SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI)

🖤40.BÖLÜM

...5 AY SONRA...

Elimdeki kalemi yavaşça masaya bırakıp Tuna'ya döndüm.

"Gerçekten yeteneklisin. Ama eksik bir şeyler var. Nedense işe kendini tam veremediğini düşünüyorum."

Tuna, karışık olan saçlarını bir kez daha karıştırdı ve öfkeli bir sesle konuştu.

"Naz, senin yüzünden istifa etti Alev! Nasıl kendimi işe verebilirim ki?"

Yerimde huzursuzca kıpırdandım.

"Tuna, sana daha önce de söyledim. Bu planın bir parçası. Sen sadece bu projenin bitmesine odaklan."

"Senin için söylemesi kolay. Hem bu kaçıncı proje ya! Ülkede başka mimar mı kalmadı? Senin, Sinan'ın ha bide Ateş'in elinde oyuncak oldum resmen!"

Sinirle yerimden kalktım.

"Sana onun adını anma dedim!"

Tuna sırıtıp. Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.

"Tamam, Şakin ol. Şakin ol."

"Hey, o benim lafımdı."

"Ah yeter! Hadi gidelim artık acıktım. Hem sen ne biçim bir patronsun? İşten hep en son sen mi çıkmak zorundasın?"

Tuna bunu der demez ayaklanmıştı. Bende mecbur peşine takıldım. Her gün geldiğimiz restorana gidip aynı şeyi sipariş ettiğimizde garson bize gülümsedi. Artık onlarda alışmıştı bize.

"E Alev, Hala kızlarla bozuk musun?"

"Yo, sadece eskisi gibi konuşmuyoruz o kadar. Olması gerektiği gibi! Onlar bana karışmıyor bende onlara."

"Neyse, en azından Safkanla olan projeden kurtuldum."

"Senin adına sevindim. Ben sanırım sonsuza kadar bu lafı söyleyemeyeceğim. Ama kabul etmeliyim. Proje beklediğimden de iyi sonuç verdi. Ateş, özel hayatıyla işi birbirinden ayırt edebiliyor."

"Neyse, bırak onları da dön artık benim meseleme. Naz başta kıskandı ama sen planı ağzından kaçırdığın için eskisinden de soğuk davranıyor. Kız bırak yüzüme bakmayı benimle aynı havayı solumak bile istemiyor."

"Biliyorum. Bu yüzden Safkanla çalışmaya başladı ya. Gerçekten bir daha sarhoş olmamalıyım."

"Bunu bu kadar erken anlaman ne hoş! Hem kim bebeğin cinsiyet partisini içkili yapar ki?"

"E bize boşa Kutsal Deliler demiyorlar."

"Arkadaşların deli meli ama eğlenceli insanlar. Hele bir ara Sinan ve Steven balon için kavga etti ya gülmekten karnıma ağrılar girdi."

"Evet, Steven hep çocuk gibidir. Balonu üçü patlatmıştı demi. Cinsiyeti öğrenince Alya'ya sarılmıştı ya! İşte Sinan da o zaman şarteller attı."

Tuna'yla kahkahalar eşliğinde gülerken karşı masada beni dikkatle izleyen koyu kahvelere gözüm takıldı. Yanında ki bilmem kaçıncı çıktığı kadını kendine çekip gözlerimin içine bakarak öptü. Hızla bakışlarımı kaçırdım. O günden sonra herkesle arama mesafe koymuştum. Bu sayede işleri toparlayıp hafızamı da tamamen geri kazanmıştım. Tuna bendeki değişen havayı fark edince kaşlarını çattı.

"Ne oldu güzellik? Yine o kafandaki şeytan aklına ne getirdi de gülen yüzün soldu?"

"Hiç! Sadece yorulduğumu fark ettim. Şu halimize baksan önceden can ciğer olduğum insanlar benim için artık bir yabancıdan farksız."

Tuna elimi tuttu.

"Alev yapma lütfen. Bu sadece senin kuruntuların o kadar. Gün içinde sizinkilere senin hakkında ne kadar çok rapor veriyorum bir bilsen."