Sürünün Yuvası 🙋

Alpha Mark Pier

Kurt puslu günleri arkasında bırakır ama yediği soğuğu unutmaz. İzlediğim filmde geçen sahnede duydum bu sözü. Anne ve babam ben çocukken gitti. O günlerde gitmenin sadece yer değiştirme olduğunu sanıyordum. Ölüm anlamında olduğunu bilmiyordum ve günlerce gelecekler umuduyla yaşadım.

İlk günler sanki annem çıkıp oğlum diye bana mutfaktan seslenecek gibiydi. Diğer günler babamın ihtişamlı olan görüntüsünü yavaş yavaş silmeye başladı zihnim. Acı insanın kalbini kömür eder. Siyah bir taşa dönüştüm. Kötülük ve zalimlik ile beslenmek iyi geldi bana. Sonra beni siyahların arasından beyaza çıkaracak tek şeyi aramaya başladım.
- Eşimi.

Artık tek bir tane İngilizce makale yazmak istemiyordum. Hayatın en büyük stresi büyükler için geçim kaygısı bizler için ise ödevler.
- Anna. Yazıyoruz, yazıyorum. Öğretmen hep yırtıp atıyor makalemizi.
- Haklısın. Bende anlamış değilim. En iyisi bizimki iken bize haksızlık ediyor.
Anna oturduğu masadan kalktı.
- Gidip diğerleri gibi sürünün günlük işlerine katılalım Olga. En azından makale yazmayanlar daha çok dışarıda eğleniyor.
- Durup burada beyin patlatmak yerine gidip koşarız çimenlerin üstünde.

Olga ile Anna çocukluktan beri arkadaştı. Olga saçlarını daima kısa kestirmek isterdi. Babası işi gereği sürekli seyahat ederdi. Annesi ise artık bu durumdan şikayetçi oluyordu. Olga ise onların kavgasından kaçıp genellikle Anna ile ders çalışmaya gelirdi. Büyüyünce onlar gibi olmayacağım diye Olga günlüğüne yazardı. Kopuk aile ilişkisini sevmiyordu.

Anna'ya göre sürünün en güzel kızı arkadaşı Olga'dan başkası değildi. Olga gibi saçlarını kısa kestirmek istiyordu. Fakat cesaret edemiyordu. Olga daima spor giysilerle rahat ederdi. Anna ise elbiselerini çok seviyordu. Onlardan vazgeçip iki kez spor giysilerini giymişti üstüne. Ama rahatsız hissetmişti. İki kız tüm sürünün bildiği şeyi sesli olarak düşünmek istemiyordu. Evden çıktıklarında ilk konuyu Anna açtı.
- 18 yaşında olacağız yakında Olga.
- Eş seçimi seni de korkutuyor değil mi ?
- Ben okumak istiyorum.
- Sürü bize bu şansı vermez Anna.
- Oysa eğitim ışıldayan demir.
- Kitaplar paslanmaz bilgi. Onlar niye bizim gibi değil ?
- Sürünün kanunları yıllardır böyle olduğu için değişime kapalıyız.
- Yakında evde yokuz yazını asar sürü kapıya.

Anna ile Olga gülmeye başladı.
Beyaz Bulut sürüsü 18 yaşına gelen her üyeye evlenmeyi şart koşmaz. Sürünün devamı için eş bulunmasını ister. Bir zorunluluk yoktur aslında. Görünmeyen ise dişi kurtlar alfa bulur ise ayrılır. Böylece sürüden fazladan bir boğaz eksilir. Böylece başka sürüye giden dişi kurtlar luna olursa Beyaz Bulut sürüsüne talep atar.
Luna'ya yakın isimler onun sürüsünden dişi kurtlara talip olur. Düzen ve devamlılık için bu doğal döngü yıllardır uygulanıyor Beyaz Bulut sürüsünün üyelerine. Doğum günleri olan dişi kurtlar için parti verilir. Böylece civardaki tüm bekarlar sürüde toplanır. O davet aynı zamanda yuva kurmaya giden yoldur.
O yüzden 18 yaş heyecanı her yıl Beyaz Bulut sürüsünün geleneksel şöleni gibidir. Tabiki eğer eşini bulamayan olur ise sürü onu sürgün etmez.

Olga eline aldığı yoncanın yapraklarına baktı.
- Eğer bu yıl eş bulamaz isem üzülmem.
- Bende Olga. Daha çok kitap okurum sadece.
- Eşleşen ama evlenmek yerine nişanlı olanlar var sürüde Anna.
- Onlarda yakında düğün yapar. Sürü son günlerde mali açıdan çıkmazın içinde. Daha fazla kimseyi barındırmak istemiyor.
- Farkındayım. Evlilik tarihlerini çoğu nişanlı çiftlerin öne aldı.
- Eşleşen çiftler ayrılır ise aynı sürüden başkasını alamıyor. Bu aslında kötü. Çiftleşmek suç mu ?
- Değil. Ama iki eş aynı sürüden seçilir ise kavga olur. Kocasını kimse paylaşmaz. Bence bu kural çok yerinde.
- Ama aşık değil ise ikisinin ayrılması doğru değil mi ?
- Eş seçimi ondan önemli. Kalbinin hissetmediği kişiye eşim diye hitap etmemek lazım. Üstüne boynunu işaretlemek başına çorap örmek anlamına geliyor.

