🖤14.BÖLÜM

52 7 11
                                    

...

Gülce ile Alev'in uyuduğundan emin olduktan sonra çadırdan dışarı çıktım. Kamp alanının biraz ilerisine yürümeye başladım. Saat tam on ikiydi. Derin bir nefes alıp temiz havayı içime çektim. Telefonun sesiyle aldığım nefes anında zehir oldu. 

Telefonda ekranında 'Baba' yazısını görmemle gözlerimi devirdim. Allah kahretsin! Ben şimdi bu adama ne diyeceğim? Açmak ve açmamak arasında gelip giderken bir anda reddet tuşuna bastım.

" Of Alev ya! Ben şimdi ne halt edeceğim? Kuzeygille uğraşmaktan asıl soruna bir türlü odaklanamadık! Ailemin saçma istekleri yetmiyormuş gibi  bide anlaşma imzaladım!"

Reddettiğimden beri neredeyse beş kez aramıştı. Arada attığı hakaret dolu mesajlarını hiç saymıyorum. Yaptığı psikolojik baskıya daha fazla katlanamadım ve telefonu açtım. Aksi taktirde buraya bile gelme ihtimali vardı. Tüm okula rezil olmak istemiyordum.

" Seni lanet çocuk! Neden aramalarıma cevap vermiyorsun!"

" Baba ben..."

" Sakın bana! Baba deme!"

Sustum. Duyanda bana babalık yaptı sanacak! Yaptıklarıyla hayatımı mahvettiği yetmiyor! Bide öz kızını Kuzygile üç kuruş para için satan bir adama bende baba demeye meraklı değilim!

" Yarın şirkete geliyorsun ve bu iş artık bitiyor. O hamile numarasını da ben sana göstereceğim!"

" Yarın mı? Ne olacak yarın? B-ben şirkete filan gelmiyorum!"

" Geleceksin 'GÜZEL KIZIM!' Geleceksin! Hem de tıpış tıpış geleceksin!"

Güzel kelimesinin üzerine bilerek baskı yapmıştı. Sinirle gözlerimi kapatıp dişimi sıktım. Onun sesini duydukça çileden çıkıyordum. Sakinleşmek için tırnağımı avuç içime geçirdim.

" Neyse ne! Yarın evleniyorsun Hira. Bu seferde bir oyunla gel bak! Ne oluyor?"

" Ne evlenmesi ya! Ben daha on sekizime gireli bir kaç dakika oldu!"

"Ah doğru ya! Yarın senin doğum günündü öyle değil mi? Yarın gözlerini açtığında on sekizine girmiş olacaksın. Pardon kızım! Az önce saate baktım da çoktan gece yarısını geçmiş.  İyi ki doğdun kızım. Son bir şey daha! Karne notlarında hoşuma gitti. Eğer o muhteşem eğitim hayatına devam etmek istiyorsan! Dediğimi yapacaksın! Unutma! Hala ihtiyaçlarını ben karşılıyorum. O çok sevdiğin teyzen değil!"

Suratıma kapanan telefonla dişlerimi sıktım. Karne mi? Lanet olasıca adam! Tek derdimiz zaten karneydi! Adamın derdine bak ya!

Daha fazla üzerinde düşünmenin alemi yoktu . Avel'in planı tıkır tıkır işliyordu. Ateşgil beklediğimiz hamleyi yapıp babamı üzerime salmıştı. İzlenip izlenmediğimi bilmediğim için plana sadık kalıp üzerime düşen role girdim. Birkaç adım sendelemeden sonra kendimi yere bıraktım.

...

Bilincim açılırken gözlerimi yavaşça araladım. Şaka maka gerçekten bayılmıştım! Görüş açıma giren ilk yüz Handan hocaya aitti. Endişeli bakışlarını üzerimde gezdirip konuştu.

"Hira! Beni duyuyor musun kızım?"

Başımı olumlu anlamda sallayıp kalkmaya çalıştım. Aslı hoca anında müdahale etti.

"Handan hocam. Bu şekilde kalkması doğru olmaz. Kaldığı çadıra taşıyalım. Eğer kendini iyi hissetmezse ailesini bilgilendirelim."

Konuşacak halim olmasa da saçma gidişata bir dur demem gerekiyordu. Handan hocaya dönüp konuştum.

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin