🖤38.BÖLÜM

115 17 8
                                    

"İstemiyorum dedim! Allah alla zorla mı be?"

"Alev! Kardeşim! Gel inat etme. Ya bu kadar insanı geri mi döndüreceksin?"

Göz ucuyla beş arabaya baktım. Sinan ve Alya kendi arabalarıyla gelmişti. Nazlı, Onur, Yasemin ve Melih çift olarak iki arabaya binmişti. Ateş ve Kuzey de Yağız'ın arabasına binmişti. Bizde kızlarla Hira'nın arabasına bindik. Toplamda beş arabayla dağ evine gitmek için yola çıkmıştık. Ama aburcubursuz! Ve ben bunu yeni öğreniyorum! Omuz silktim.

"Şimdide suçlu ben mi oldum? Ya kuzu! Sen benim aburcubursuz uzun süre dayanabileceğimi nasıl düşünürsün? Tüüü! Yazıklar olsun sana! Bende seni kardeş bilirdim."

Hira yüzünü silip bana sinirle baktı. Tabi ki gerçekten tükürdüm! Bu ona az bile.

"Alevciğim sen altı yıldır aburcubur yemiyorsun. Bu yüzden unutmamız normal değil mi? Hadi inat etme üç saatlik yolu nasıl dönelim geri ya! Hem varmamıza yarım saat kalmışken."

Gülce'nin söylediği şeyle kaşlarım mümkünmüş gibi daha çok çatıldı.

"Tamam, işte. Bana bir taksi çağırın ben döneyim. Sizde o çok istediğiniz dağ evine bensiz gidin ve eğlenin!"

Ara sıra göz ucuyla patronu kontrol ediyordum. Hava fazlasıyla soğuktu ve kadıncağız benim yüzümden burada bekliyordu. Diğerleri artık dayanamayacak seviyeye gelmişti. Nazlı hızla arabadan çıkınca diğerleri de araçlarından indi. Sinirle yanıma gelip konuştu.

"Ya kızım! Sen hep böyle kırık mıydın? Yoksa kazadan sonra artış mı gösterdi?"

Sırıttım. Ah buda sorumu! Sen daha hiç bir şey görmedin sinsi yılan! Yasemin sakin olmaya çalışsa da o da en az diğerleri kadar sinirliydi.

"Alev, bak zaten iki gün kalacağız. Gel inat etmede gidelim artık. Hem donacağız burada hadi."

"Ya ben değil siz inat ediyorsunuz. Siz gidin işte. Ben bir taksiyle giderim."

"Tamam. Allah kahretsin ki tamam!"

Hira diğerlerine dönüp.

"Siz gidin. Biz Alev'in istediklerini alır geliriz."

Dedi. Kuzey bir anda araya girdi.

"Saçmalama! Hava kararmak üzere. Siz gidip gelene kadar çoktan kararmış olur. Burada telefon çekmiyor. Dağ evinin yerini bile bilmiyorsunuz."

Dedi. Kuzey'in bakışlarındaki endişe miydi? Hem bu çocuk sabahtan beri Hira'ya çok farklı davranıyordu. Aynı şekilde Gülce ve Yağızda sürekli birbirlerine bakıp sırıtıyordu. Bakışlarım Ateş'e kaydığında tek kelime etmeden bizi izliyordu. Sabah uyandığımda yanımda yoktu ve benimle yine hiç konuşmuyordu. Öküz! Sürekli bir sıcak bir soğuk davranıyordu. Bu huysuzluğumda ondandı. Yoksa canım hiç aburcubur istemiyordu.

"Güzel fikir."

Söylediğim şeyle herkes bana döndü.

"Biz gidelim!"

"Alev, Kuzey'i duymadın mı? Çok tehlikeli!"

Yağız'ın endişeli sesi olan merakımı arttırıyordu. Dün gece ne olduysa bu dörtlü resmen yeniden doğmuştu. Ellerimi göğüs hizamda bağlayıp tek kaşımı havaya kaldırdım. Şüpheli bakışlarımı dördünde gezdirip omuz silktim. Hiç bir şey söylemeden patronun arabasına doğru ilerledim.

"Kuzu nereye?"

Cevap vermeden içeri girip oturdum.

"Kusura bakma enişte. Romantik anınızı bozmak istemezdim ama onlarla konuşmak istemiyorum."

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin