🖤41.BÖLÜM

84 8 0
                                    

"Ne işin var senin burada? Çık dışarı!"

Dedim. Benim bu öfkeli halime tezat o gülerek konuştu.

"E tabi! Benim yerime o Ayaz piçini isterdin değil mi?"

Gözlerimi devirdim.

"Ateş! Zaten bu gece sabrım yeterince zorlandı. Şimdi güzelce söylüyorken çık dışarı!"

Ateş'in bakışları bedenimde gezindi. Siyah sütyenle durduğum aklıma gelinde elimdeki gömleği hemen üzerime geçirip öfke dolu bir sesle konuştum.

"Dönsene arkanı!"

Ben düğmeleri iliklemeye çalışırken Ateş alayla sırıttı.

"Neden? Gayet hoş bir manzara!"

"Hayvan! Lanet olsun!"

Sinirden yanlış iliklemiştim ve hiç düzeltesim yoktu. Lavabodan dışarı çıkacakken Ateş kolumu tutup beni kendine çekti.

"Nereye lan bu halde?"

"Nereye olursa! Senden uzakta olsun da! Neresi olursa olsun."

Ateş, beni umursamadan gömleğimin düğmesini açtı.

"Bırak!"

Dediğimde dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Beni umursamadan işine devam etti. Açtığı düğmeleri bu sefer daha düzgün ilikledi ve yaptığı şey büyük marifetmiş gibi birde süzdü.

"Tamam. Şimdi git nereye istiyorsan."

Sırtı bana dönükken aklına bir şey gelmiş gibi geri döndü.

"Bu arada seninkini gönderdim. Malum içerde gördüğün gibi pek istenmiyordu."

Öfkem kat be kat artarken sakin tutmaktan zorlandığım bir ses tonuyla konuştum.

"Sen! Ne yaptım dedin?"

"Alev, sen görmeyeli iyice salağa bağlamışsın! İlk dediğimde anlamadın mı?"

"Ateş! Beni delirtme! Sen kimsin ki benim birlikte geldiğim birini kafana göre gönderiyorsun? Hangi hakla?"

Sırıtarak bana bakmaya devam edince sinirle güldüm.

"Madem öyle! Bende senin o çakma Barbie'ni postalayayım. Ödeşmiş oluruz."

Ateş'in yüz ifadesi değişince alayla sordum.

"Ne oldu? Hoşuna gitmedi herhalde söylediğim şey."

"Ben onu çoktan gönderdim."

Şaşkınca ona baktım. Ateş bana bir adım daha yaklaşıp kendinden emin bir sesle konuştu.

"Kimse sana dokunamaz! Hele de öyle biri asla!"

Kimden bahsediyordu? Suratıma su döken yapma bebekten mi? Yoksa Ayaz'dan mı?

"Buna sen değil! Ben karar veririm! Şimdi çekil önümden."

Ateş kenara çekilince yanından geçip yerime oturdum. Allahtan hava sıcaktı. Yağız'ın sorusuyla ona döndüm.

"Alev iyi misin? Arkadaşın nerde?"

Bu sırada Ateş sırıtarak yerine oturmuştu.

"İşi çıktı heralde!"

"Neyse, biz bize kaldığımıza göre Kerim söyleyecek misin artık şu haberi? Yeni bir tatsızlık çıkmadan!"

Gülce, Yağız'ın koluna vurunca Yağız omuz silkti.

"Ne, yalan mı? Geldiğinizden beri birbirinize üstü kapalı laf sokmalar filan. Yemin ederim bu sıcak havada resmen içimi dondurdunuz!"

"Yağız bizim ona laf soktuğumuz filan yok! Abartmayın!"

SÖZDE İNTİKAM +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin