Scintilla 1.1

Mezunlar Toplantısı: Kısım 2 -Kısım 1-

Yazım Tarihi: 28/04/2023

Yayımlanma Tarihi: 27/06/2023

Evet!

1. Sezonun 6. Bölümünün ilk kısmına hoş geldiniz!

Biraz daha iyiyim. Merak etmeyin -eden var mı bilmiyorum ama-

Elimde çok az stok bölüm kaldı. Bu yüzden bu hafta 2 bölüm gelirken, haftaya bir bölüm atarak biraz yazmak için zaman toplayacağım.

Tabii burada tıkandığım için önce 3, sonra da 5. kitaba başladım onu da belirteyim dsfndsfjsdf.

Bu 6 ve 7. bölümler, en dolu dolu bölümler diyebilirim. Sizin için okuması heyecanlı olsa da, yazması o kadar değil JFDFSDFDSJFSD.

Bu bölüm için kafamda ve defterimde aldığım notları görseniz ohooo.

Ayrıca bu bölüm sürpriz bir isim var ehehehehe.

Neyse... Fazla uzatmadan bölüme geçelim.

Bu arada Renée'nin kız kardeşinin adı hiçbir yerde geçmiyor djfndsfbdsf. O yüzden sürekli kız kardeşi diyip duracağım.

' işaretiyle gösterilen kısımlar 3. şahıs bakış açısındandır. Kısa bir sahne olduğu için ekstra paragraf açmak istemedim SDKFNNJNFDSNFSD.

Yazar Notu: Şovun orijinal karakterleri hariç, geriye kalan tüm gifler temsilidir.

----------------------------------

Hazel'ın bakış açısından:

"Sen burada bekle." yüksek rütbeden olduklarını anladığım biri bana koltuğu işaret etti. Başımı sallayarak gösterdiği yere oturuyorum.

Derin bir nefes alırken etrafıma bakındım. Tarikat'tan oldukça uzak bir yerdeki bir odaya getirilmiştim. Etrafımda sadece bir masa, sandalye ve karşısında da koltuk vardı. Sorgu odası gibi kullandıklarını düşünüyordum.

"Ona ne yapacağız?" adamların fısıldamasını duyduğumda çaktırmamaya çalışarak onları dinlemeye başladım. "Bilmiyorum, ama ilk önce gönüllerin öldüğünü haber vermemiz gerekiyor."

"Kyle nöbet değişimi için gitmişti, o bizden önce haber verir." diğeri başını salladığında bana döndüler.

Dışarıya çıkan bir diğeri, elinde orta büyüklükte bir kutuyla geldi. "Onu sorgulamamız gerekiyor, sizi aptallar." kutunun içerisinden demir gibi görünen bir eldiven çıkardı. Tek eline giydiğinde bana dönüyor. "Bu elimdekinin ne olduğunu biliyor musun?"

Başımı iki yana sallıyorum. "Hayır, bilmiyorum."

"Bu gerçeklik eldiveni. Ve bunun hakkında tek bilmen gereken şey..." yanıma gelerek eldiveni taktığı eliyle elimi tuttu. "Eğer yalan söylersen, bu eldiven ısınmaya başlayıp senin ruhunu yakacak. Hem de o kadar acı verici bir şekilde olacak ki, inan bana bir daha asla yalan söylemek istemeyeceksin."

"Yalan söylemiyor olmam güzel o zaman." diyorum yüzümde ufak bir gülümsemeyle.

"Onu birazdan göreceğiz." boğazını temizledi. "Hazel McCall. Gönüllülere sen mi saldırdın?"

"Hayır, ben saldırmadım." herhangi bir hareket olmadı. Diğerlerine döndü, "Doğruyu söyledi."

"Söylemiştim." diyorum sıkkın bir şekilde.

"Tamam. Peki, kimin saldırdığını gördün mü?"

"Hayır, görmedim." yine bir hareket olmadı. "Tekrar doğruyu söyledi. Peki bize olanları anlat."