⚠️Kurguda kusurlar olabilir, bunları gözardı ederek okumanızı rica ediyorum. Bölümler daha sonra düzenlenecektir📌
///
Polisler artık çıldırmak üzereydiler. Bir dosya kapanmadan başka bir dosya açılıyor hiçbir sonuç elde edemiyorlardı. Kendine "SY"...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🧷 🔪
Gözlerimi yavaşça açtığımda her yer karanlıktı. Yerimde hareketlenip kalkmak istediğimde vücudum uyumuş durumda olduğu için zorlanmıştım.
Odanın karanlık olması sorun değildi çünkü ben karanlığı seven biriydim. Duştan sonra saçımı kurutmadan uyuduğum için de başım ağrıyordu. Oturur pozisyona geçip elimi saçlarımdan geçirdim. Hâlâ saç diplerim nemliydi. Üzerimde bornoz olduğu aklıma gelince yavaşça yerimden doğruldum. Karanlık olduğu için odanın ışığını açarken zorlanmıştım. İlk olarak etrafta telefonumu aradım.
En son nereye koymuştum?
Komodinin üzerinde olduğunu görünce ona doğru ilerledim. Onu buraya hangi ara koyduğumu hiç hatırlamıyordum. Düşünmeyi bırakıp telefonu elime aldığımda birkaç cevapsız çağrı olduğunu görmüştüm. Onları es geçip saat baktığımda gece 04:17 olduğunu gördüm. Anlaşılan sekiz saat falan uyumuştum. Telefonu tekrar aldığım yere koyup dolaba doğru adımladım. Kapağını açıp içinden iç çamaşırı, gri eşofman ve uzun kollu siyah bir buluz aldım.
Üzerimdeki bornozu çıkartıp yerine seçtiğim kıyafetleri giydim. Daha sonra odamda oyalanmadan banyoya doğru ilerledim. İlk olarak tuvalet ihtiyacımı karşılayıp, daha sonra soğuk suyla yüzümü yıkadım. Saçlarım hem nemli hem de kabarık olduğu için tarayıp, birkaç tutamını arkaya toka yardımıyla tutturdum. Banyoda ki işim bittiğinde karnımdan acıktığıma dair sesler geliyordu. En iyisi kendime atıştırmalık bir şeyler hazırlamalıydım. Dolabı açıp içine birkaç saniye bakarak geri kapattım. Dolapta ki hiçbir şeyi canım istemiyordu. Kendime makarna yapmalıydım. Tencereye belirli bir miktarda su koyup ocağın altını yaktım. Suyun kaynamasını beklerken domates sosunu hazırlamaya başlamıştım. Yarım saatin sonunda makarnam hazır olmuştu. Makarnamı tabağa koyup, yanına bir bardak su olarak salona doğru ilerledim. Uykumu aldığım için biraz televizyon izleyip kafa dağıtacaktım. Önce televizyonu açtım. Daha sonra koltuğa yerleşip izleyebileceğim kanalları gezmeye başladım. Bir yandan makarna yiyor, diğer yandan hâlâ izleyebileceğim herhangi bir film arıyordum.
En sonunda pes edip televizyonu kapattım. Sanırım koşturmacanın içerisinde hayata dair hoş olabilecek hiçbir şey dikkatimi çekmiyordu.
Makarnamı bitirmiştim. Boş tabağı makinaya yerleştirmek için mutfağa doğru ilerledim. Yemeğimi hazırlarken kirlettiğim tüm mutfak gereçlerini makinaya yerleştirip, yıkaması için çalıştırdım.
Ben tüm bunları yaparken saat kaç olmuştu acaba?
Birkaç saat sonra işe gideceğim için tekrar uyumayacaktım. Odama tekrar döndüğümde telefonuma doğru ilerledim. Ekran kilidini açıp baktığımda saatin 6 olmak üzere olduğunu görmüştüm. Bir sürü cevapsız çağrı vardı ve uyku sersemi fark etmediğim için şu an fark ediyordum. Aramaların neredeyse hepsi Göktuğ'a aitti. Mesaj kutuma girdiğimde ise ilk olarak Göktuğ'un yazmış olduğu mesajları açtım.
