(İyi okumalar nilüfer goncaları~)
Şarkı Önerisi:
Jin - 이 밤 이 밤 - 이 밤
BTS - Black Swan
.
.
.
.
.Minho elindeki kalemi dişleri arasına sıkıştırıp düşünürken alnına düşen saçlarına üfledi.
Kapı çalınmadan açılmasından nefret ederdi ama Han bunun için bir istisnaydı.
"Kahve?"
Minho sandalyede geriye yaslanıp keyifle sırıttı. Başını sallarken Han onun kahvesini masanın kenarına bıraktı.
Kendi kahvesinden küçük bir yudum alıp etrafı kokladı.
"Hoş bir şey kokuyor. Parfüm mü sıktın?"
Minho masanın diğer kısmındaki sönmüş tütsüyü gösterdi.
"Aa~ Neyli?"
"Sandal ağacı."
Han artık onun dilini daha iyi anlıyordu. Yazmasına çok az gerek kalıyordu. Haftada üç güne çıkmıştı dersleri ve 2.5 saat sadece işaret diliyle konuşması gerekiyordu. Dolayısıyla çok iyi pratik oluyordu.
Han ilerleyip Minho'nun bir bacağına otururken kollarını da omuzlarına yerleştirdi.
"Spoi verme. Ama çok merak ediyorum yeni kitabında ne olacağını. Ne zaman biter?"
Han yanaklarını şişirerek ona tatlılık yaparken Minho agresif bir sevgi gösterisiyle onun yanaklarını mıncırmaya başladı.
Küçük olan kahkaha atarak ondan kaçarken Minho kolları ile kilitlemişti.
"Hey~"
"Bekle. Bir şey söyleyeceğim."
"Hmm~"
Minho uzanıp Han'ın çenesini öptü.
"Seni seviyorum güzelim. Ayrıca bir planım var."
"Ben de seni seviyorum ama, neymiş o planın?"
Minho daha rahat anlatmak için Han'ı serbest bıraktığında Han yandaki sandalyeye oturdu.
"Şimdi, bir hayran buluşması yapmayı düşünüyorum. Bu ilk olacak benim için. Çok heyecanlıyım ama kesin istiyorum bunu."
Han'ın yüzünde güller açmıştı bir anda. Aydınlık gülüşü ile ayağa kalkıp hoparlöre yürüdü.
Minho bu kadar tepki verecek ne olduğunu merak ediyordu.
Han mikrofonu eline aldığında Minho hızla yanına gelip engellemeye çalıştı ama Han inatla gülüyordu.
"Millet! Parti yapacağım. Minho fanlarını görmek istediğini söyledi!"
"Sakin ol~"
"Hayır olamam ve olmayacağım. Hemen yarından çalışmalara başlayalım."
Aşağıdan alkış sesleri koparken Minho utanarak yüzünü saklamaya çalıştı. Han onun kollarından tutarak "Lalala~" diye sağa sola hareket ettirirken Minho istemsizce sessiz bir kahkaha attı.
"Bekle~"
Han mikrofonu kapatıp kendi playlistini hoparlöre bağladı.
İki katta da Seventeen - Hot çalmaya başlarken Han sanki bu şarkıyı yıllardır bekliyormuş gibi dans etmeye başladığında Minho ilerleyip kapıyı kilitledi.
Hayır, kesinlikle bu harlı ateşi kimsenin görmesine izin veremezdi.
"Minho-ya..."
Han ne kadar Minho'nun yanında küçük, sevimli ve sakin olursa olsun, seksi ve görünüşe bakılırsa libidosu da yüksek biriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Can Hear U || MinSung
FanfictionBu gürültülü hayatımda kendi sesimi duyamıyorum ben. Ben seni duyuyorum Minho... Ben sessiz çığlıklarını görüyorum. Beni tamamlayan, boşluklarımı dolduran tek kişi sensin Han... ----- Angst değildir ama sonuna kadar ağlatır . Dram içerir ama mutlu...