Olga karşıdan gelen Karen'i gördü.
- Aşkım geliyor Anna.
- Onunla eş olacak mısın ?
- Bizi kesin yemeğe çağırmak için gelecek.
Karen iki kızın yanına gelince onlara gülümsedi.
- Ders çalışmaya ara verdiğiniz belli oluyor. Soslu makarna yemeğe gidelim mi ?
- Hep bizi yemeğe mi çağırmaya geleceksin Karen ?
- Olga. Teklifi beğenmedin mi ?
- Hayır.
- Neden ?
- Bazen ormana çağır beni istiyorum.
- Henüz 18 yaşında değilsin. Seni eş olarak seçmem yasak.
- Yasak yasak. Anna ile biz yakında sizin gibi 18 olacağız.
- O gün söz seni götüreceğim.

Anna ilk kez onları yalnız bırakmanın iyi bir fikir olduğuna karar verdi.
- Olga biliyorsun makale yazılacak. Siz yemek yiyin ben biraz kitap okumaya eve geri döneceğim.
- Ama soslu makarna seversin Anna.
- Şuan iştahım yok.
Olga ile Karen giderken Anna onların eş olduğunu hayal etti. İkisi birbirine göre fazla uyumlu gözüküyordu. Olga eşini bulmuştu Anna'ya göre.

- Bugün durmamız gerekmez mi ?
- Alpha Mark Pier benim. Sen dediğimi yapacaksın.
- Alfa ama bugün sekiz sürüye saldırdık. Üstelik Beyaz Bulut sürüsü kimseye zarar vermedi yıllarca.
- Bond. Sabah güneş doğarken onlar uyurken saldırıya geçeceğiz. İtiraz istemiyorum.
- Emrinizi yerine getirmek için hazırlığa başlıyorum alfa.

Çalışma odasından çıkan Bond'un arkasından içeriye kızıl saçlı bir kız girdi.
- Seni rahatlatmak için geldim.
- İstemiyorum. Şuan daha büyük sorunlarım var benim.
Kız pek söz dinleyecek gibi değildi. Elbisesini çıkarıp masanın üstüne attı.
- Meli sana çık dedim değil mi ?
- Beni seveceksin Mark.
- Alpha Mark Pier benim adım. Çık dedi isem tekrar ettirme cümleyi bana.
- Annesi ve babası öldürülen tek kişi gibi davranmayı bırakır isen alfa olduğunu anlarım.
- Kapat o ağzını.

Meli elbisesini aldı masanın üstünden.
- Ölüm soğuktur alfa. Ama senin kalbin buzul ülkesi gibi. Günler geçtikçe buz kütlesi olmaya devam ediyorsun. Masumiyet sorgusu olmadan sürekli saldırıp sürüleri dağıtıp yok etmek seni lider yapmaz.
- Sana çık dedim değil mi ?
Alpha Mark kızın kolunu tutup onu kapının önüne bıraktı.
- Gitmelisin. Çalışacağım.

Meli ondan nefret etti. Ailesinin ölümünün arkasındaki perde daima aydınlık olarak kalmıştı. Luna annesi ile alfa babası sürüyü korumak isterken ölmüştü. Her sürü diğeri ile savaşır. Bu birini katil etmez. Babası ile annesi ölmeden diğer sürüden kaç çocuğu yetim bıraktı acaba ? Alpha Mark Pier için o kısım hiç düşünülmeyen nokta olmuştu. İnsan sadece kendi acısını düşünecek kadar bencildir dedi Meli.

Çalışma masasında otururken Meli'nin sürüden atmasını Mark değerlendirdi. Ailesini ağzına alan herkes ceza alırdı. Meli'nin ayrıcalıklı konumu yoktu. Hemen Bold'u aradı.
- Meli'yi hücreye atın. Bizimle sabah gelmeyecek. Üç gün orada kalsın istiyorum.

Odasının kapısından içeriye John girdi. Yaşlı adam onun danışmanı ve yakın arkadaşı gibiydi. Babasının ölümünden sonra ona destek oluyordu.
- Mark. Kaba olma diyorum sana. Ama sen hala öfkeni kontrol edemiyorsun. Bir eş bulur isen durum değişir.
- Eş istemiyorum. Ben tek başıma bir servet gibiyim.
- Günü gelince eşin sana hükmeder ise sözüme geleceksin Alpha Mark Pier. Şimdi böyle söylemek kolay.
John giderken Mark önündeki haritaya baktı.
- Bugün kimse havasında değil. Sabaha böyle kimseyi görmek istemiyorum.
Sürü ile zihinsel bağlantıyı kurmuştu.

Anna babasının sesiyle yeni güne uyandı.
- Kızım kahvaltı hazır.
- Daha çok erken değil mi ?
- Beş oldu saat. Okula gitmeyecek misin ?
- Annem yok mu ?
- O sürü için dörtte yumurta almaya civardaki köye gitti. Beta olmak sorumluluk demek kızım.