🖤10.BÖLÜM

70 8 0
                                    

...

Alev'i çağırdıktan sonra Şebnem teyzenin yanına gittim. Mutfak penceresinden bahçedeki çiçeklere gülümseyerek bakarken duyduğum sesle dikkatimi oraya verdim. Ağaçların arasında biri telefonla konuşuyordu. Merakıma yenik düşüp bahçeye çıktım.

Yağız hiç olmadığı kadar ciddi olarak telefondaki kişiyi onayladı. Ne konuştuklarını tam olarak anlamadığım için biraz daha yaklaştım. Elimi ağacın gövdesine yaslanmamla bastığım çalının kırılması bir oldu.

Yağız arkasını dönecekken hızla ağacın arkasına saklandım. Etrafını süzüp telefondaki kişiyi onayladı. Telefonu kapatmadan önce duyduğum cümleyle panik tüm bedenimi sardı.

"Oldu bil Ateş."

O hızla içeriye girerken ben olduğum yere çöktüm. O Ateş denen çocuktan nefret ediyorum! Ya bana burada da bir şey yaparsa? Korkudan hala ellerim titriyordu. Ellerimi kısacık olan saçlarım içine daldırdım. Gözlerim dolarken elimi karnımdaki jilet izinin üzerinde gezdirdim. 

...

O gün Alev kaçtıktan sonra Cansu saçımı kesmişti. Onunla kurtuldum derken içeriye Ateş ve Kuzey girdi. Korku dolu gözlerimi onlara çevirdim. Cansu, Ateş'in boynuna atlayıp hemen dudaklarına yapıştı. Hızla başımı başka tarafa çevirdim. Açılan kapı sesini duysam da umursamadım. Yağızın sesi kulaklarımı dolunca gelenin o olduğunu anlamış oldum.

"Üzgünüm biraz geç kaldım. Malum yeni arkadaşlarla kafe de derin bir sohbete dalmıştık. Bu arada hesaptan da yırttım.

Çenemden sert bir şekilde tutulunca mecburen başımı kaldırdım.

"Bakalım burada kim varmış. A! Burslu!"

Yağız'ın alay dolu sesi kulaklarıma dolarken ben yine de tepkisizliğimi korudum. Ateş, Cansu ya işaret verip çıkmasını istedi. Ne kadar yardım etmeyeceğini bilsem de yalvaran gözlerle Cansu ya baktım. Yüzüne sahte bir üzüntü yerleştirip el salladı! Ondan yardım istediğim için kendimden nefret ettim. Cansu gittiğinde yutkundum. 

" Evet. Nerede kalmıştık?"

Deyip Ateş eline yerdeki saç tutamını aldı. Yüzüne çarpık bir gülüş yerleştirdi ve ayağa kalktı.

" Hah hatırladım. Kuzey benim en sevdiğim ceza neydi kardeşim?"

Kuzey sırıtarak cevap verdi.

" Damga!"

" N- ne damgası?"

Panikle ayağa kalkmaya yeltenince Yağız benden önce davranıp beni tekrar yere sabitledi. Gözümden çoktan yaşlar akmaya başlamıştı. Ben daha çok çırpınınca Kuzey de geldi. Bir kolumu Kuzey diğerini Yağız sıkıca tuttu. Ateş cebinden bir çakı çıkarıp benimle aynı hizaya geldi.

" Kıpırdama güzelim. Canın fazla yanmasın!"

Gözlerindeki merhametsizlik midemi bulandırırken konuştum. 

"Bunu bana neden yapıyorsunuz? L-lütfen bırakın gidiyim."

"Kişisel algılama güzelim. Sen sadece bu oyundaki piyonsun. Yapman gereken tek şey! Senden istediklerimizi harfiyen yerine getirmek. Getir ki canın bundan fazla yanmasın!"

Bunu söylerken Ateşin gözlerinde zerre merhamet yoktu. Ne oyunu ya? Ne piyonu? Başımı olumsuz anlamda iki yana salladım.

" Hayır! H-hayır lütfen!"

Hıçkırarak zar zor söylediğim cümleler hiçbirinin üzerinde etki yaratmazken. Karnımda hissettiğim soğuk metalle yüzümü sağ tarafa çevirip gözlerimi sıkıca kapadım. Burnuma dolan kokuya odaklanmaya çalıştım.

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin