ICHU Bölüm - 21

156 33 155
                                    

(Merhaba bebeklerimmmm iyi okumalar muah! Bugün MinSung günü ilan ediyorum çünkü iki-üç gündür momentların ardı arkası kesilmiyor. Heheheh 🖤🔥❤️) sınavlarım bittiği için istediğiniz kadar bölüm atıcam yeyyyyyyy

Şarkı Önerisi:
Jin - Abyss
Park Chanyeol - All Of Me (cover)
Ateez - Answer

.
.
.

Jeongin oturduğu sandalyede elleri arkasında bağlı duruyordu.

Birazdan Mingi gelecekti ve Jeongin geçen her dakika, her saniye ömrümün sonuna geldiğini daha çok hissediyordu.

Karanlık bir odaya almışlardı onu. Etrafı göremiyordu. Bedenini hareket ettirdikçe el ve ayaklarındaki plastik kelepçe bileklerini çiziyordu.

"Lütfen... Sadece Minho hyungun iyi olmasını istiyorum. Lütfen ona bir şey olmasın..."

Böyle dediğinde bile kalbi korkudan patlayacak gibi hissediyordu.

Hiç beklemediği silah seslerini duyduğunda başta ne olduğunu anlamadı.

Hyunjin hyung mu gelmişti yoksa?!

"Hyung! Burdayım. Kurtarın beni!"

Avazı çıktığı kadar bağırırken heyecandan soğuk terler döküyordu.

Arkasındaki kapı açılıp içeri loş bir ışık girdiğinde Jeongin arkasına bakmak için kıpırdanmayı denedi.

"Hyung? H-hyunjin?"

Hayır... Ayak sesleri daha sert geliyordu.

Yoksa Mingi mi gelmişti?

"Lütfen- Lütfen bana dokunmayın artık. Bıktım sizden yeter... Bırakın beni yalvarırım."

Mingi'nin geldiğini düşünmüştü ama arkasındaki adam ses çıkartmamıştı.

"Mingi nerede?"

"S-siz kimsiniz?"

Adamları tanımadığı gibi göremiyordu da.

"Seni çözdüğümde sesini çıkartırsan gebertirim."

Ellerini ve ayaklarını bağlayan kelepçeyi kopardığında iki kişi olduklarını fark etti.

Kim olduklarını da soramıyordu ama Mingi olmasın da kim olursa razıydı. Çünkü sonuçta buradan çıkacaktı. Cehenneme girmeyi kabul ederdi Mingi'nin işkencesini görmektense.

"Gel hadi. Arka kapıdan. Küçük köstebek seni."

Jeongin onları tanımıyordu ama ışığa geçince onları tanıdığını fark etti.

Bunlar Hyunjin'in ekibindendi! Sarı saçlı olana keskin nişancı silahı ile ateş ettiğini hatırlayınca kendinden utandı.

Diğer yanında duran kısa adam ise Jeongin'in kolunu sıkıca tutarken onu dışarı çıkarmışlardı.

Açılan ateşlerle Jeongin çığlık atarak kulaklarını kapattığında sarı saçlı olan gözlerini devirdi.

"Kapa çeneni bizi yakalatacaksın." Dedi dişlerinin arasından.

"Özür dilerim..."

"Namjoon, gördüler bizi koşmamız lazım."

Hızlıca yürürken Namjoon onun ensesini tuttu.

"Bana bak velet,  seni kucağımda taşımak istemiyorum o yüzden tabanları yağla ve uç! Arkada kalırsan geri dönmem."

"Ya ya ya! Tamam!"

Chnagbin onu sırtından ittirdiğinde kapıdan alt sokaktaki arabaya kadar koşmuşlardı. Namjoon arada bir arkasına dönerek korumak adına ateş ediyordu.

I Can Hear U || MinSung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin