(İyi okumalar nilüfer çiçeklerim yorum atmayı unutmayın 🌸✨)
Ah benim yaralı güvercinim
Bulutların arasına saklanan kutup yıldızım
Yönümü kaybettiğim zaman
Bana yol gösteren pusulamBiliyorum her şeyi zaman gösterecek
Ve yine biliyorum merak ediyorsun
Ama anlatamıyorum sana
Geçmişin çıkmaz sokaklarını
Karanlık kuytu köşeleriniÜzülmeni istemiyorum
Hele benim yüzümdense eğer
Asla...O yüzden sorma o cevapsız soruları
Minho yine yazıyordu, düşünüyordu ama devamını getiremiyordu bu sefer.
Zihni çok bulanıktı.
"Ölmek için yaşıyorsak neden unutamıyoruz?" Diye farklı bir başlık attı diğer sayfaya.
Ölünce bize kâr kalan tek şey o acı hatıralar olacaktı.
"Yaşamak için ölen var mıydı?"
Yaşamak için ölmek... Yaşatmak için ölen vardı mesela.
Ölümü güzel kılan neydi tam olarak?
Doğrusu, Minho'nun zihninde bu gece neden bunlar dönüyordu?
Sabah olan olaylardan sonra epey sinirlerini bozulmuştu. Bu depresif hali bundandı belki de.
Hyunjin bir saat kadar önce onu arayıp Mingi'yi şikayet etmek isteyip istemediğini sormuştu ona.
Minho başına daha fazla bela almak istemiyordu. Bu seferlik ihtarname gönderilmesini talep etmekle yetindi.
Hyunjin buna karşı çıksa da Mingi'yi tanıyordu. Asla peşini bırakmazdı. Bildiği başka bir şey daha varsa bu da, bu kadar uzun bir zaman sonra ortaya çıktıysa bunun bir sebebinin olduğuydu.
Özellikle, Han için endişeleniyordu.
Mingi bunu nasıl fark etmişti, ne zamandır takip ediliyordu emin değildi.
Belki de rast gelmişlerdi. Tek umudu buydu çünkü Han hakkında bilgi sahibi olmalarını istemiyordu.
Mingi üniversitede basın yayın okuyordu.
Minho ile ortaokuldan beri anlaşamıyorlardı ancak bu lisede iyice ileri bir düzeye çıkmıştı.Mingi lise zamanları gerçekten zorba ve serseri biriydi.
Üstüne üstlük Minho'nun kendi fikirlerini duyduğunda özellikle onun üzerinde pis kişiliğini göstermişti.Minho o anları, hatta hiçbir saniyesini düşünmek istemiyordu. Her hatırladığında ellerini duvarlara vurup "keşke kimse bilmeseydi" diye bağırmak istiyordu. Deliriyordu. Vücudundaki titreme onu karanlığa sürüklerken aydınlığa çıkmak için çırpınıyordu.
Ama bunu asla yapamamıştı.
Tam da o anda bir mesaj sesi duydu.
Gözlerini açtı ve sandalyesinin arkasına yasladığı başını kaldırdı. Bilmediği bir numaradan gelmişti mesaj.
"Sana yapacağım şeyleri düşünüyor musun? Küçük kedicik :) Kartvizitini aldım. Ama bana uyarılar sökmez güzelim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Can Hear U || MinSung
FanfictionBu gürültülü hayatımda kendi sesimi duyamıyorum ben. Ben seni duyuyorum Minho... Ben sessiz çığlıklarını görüyorum. Beni tamamlayan, boşluklarımı dolduran tek kişi sensin Han... ----- Angst değildir ama sonuna kadar ağlatır . Dram içerir ama mutlu...