(Bölüm cinsellik içermektedir ve geçiş bölümü niteliğindedir. Sadece okumak isteyenler okusun ve +18 sevmeyenler yeni bölümü beklesin)
(Okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim 😉)
Minho onun ardından kendisi de shot atarken elindeki küçük kadehi parmak uçlarında çevirdi.
"Güzelmiş gerçekten. İyi hissettiriyor."
Han ikinci kadehini doldururken Minho tekrar sırıttı.
"Başka ne iyi hissettirir biliyor musun?"
Han ona kısaca bakıp ne demek istediğini çözmeye çalıştı.
"Dudakların mı?"
Han kadehin yarısını içip yutmadan beklerken Minho elini Han'ın bacaklarının arasına sabitleyerek dudaklarına kapandı.
Soğuk içki, Han'ın dudaklarında ısınırken yavaşça Minho'nun dudaklarına akıyordu.
Minho Han'ın bacağında olan eliyle tenini kavradı ve bu sırada dilini küçüğün dudaklarında gezdirdi.
Han hafif bir inilti ile yatağın kenarına, kumaşa tutunurken boştaki elini Minho'nun uzun saçlarına geçirdi ve karşılık vererek dilini emdi.
Rüya gibiydi. Gerçek olsa da öyle hissettiriyordu çünkü çoğu duyguyu aynı anda yaşıyordu ikisi de.
Heyecan
Mutluluk
Ama en çok arzu vardı şuan Han'ın tenini kasıp kavuran.
Minho içki şişelerini, kadehleri hatta sözde içki partisini unutup tüm odağını Han'a verdi.Onu nazikçe geriye yatırırken dudaklarından ayrılıp çenesine, ordan boynuna ilerledi.
Cam kırılma sesi geldiğinde Han irkilerek ne zaman kapattığını bile hatırlamadığı gözlerini açtı ve etrafa baktı.
Elinde kadeh olduğunu bile unutmuştu. Ama umrunda olmadı.Bu sefer Han Minho'yu yatağa yatırıp bacaklarının arasına girdi.
Eğilip altında yatan bedenin gömleğinin düğmelerini açarken titrek nefesler alıyordu. Minho Han'ın bacaklarından kalçalarına çıkardı ellerini ve sıkmaya başladı.Han gerçekten yandığını, hatta birazdan bu yüksek arzularından dolayı kül olacağını biliyordu.
Gömleğin düğmelerini açtığında Minho hafifçe doğrulup kollarından çıkardı.Minho'nun iyi bir fiziği vardı. Ama Han şuan büyülenmiş gibi izliyor ve sadece parmaklarını onun teninde gezdiriyordu.
Büyük olan gözlerini kapatıp kendini ona teslim etti.
Han ellerini onun göğsünden karın kaslarına indirdi ve bacaklarının arasından çıkarak tam kasıklarına oturdu.
Minho gözlerini açıp doğrulurken ellerini onun beline koydu ve bu sefer o tek tek Han'ın düğmelerini açmaya başladı.
"Tanrım... Kazak falan giymeliydim."
Minho sırıtırken gömleği onun teninden ayırdı ve kollarını sıkıca ona sardı.
Yüzünü boynuna gömerek dudaklarının izini çıkarıncaya kadar derin öpücükler verirken Han'ı tekrar altına aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Can Hear U || MinSung
FanfictionBu gürültülü hayatımda kendi sesimi duyamıyorum ben. Ben seni duyuyorum Minho... Ben sessiz çığlıklarını görüyorum. Beni tamamlayan, boşluklarımı dolduran tek kişi sensin Han... ----- Angst değildir ama sonuna kadar ağlatır . Dram içerir ama mutlu...