Hiray'la Gülce'yi bir elime geçireyim yeminle ikisini de bir kaşık suda boğacağım. Lan hadi biriniz korktu gitti. Diğeri onu arayacağım diye gitti. Bir baktım ikisi de gitti. Ne diyorum ben ya?
" Kızım neye bakmıştın?"
" Ha?"
" Deminden beri haribo ile konuşuyorsun kızım. Onlar yenmek için! Konuşmak için değil!"
Marketteki teyzeye tip tip bakıp yenmek için olan haribodan on tane aldım. 'ne var? O küçük şeytan bana bir tane bile koklatmaz şimdi!' cipsiden de bir iki paket alıp ücreti ödedim. Marketten çıkar çıkmaz paketlerin birini açtım.
Çantada telefonumu ararken elimdeki poşetleri yere bırakmak zorunda kaldım. Tam telefonu elime almıştım hayırsız kuzuyu arayacaktım ki poşetleri biri eline alıp kaçmaya başladı. Lan onlar benim canım lan! Kendime gelir gelmez mahalledekilerin bakışını umursamadan.
" Haribolarım! Yakalayın hırsız var!"
Diye koşmaya başladım. Ya niye kimse yardım etmiyor ya? Çıkmaz sokağa girince karşımdakine sırıtarak baktım.
" Şimdi! Elindekileri! Sakince! Yere bırak! Ah!"
Nefes nefese kaldığım için kesik kesik konuşmuştum. Mete bana gülüp konuştu.
" Alev abla sen hiç ders almaz mısın?"
Deyip sırıttı. Bu Mete salağı her abur cubur alışımda arkadaşlarıyla poşeti kaçırır ve ben de götüme baka baka eve giderim. Bide bunun üstüne Meleğimden azar işitirim. Ama salak bu sefer tek gelmiş. Hiç şansı yok! Pis pis sırıtıp konuştum.
" Bu kez hiç şansın yok Mete. Ver poşetlerimi."
Dedim. Tam bir adım atmıştım ki yere kapaklanmam bir oldu. Bu ne be? Bu ipi ne zaman koymuşlar buraya? Mete ve arkadaşları gülerek uzaklaşırken bende yerden hızla kalktım. Bu sefer pes etmek yok!
Ben söylene söylene Mete'nin 'gizli!' yerine doğru giderken millet bana gülüyordu. Arada 'Kızım onlar küçük uyma sen onların aklına.' gibi sesleri duysam da umursamadım. Küçükmüş! Nah küçük onlar!
...
Okuldan çıktığımdan beri kızılı takip ediyordum. Kız markete girdi ve bir türlü çıkmıyordu. Lan mağazaya girse anlarım ama bir insan markette bu kadar uzun ne bok yer? Telefonumun titremesiyle gelen mesajı açtım. Nihayet Kuzey beyin aklına gelmişiz! 'Neredesin?' Bu ne lan! Bide mesajlaşacak mıyız? Kuzey'in numarasını tuşladım. Kısa sürede telefonu cevapladı.
" Ateş."
"Ne var?"
" Neredesin? Her yerde seni arıyoruz?"
"İşim var. Ne söyleyeceksen söyle!"
"Okulda değil misin?"
"Kuzey uzatma! İşim var dedim."
Karşı taraftan bıkkın bir ses duydum.
" O zaman senin kamptan da haberin yok."
"Ne kampı lan?"
"Her zaman ki okul zırvalıkları işte! Siktiğimin zırvalıkları bitmiyor ki!"
" Kuzey ağzını topla gebertirim seni!"
"Pardon, bu etkinlikleri Neşe teyzenin hazırladığını unutmuşum."
Tam bu sırada kızıl elinde ağzına kadar abur cubur dolu poşetle marketten çıktı. Elinde de bir paket jelibonla yürümeye başladı.
" Kuzey sonra konuşuruz akşam bara gel."
Dedim.
" Ateş bende onun için aradım. Bu gün gelemem başımda bir bela var!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI)
Lãng mạnYıllar önce oynadığı oyunları unutup! Hayatına kaldığı yerden devam eden bir adamın! Karşısına ansızın çıkan bir kadının hikayesi. SÖZDE İNTİKAM... Başlamadan biten bir intikam hikayesi. Ateş'in çocukken insanlara yaptığı acımasız oyunların elbet b...