ICHU Bölüm-17

166 37 129
                                    

1K olduk!!!!

Çok mutluyum aşklarım. Tüm mutluluklar bizim olsun. Yılbaşından tek dileğim bu.

Okuyan ve yorum yapan, benimle şahsi olarak konuşmak isteyen insanlar için gerçekten büyük bir minnettarlık duyuyorum. Teşekkür ederim asklarım.

26 Aralık 19.00

(Merhabaaaaaa vote ve yorum ile etkileşimde bulunabilirsiniz bebeklerim. Keyifli okumalar~)

Şarkı Önerisi: Ateez- Answer
                        At My Worst - Pink Sweat
                        Awake - BTS
                        EXO - Baby Don't Cry

Hyunjin hastane odasının önünde Felix'in kapalı bilincinin açılmasını beklerken duvara yaslanmış bir şekilde bekliyordu.

Yanında San vardı. Mesaj attığı için az sonra Minho ve Han da gelirdi.

Changbin onun izini sürdüklerini ve boş anında saldırıya geçeceklerini söylemişti.

San, başı öne eğik, uzun sarı saçları olan adamın omzunu sıktı.

"Geçti Hyunjin. Olabildiğince kanıt topladık. Bangchan o telefonu sağlam ele geçirmek için kurt gibi iz sürüyor."

"O lanet telefon yüzünden sevgilimin geldiği hale bak! Yanında olmam gerekiyordu tamam mı? Onu böyle göndermedim ve asla onun bu hale gelmesini istemiyordum!"

"Biliyorum, biliyorum elbette istemedin, biz de istemedik. Ama bu tür durumlar bizim olduğumuz camiada normal. İntikamını çok iyi alacaksın. Seni temin ederim."

Hyunjin sert bir nefes vererek başını salladı ve dağılan saçlarını bir tokayla arkadan topladı.

Birkaç ayak sesi gelirken koridorun başında Ryujin, Han ve Minho göründü.

Minho koşarak onun omuzlarını tuttu.

"Bende bir şey yok Minho-ya."

Sesi ciddi olmasına rağmen altındaki endişe seziliyordu.

Minho başını sallayarak cam paravanın arkasındaki bedene baktı. Minho'nun yüzü hissettiği acıyı belli ederken dudaklarını ısırdı.

Han istemsizce ağzından bir şaşırma ifadesiyle "Kahretsin, bu.... Bunu o mu yaptı gerçekten?!" dedi.

Ryujin yaklaşıp içeriye baktığında bedeninin bir çoğu sargilanmis diğer bölgelerinde morluklar olan Felix'i görmesiyle elini ağzına kapatarak kısık bir çığlık attı.

"O... En son gördüğümde böyle değildi."

"O piçi yakalayıp onu daha beter edeceğim."

Minho yavaşça koltuğa oturdu ve tırnaklarını diğer eline geçirdi.

Han Minho'nun yanına gelip saçlarını okşayarak ayakta durmaya devam ederken Hyunjin'e baktı.

"Doktorlar bir şey söyledi mi?"

"Hayati bir tehlikesi yok. Ama..."

Minho'ya baktı gözleriyle, başını çevirmeden.

"O, çok hassastı Han... Kaldıramayacağından korkuyorum."

Gözleri dolarken kendini yere bıraktı. Duvarın kenarına çökerken ellerini yüzüne kapattı.

"Hepsi benim hatamdan dolayı oldu. Onu bu işin içine atmamalıydım. Kendinden bile emin değildi! Bugün buluşmaya gitmek zorunda bile değildi. Yeterince kanıt toplamıştık zaten!"

Minho titreyen ellerine baktı ve işaret diliyle iki üç kere özür diledi.

Ryujin onun yanına oturdu.

I Can Hear U || MinSung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin