Cehennem Haftası: Kısım 1 -Kısım 4-

131 12 55
                                    

Yazım Tarihi: 18/12/2022

Yayımlanma Tarihi: 05/05/2023

Heyyo!

1. Sezonun 1. Bölümünün son kısmına hoş geldiniz!

Bu, bugün atacağım son bölümdü! Eh, bol bol yorum atarsınız artık.

Sonunda ilk bölümü tamamlayabildim! Gerçekten uğraştırdı çünkü hikayenin dışında çok fazla sahne yazdım ve gerçekten karakterlerin nasıl konuşacağına dair çok bir fikrimin olmadığını fark ettim fdgndfjnr.

Ama ileride biraz daha açılırım diye düşünüp, sizi bölümle baş başa bırakıyorum. İyi okumalar!

Yazar Notu: Şovun orijinal karakterleri hariç, geriye kalan tüm gifler temsilidir.

------------------------------------

Hazel'ın bakış açısından:

"Cehennemden çıkma bir çöpçü avı oyunuydu." Bıçak ve Kadeh'te Amir, Jack ve ben bir bar taburesine oturmuştuk. İkisinin ortasında yer alırken bu sefer limonata içmeyi tercih etmiştim.

Ve evet, Jack beni etik sınıfında bırakmasından birkaç saat sonra beni aramış, Bıçak ve Kadeh'te buluşmamızı istemişti. Amir ile ikisi geldiğinde bana olanları anlatmaya başlamışlardı. Görünüşe göre Mavi Gül ikisinin de ceplerine çöpçü avı oyunu ile ilgili bir kart bırakmıştı. Ama malzemeleri bulmak gerçekten çok zordu.

"Sana ilaç ve silah aldırdıklarına inanamıyorum." diyor Amir, Jack birasını içerken. "Kolaylık sağlamıyorlar."

"Senin listen nasıldı?"

"İtaatkârlığımı mı, dinî sicilimi mi test ettiklerini anlayamadım." hepimiz gülüyoruz. Bu sırada bakışları bende duruyor, "Hazzie, sen listeni bulamadın mı?"

Limonatamdan büyük bir yudum aldım. "Hayır. Jack bana haber verdikten sonra bütün odayı aradım taradım ama bir türlü o kağıdı bulamadım."

"Belki de fedakar olmanla ilgilidir? Ormanda sana söylediklerini hatırla." Jack birasından bir yudum alıyor.

"Bilmiyorum. Ama her neyse, bu şekilde dışlanmak hiç de iyi hissettirmiyor."

"Üçümüzü de aldıklarında ne kadar iyi hissettirecek, düşün." bardağını havaya kaldırıyor. "Bu doğru." birbirlerine tokuşturuyoruz.

Tam limonatamdan bir yudum almak üzereydim ki birisi Jack'e çarparak birasının bir kısmının üzerinde dökülmesine yol açıyor. Amir'le ikimiz de onlara bakıyoruz.

"Oh, kahretsin. Dostum, üzgünüm." Kyle yanımızda duruyor.

'Belaya bulaşma' kuralı kafamda tekrar çınladığında sinirle derin bir nefes verdim. Şu an Kyle'a sataşmak bütün ilgisinin bana dönmesine sebep olurdu ki, uğraştığımız şeyler düşünüldüğünde sessiz kalmam daha hayırlıydı bizim için.

"Güzel kotlarına da döküldü." Kyle devam ediyor, "Güzel kotların, değil mi? Yoksa tek kotun mu?" gözlerimi devirerek bar taburesinde geriye yaslanıyorum.

Neyse ki barmen bizi bu azaptan kurtararak iki birayı ona uzatıyor. "Şerefe, patron." Kyle yanımızdan uzaklaştığında masadaki peçetelerden biraz alarak Jack'e uzatıyorum.

Bana teşekkür ederek aldıktan sonra üstünü kurulamaya başlıyor, "Sesi size tanıdık geldi mi?"

"Aslında sen söyleyince..." duraksayarak kaşlarımı çatıyorum. Jack söylediğinde o sesin tanıdık geldiğini hatırlamıştım. Ama bir türlü nereden duyduğumu çıkartamıyordum.

Scintilla 1.1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin