🌌 7 Fates 🌌

🎐 Bir Islık Gibi 🎐

ʏıʟʙᴀşıɴᴀ öᴢᴇʟ ʙöʟüᴍ ☃️❄️

Dışarıda olanlara göre o çok sakindi, hiçbir şeyden haberi yoktu çünkü...

🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐🎐

Hakîm Bakış Açısı:

  Bir gece başladı her şey, gecenin örtüsü olan karanlığın içinde döndü her şey. Birtakım gerçekler insanlar uyurken gelir önüne, kimse de fark edemez doğru düzgün zaten o gerçekleri.

  Onlar ise gerçeğe çok yakınlardı. Sanki hemen önlerindeydi gerçek, uzansalar bulacaklardı gerçekleri ama her şeyin bir sınırı olduğu gibi onların düşünme kabiliyetlerinin de bir sınırı vardı. Gerçeklerin birazına ulaşıp geri kalanlarını bulamıyorlardı.

  Şimdi herkes saat dilimi bilmeden kendi köşesine çekilmiş bekliyordu. Arada gözleri tulumun içinde baygın olan bedene -Jungwon'a- kayıyor ve geri -başka yere- çekiyorlardı bakışlarını. Nasıl bir duruma düşmüşlerse çırpındıkça batıyorlardı, hareket etmezlerse de kurtulamayacaklardı. Nereye gideceklerini de bilmiyorlardı ya doğrusu, bilinmezlikle ne yapacaklarını da bilmiyorlardı. Bilinmezliğin içindeki bilineni bulabileceklerine de inançları gün geçtikçe azalıyordu.

  Onlar kendi hallerinde beklerlerken bayıltarak sakinleştirdiği beden yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. Bunu fark eden Jihoon, hemen odadaki herkese haber geçti.

Jihoon:Kedi uyanıyor!

Diye ani bir heyecanla söyledi odadakilere ve hemen yerinden ayaklanıp Jungwon'nun yanına gitti.

  Jihoon'nun sesi, sessizliği öyle güzel bölmüştü ki herkesin gerçekliğe yeniden gelmesine yardımcı olmuştu ve karşılaşmaları gereken bir gerçek olduğunu hatırlatmıştı. Ayaklanmalı ve o gerçekle yüzleşmelilerdi, kaçmamaları gerekiyordu.

  Herkes yerinden ayaklandı ve Jihoon'un yanına gidip uyanmaya çalışan Jungwon'a baktılar, sonra birbirlerine dönüp birbirlerine baktılar. Uyandığında ne yapacaklardı ki, o zaman ne yapabilirlerdi ki? Jungwon, bildiği her şeyi söylemek için ayarlanmış gibi konuşuyordu. Onu durduramazlardı ki, bunu yapmaya yetecek bir cihazları da yoktu. Ellerinde kocaman bir sıfırdan başka bir şey yoktu.

  Ne yapmaları gerektiğini bilmeyen üyelerin aklındaki soruyu Jungkook sormuştu ortaya, dillendirmişti akıllardaki soruyu.

Jungkook:Ne yapacağız o uyanınca?

Diye sordu ve odada bulunanlara kısaca göz gezdirdi. Cevabı verebilecek kimsenin olmadığını da fark etti, o yüzden bakışlarını üyelerden çekip Jungwon'a çevirdi. Eh yani, kimsenin bu soruya cevap verebileceği düşünmüyordu zaten de sormaktan da kim ölmüş ki?

  Aralarından Jimin biraz düşünmüş olacak ki konuşmaya başladı arkadaşlarına.

Jimin:Bir şey yapabiliriz: Onu hipnoz edip etkisiz halde bırakırsak doğru düzgün bilgi vermesini engeller ve sadece kendi istediğimiz soruların cevabını alırız.

Diye söyledi ve Jungwon'a baktı. Hipnoz edebilirdi evet, sadece ona ilaç vermişlerdi tahminine göre. İlaç benliğini tamamen ele geçiremezdi yani özündeki Jungwon ile konuşabilirdi.

  Herkes Jimin'in bu teklifi ile ondan tarafa dönüp baktı. Jimin; büyü, fal, biyoanatomi ve ruhlarda gayet iyiydi. İnsanlarda gerçekleşen her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyordu ve bunları ondan daha iyi yapacak kimse yoktu bu odada.

  Herkes Jimin'i onayladı sonradan. Ona ve planına güvenmekten başka şansları yoktu ama aralarından Jay biraz tedirgindi bu konuda, grup üyelerinden birisine sihir gibi bir şey uygulayacaklardı. Zarar gelirse ne olacaktı o zaman, Jungwon zarar almaz mıydı o zaman? Bunu kabul edemezdi, itiraz etmeye hakkı vardı.