⚠️Kurguda kusurlar olabilir, bunları gözardı ederek okumanızı rica ediyorum. Bölümler daha sonra düzenlenecektir📌
///
Polisler artık çıldırmak üzereydiler. Bir dosya kapanmadan başka bir dosya açılıyor hiçbir sonuç elde edemiyorlardı. Kendine "SY"...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ROSE'NİN ANLATIMI:
Taksi apartmanın önünde durduğunda küçük valizimi de alarak arabadan indim. Hava kararmıştı ve şu an burada olduğuma inanamıyordum. İdil'e yalan söylememiştim. Dediğim gibi Fransa'ya annemin yanına gitmiş, fakat işler yolunda gitmediği için geri dönmek zorunda kalmıştım.
İdil'e gitmeden önce bakıcısı olduğum Yağmur ablanın yanına gelmek istemiştim. İdil'in işlerinin geç biteceğini bildiğim için, henüz buraya gelmemiş olduğunu düşünüyordum. Küçük valizimi de peşimden sürükleyerek apartmana doğru adımlamaya başladım. Tam bu esnada gördüğüm bedenle adımlarım duraksamıştı. İdil birkaç metre ötemde apartmana doğru ilerliyordu. Arkasından bağırmak istediğim esnada birisi valizime çarptığı için durmak zorunda kalmıştım.
"Pardon hanımefendi kusura bakmayın" Başımı çevirip valizime çarpan orta yaşlı adama zoraki bir şekilde gülümseyip "Sorun değil" diye cevap verdim.
Yüzündeki garip gülümsemeyle önce yüzüme daha sonra valizime bakarak tekrar konuştu. "Yardıma ihtiyacınız var mı?" Ah tabi ki var, bu küçük valizi taşımakta zorlanıyorum (!)
"Hayır, teşekkür ederim" diyerek gitmek istediğimde bir kez daha konuşmuştu.
"Burada yenisiniz sanırım?"
Sana ne kardeşim benden, def ol git ya!
Nedendir bilinmez bu adamdan hiç hoşlanmamıştım. Bakışları fazla garipti ve rahatsız hissediyordum. Bu yüzden sert bir sesle sorusunu cevapladım. "Acelem var gitmem gerek" Diyerek bir kez daha konuşmasına izin vermeden hızla apartmana doğru ilerledim. Asansörün yanına geldiğimde benim ineceğim katta olduğunu görmüştüm. Anlaşılan en son asansörü İdil kullanmıştı. Tuşa basarak asansörü çağırıp beklemeye başladım. Yaklaşık bir dakika sonra geldiğinde hemen binip, gideceğim katın numarasını tuşladım.
Asansör durup kapı açıldığında bakışlarım koşarak merdivene doğru ilerleyen İdil'i bulmuştu. Kaşlarım çatıldığında tereddütle arkasından baktım. Ne olmuştu da koşarak gidiyordu? İyice merak ettiğim için İdil'in peşinden gitmeyi sonraya erteleyip, daireye doğru ilerledim. Çantamda ki kaybetme ihtimaline karşı çıkarttığım yedek anahtarı çıkartıp evin kapısını yavaşça açmıştım. Valizimi kapının dışında bıraktım. Tedirgindim çünkü İdil hiçte iyi görünmüyordu.
Ne görmüştü de bu hâle gelmişti çok merak ediyordum.
Evin içine girdiğimde duyduğum sesler kaşlarımın çatılmasına neden oldu. Biraz daha ilerleyip sesin geldiği yere, yani Kamer Bey'in odasına yaklaştım. Kapı hafif aralıktı ve gördüğüm görüntü gözlerimin kocaman olmasını sağlamıştı. Elimle ağzımı kapatıp vereceğim sesli tepkiye engel oldum.Sesimi duymalarını asla istemezdim.