi. Bu kızı ilk defa böyle görüyordum. Çocukluğundan beri gülücük saçan kız bir anda buzdan bir duvara dönmüştü. Şu kadınlara akıl sır erdirmek imkansız!

"Gereksiz mi! Beş yıl önce yediğiniz bokun bedelini ben niye ödüyorum ya! Ben her gün o lanet kızın adını duymak zorunda mıyım ya? Madem bu kadar pişmansın! Neden yaptın?"

Yasemin'in sözleri ortamda bomba etkisi yaratırken tüm bakışlar Melih'i buldu? Melih üzerindeki bakışlardan gerilmiş olacak ki sinirle ayağa kalkıp kendini açıklamaya çalıştı.

"Çocuktuk Yasemin! Aptallık edip insanların hayatlarıyla oynadık! Bundan pişman olmam kadar normal bir şey var mı? Lan siz hiç mi pişman değilsiniz? Bir kere bile onları düşünmediniz mi? Üçü de bir anda ortadan kayboldu. Bu normal mi?"

Nazlı gözlerini devirip umursamazca konuştu.

" Çocuktu Melih! Akılsız değil! Onların ortadan kaybolması iyi oldu. Aksi takdirde canları daha çok yanacaktı. Madem pişman olacaktın neden bize yardım ettin? Ayrıca biz bunu ilk kez yapmamıştık. Neler olacağını biliyordun! Geri durabilirdin!"

Melih hayret dolu bakışlarını Nazlı'ya dikti.

"Bunu daha öncede yaptık! Ama hiçbiri kimsesiz değildi. Hepsi zorba piçlerin tekiydi. Başta onları da öyle sanmıştım. Çünkü siz öyle söylediniz? Yalan mı lan?"

Melih, öfke dolu bakışlarını hepimizin üzerinde gezdirdi. Nazlı, inatla Melih'in gözlerine bakarken her birimizin bu olayın pişmanlığını iliklerimize kadar yaşıyordu. O zaman bana ne olmuştu da böyle bir şey yapmıştım anlamıyorum. 

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin