🌃 Kafa Karışıklığı 🌃

22 3 0
                                    

Her şey son gibi görünen başlangıca adım adım daha fazla yaklaşıyordu. Onlar için son gibi görünse de, biz daha yeni başlıyoruz...

🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃🌃

Tarih:28.09.2197

Hakîm Bakış Açısı:

  Uzun çabaları sayesinde en sonunda Jungwon'u uyutmayı ve sakinleştirmeyi başarmışlardı. Şöyle yapmışlardı daha doğrusu: Jay, Jungwon ile konuşurken Jimin sessizce Jungwon'un yanına yaklaşmış ve Jungwon onu fark etmediği bir anda boynu ve köprücük kemiği arasındaki boşluğa iki parmağıyla vurmuş, Jungwon'u bayıltmıştı.

  Bu yöntem eski kungfu hareketlerinden basit bir hareketti. İnsanı çabuk sersemletip bayıltabiliyordu bu hareket o yüzden bu hareketi kullanmayı tercih etmiş ve Jungwon'a hasar vermeden bu şekilde bayıltabileceğini düşünmüştü.
Jungwon bayılınca onu almış ve Jay'in tulumuna geri yatırmışlardı. Sonra onların fark etmediği bir sırada uyanırsa diye ellerini ve ayaklarını Jimim'in bileğinden asla çıkarmadığı fularla bağlamışlardı.

  Şimdi ise -yine her zamanki gibi- daire olmuş, Jungwon'nun neden böyle bir şey yaptığını ve neden böyle olduğunu tartışıyorlardı. Her zamanki gibi aralarından fikirleri ortaya atan Hoseok, yine düşüncesini belirtmişti.

Hoseok:Bir tuhaf geldi bu Kedi bana. Yani, eğitim almış ajandan çok uzakta yaptığı hareketler.

Diye söyledi ve düşüncelerini ölçmeye devam etti. Onun bu fikrine karşı odadaki birçok kişi onayladı. Hoseok haklıydı, ajanlar böyle şeyler yapmayacağı ile alakalı dersler alırdı. Her ajan o derslerden tam puan alamadan geçemez ve seçilmezdi.

  Jungwon ajandı, ayrıca bir grubun da lideriydi. Yani demek oluyor ki bu derslerden gayet iyi geçmiş birisiydi ve neler yapıp yapmaması gerektiğini gayet iyi ayırt edebiliyordu; fakat şimdiki hareketleri ajan olmak için seçilirken yaptıkları hareketler gibi değildi, bir ajanın yapmaması gereken şeyleri yapıyordu Jungwon, bunda bir terslik vardı.

  Jay düşünceliydi. Jungwon'u öyle gördükten beri düşünceli ve sessizdi. Buraya düşmeden önceki günün gecesi odalarında kalırken Jungwon ile yaptığı konuşmalar geliyordu gözünün önüne. Jungwon'un heyecanlı heyecanlı ona anlattığı şeyleri düşünüyor, bir de şu anki Jungwon'a bakıyordu. Aralarında büyük fark vardı, bu baygın yatan kişi görev öncesi akşam mutlu olan çocuk değildi. Gerçek bundan çok farklıydı, bunlar gerçek olamazdı o yüzden konuşma gereği duydu ve ortaya konuşurken gerçek olanı söyledi.

Jay:Benim tanıdığım lider bu değil, Lider Kedi bu değil kesinlikle. Tuhaf bir şey olmuş ona, o değil bunları söyleyen...

Dedi ve gözlerini yeniden yere dikti, düşünmeye devam etti.

  Jay önüne dönerken diğerleri de Jay'e dönüp bakmışlardı. Jay'in neden böyle düşündüğünü sormaları gerekiyordu çünkü aralarından hiçbir kimse Darkteam'i tanımıyordu. Darkteam daha yeni bir gruptu, kimse onları çok uyi tanımıyordu. Grubun içinde nasıl birileri olduğunu, karakterlerinin nasıl olduğunu, yeteneklerinin ne olduğunu ve daha fazla birçok şeyi bilmiyor, tanımıyorlardı. Sadece buraya düşmeden önce -bir günlük olan- tanışma haftasında az biraz tanışmışlardı; isimlerini, görevlerini ve yaşlarını falan öğrenmişlerdi. Bu bilgilerin dışında da kimse o grubu tanımıyordu, bir şey bilmiyordu.

  Namjoon, Jay'e baktı ve beden dilini kontrol etti. Yalan söylemiyordu aksine gerçekleri söylüyor gibiydi. Tamam, amcasına güvenmiyordu belki ama bu çocukları seçerken yanlış kişileri seçeceğini düşünmüyordu. Jungwon'un da böyle olmasının bir açıklaması olduğunu düşünüyordu ama önceliği Jay'in düşünceleriydi.

🌌 7 Fates 🌌 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin