20. Ziyaret

653 68 63
                                    


Merhabalar sevgili okurlarım.

Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Keyifli okumalar canlar.


🔪


YAZAR ANLATIMI:

Saatler geçmişti ama bekleyiş hâlâ devam ediyordu. Hastane koridoru sessizdi. Kimse konuşmuyor, sadece sevdiklerinden iyi bir haberin gelmesini bekliyorlardı.

Meriç'in telefonu çalmaya başlayınca dikkatler onu buldu. Telefonda gördüğü isim gerilmesine sebep olmuştu. Haberi duymuş olamalıydı. Bu durum biraz daha gerilmesine sebep olmuştu.

Sabahın köründe arıyorsa kesinlikle İdil'in durumundan haberi vardı.
İstemese de telefonu cevaplamak için koridorun sonuna doğru ilerledi. Daha sonra sakin olmaya çalışarak aramayı yanıtladı.

"Efendim baba" bu kelimeyi hiçbir şekilde kullanmak istemese de bir gerçek vardı ki bu adam onun babasıydı. Sevmese de saygı duymak zorunda hissediyordu kendini.

"Bu duyduklarım doğru mu Meriç?" tahmin ettiği üzere sorgular şekilde gerçeği kendinden duymak istiyordu.

"Evet, doğru " bu söylediğinden sonra karşı taraftan öfkeli ses duyuldu.

"Ulan sen ne biçim abisin,kardeşine zarar gelmesine nasıl müsade ettin!" elleri öfkeyle yumruk oldu. Yine de sakin bir şekilde cevapladı.

" Bir anda gerçekleşti, engellemeye fırsatım olmadı "

"Hiç şaşırtmayacaksın beni değil mi? Ömrünün sonuna kadar işe yaramaz herifin teki olarak kalacaksın "

Gözlerini kapattı ve alışmış olduğu bu kelimeleri bir kez daha sindirmeye çalıştı.

"Baba-"

"Kardeşin için en iyi doktorları ayarladım, hastane ile de konuştum her şey hazır. Al kardeşini buraya yanıma geleceksiniz" kaşları çatıldığında sesi de sert çıkmıştı.

"Ne diyorsun baba sen? İdil bu halde yolculuk yapamaz "

"Doktorlar ile konuştum,dikkat edildiğinde bir sorun olmayacağını söylediler"

"Sence böyle bir şeyi İdil ister miydi?"

"Kardeşin akıllı bir kız, babasına karşı çıkmayacağını iyi bilir"

Meriç duyduğu sözden sonra alay edercesine güldü. Tabi bunu babası duymamıştı. Daha sonra tekrar konuştu. İdil kendi istemediği bir şeyi asla yapmazdı.

"En azından yoğum bakımdan çıkmasını bekleyelim"

"Uçak hazır Meriç"

"Bu halde İdil'in hiçbir yere gitmesine izin vermiyorum "

"Meriç!"

" Kızımın durumu şu an nasıl diyeceğine şu yaptığına bak,umrunda olan tek şey soy adın öyle değil mi?"

Karşı taraftan bir cevap gelmediğinde tekrar konuştu. "Sen Ümit Varol, bu hayatta umrunda olan tek şey yani soy adın için herkesi karşına alır,umursamazsın. Tıpkı şu anda yaptığın gibi!"

Babası bir süre susmuş daha sonra ılımlı bir sesle tekrar konuştu.

"Peki yoğum bakımdan çıkmasını bekleyelim,daha sonra al kardeşini yanıma getir"

Meriç hiçbir şey söylemeden telefonu kapatıp cebine koydu. Bildiği tek bir şey vardı o da babasından nefret ediyor oluşuydu. Adamın tek derdi aile itibarıydı,çocukları umrunda değildi. Bu yüzden değil miydi zaten çocuklarını bırakıp yurt dışına gitmesi?

Nefesini Hisset (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin