"11"

1.8K 67 20
                                    

"Ne yapacaktım ben şimdi? Ya abime bir şey olduysa.. Onsuz ne yapacaktım.."

"Uzun süre ardayla sarılı kalmıştık, ve ben hala ağlıyordum. Başkalarının yanında ağlamak bana göre bir şey değildi. Ama şu an, kendimi asla kontrol edemiyordum."

"Ve ertesi gün okul vardı. Nasıl gidecektim? Aklımdaki şeylerle dersi nasıl dinleyecektim? Aklımda bir dünya soru vardı. Ama hiç birinin cevabı yoktu."

"Ardayla biraz daha öyle kaldıktan sonra geri çekildim. Ve elimi yüzümü sildim, ayağa kalktım mutfaktan bir bardak su alıp içtim. Suyu içtikten sonra derin bir nefes aldım, ve nefesi verirken gözlerimden yaşlar akmaya başladı tekrardan."

"O sırada aşağıya Minel ve İsak indi. Minel hemen yanıma koşarak geldi. İsak'ta Ardaya ne olduğunu sordu."

Minel: Lavin! Neler oluyor! İyi misin!?
-Televizyona bak Minel..

"Elimdeki bardağı tezgahın üzerine bıraktım, ve tezgaha tutunmaya çalıştım."

Minel: İnanamıyorum.. Altay abiyi aradınız mı?
-Aradık.. Ama ulaşamıyoruz..! Ulaşamıyoruz!
İsak: Arda sen aradın mı.
Arda: 2 kere aradım ses seda yok.
İsak: Bende arayayım bi
Arda: Tamam

"Arda dirseklerini bacağının üstüne koydu ve kafasını ellerinin arasına alıp derin bir Of çekti.."

-Ne yapacağım ben Minel? Abim olmazsa.. Ne yapacağım
Minel: Ya Lavin öyle düşünme uyuyodur belki.
-Umarım uyuyordur.

"Biraz daha abime ulaşmaya çalıştık neredeyse 2 saat olmuştu. Ve en sonunda bekleme kararını aldık. Okul saati yaklaşıyordu Hepimiz formalarımızı giydik. Ve gelecek servis için beklemeye başladık. Hava çok soğuktu hafif yağmur çiseliyordu."

"Yarım saat sonra servis gelmişti. Hepimiz servise bindik, arka dörtlü genelde bizim olurdu. Cam kenarına doğru geçtim, yanıma Arda Onun yanında İsak ve Minel vardı."

"Çantamdan kulaklığımı çıkarttım, ve herhangi bir şarkıyı açtım. Okula en az 1.30 saat içinde gidiyorduk. Evlerimizden uzaktı çünkü."

"Camdan dışarıya doğru dalmıştım.. Elimin üzerine bir elin değmesiyle irkilmiştim. Önce elimin üzerine, daha sonra da Ardaya dönüp baktım. Elimin üzerindeki el, Ardanın eliydi."

"Elimin üzerindeki ele bakarken yüzümde ufak bir gülümseme oluştu. Sonra dönüp Ardaya baktım. Gerçekten çok üzgün gözüküyordu. Zaten gözleri her zaman yorgun bakan bir çocuktu. Ama şu anki gözleri, farklı bakıyordu."

"Kafamı tekrar camdan dışarıya çevirdim ve okula gelmiştik. Saat 8.30 idi. Servisten indik, yağmur hala çiseliyordu. Minel ve ben Sınıfımıza gittik. Arda ve İsak Farklı sınıftaydı."

"Sınıfta fazla anlaştığım kişi yoktu, bir Minel vardı işte. O kadar. O da bana yetiyordu. Bu sınıfta çok fazla dışlanmıştım. Annem ve Babam yok diye. Karne günleri benim için hep faciaydı. Tabi Abim vardı. Onun olması güzeldi ama.. Annemin ve babamın da olmalarını çok istedim."

"Göz altlarım morarmıştı. Çok enerjik de gözükmüyordum. Benim için hayatın her zaman kötü yanları oldu, ama ben onları sadece içimde yaşamayı tercih etmiştim. Dışarıya hep mutlu ve enerjik olarak görünüyordum. Daha doğrusu fazla güçlü görünüyordum. Elbet güçlüydüm. Ama yalnız kaldığım her an hayatı sorguluyorum."

"Minel ile sınıfa girdiğimizde gözler bize dönmüştü. Aşırı rahatsız ediciydi. Eski platoniğim Emre de benimle aynı sınıftaydı. Bu durumdan her ne kadar memnun olmasamda, bir geçmişimiz vardı. Kara geçmişimiz.."

"Öğretmen masasının önündeki sırada oturuyordum. Yanımda da daha önce hiç konuşmadığım birisi vardı. Dediğim gibi, sınıftakilerle aram iyi değildi."

"Yerime oturduğumda arkamdaki kızların muhabbetine kulak misafiri olmuştum."

Ecem: kanka duydun mu lavin arda güler ile flörtleşiyormuş
Zeynep: evet ya arda nasıl bu kıza baktı aklım almıyor

"Onları umursamadım ilk ders edebiyattı. Tuğçe hocamı yani edebiyat hocamızı çok seviyordum. Beni her konuda dinler ve destek olurdu. Öğrenciler arasında ayrım yapmazdı. Herkesi eşit görürdü."

"Tuğçe hoca yanında bir kızla sınıfa girmişti. Kız o kadar da güzel değildi."

Tuğçe hoca: Hazal'cım. Bize kendini tanıtır mısın?
Hazal: Ben Hazal. 15 yaşındayım, Fenerbahçenin Voleybol takımındayım, ama daha maçlara çıkmıyorum. İstanbulluyum.
Tuğçe hoca: Teşekkür ederiz Hazalcım. Ahmet arkadaşımızın yanı boş görünüyor. Oraya oturabilirsin

"Hazal Ahmetin yanına oturmuştu. Ahmet de zaten kız meraklısıydı. Tam yerini bulmuştu.. Hoca dersi anlatıyordu ama benim aklım abimdeydi kafamı kollarımın üstüne koyup sıraya yattım. Ve abimi düşünmeye başladım.. Acaba iyi miydi? Enkaz altında mıydı? Durumu nasıldı? Düşünmekle geçen 40 dakikanın ardından tenefüs olmuştu."

Minel: Hadi İsakların yanına gidelim
-Minel hiç halim yok
Minel: ya hadi açılırsın
-off tamam

"Minel beni zorla da olsa isakların yanına götürüyordu. Oysa ben sınıfta yatmak istiyordum. Minel beni kolumdan çekiştiriyordu, yani resmen sürükleniyordum."

Minel: ya biraz canlı olur musun
-Minel sıkıntıların mı var. Böyle bi durumda benden ne yapmamı bekliyorsun?
Minel: özür dilerim.. Haklısın
-tamam sorun değil. Hadi tenefüs bitecek şimdi

"10-D'nin sınıf kapısına gelmiştik İsak Mineli görünce hemen yanına doğru koşturdu. Gözlerim Ardayı arıyordu, ama Arda içeride bi kızla gülüşüyordu. Yüzünü bu tarafa hiç çevirmedi. Moralimin düşüşü ikiye katlanmıştı. Bende umursamıyormuş gibi yapıp adımlarımı sınıfa doğru yönelttim."

Anlatamam | Arda Güler'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin