Bir Eş

9 3 0
                                    

Alpha Mark Pier elimi tutuyordu. Sadece iki ay sonra 18 yaşında olacaktım.Şimdi yıkılmış ve perişan olan alfanın herkesten çok bana ihtiyaç duyduğunu biliyordum. Onun yaralarının kabuk bağlaması lazımdı.
- Anna. Sen iyi misin ?
- Evet Mark. İyiyim.
- Az önce ne düşündün ?
- Bizi.
Geleceğimiz adına kararlar bugünden alınırdı. Alfa eşim heyecanla sordu bana.
- Gerçekten mi ?
- Mark seni sevmeyi denemek istiyorum.
- Çok sevindim.
- Ama şimdi odama gideceğim. Uykum geldi.
- Akşam yemeği yemeden olmaz.
- Aç hissetmiyorum. Yorgun gibiyim.

Mark onunla daha fazla zaman geçirmek istiyordu.Israrcı oldu.Elini tutup Anna'yı kanepeye götürdü.
- Dinlen önce.
Anna gözlerini açmakta zorluk yaşıyordu. Mark ise onun aniden gelen uykusu karşısında biraz şaşırdı. Uyuyup kalan Anna'yı misafir odası yerine yatak odasına götürdü. Anna gece olunca gözlerini açtı. Mum ışığında sırtı dönük çalışan Mark'a baktı.

- Neden senin odanda olduğumu söyler misin ?
Uykulu gözlerle bakıyordu Anna. Mark aşkla alnına öpücük kondurdu.
- Aniden uykun geldi. Bende hasta olursun diye düşündüm.
Ertesi sabah Anna karın ağrısı ile gözlerini açtı. Mark odada yoktu. Kalkıp banyoya gideceği sırada Mark elinde tepsiye odaya geldi.
- Senin pijama neden öyle Anna ? Sen iyi misin ? Sürünün doktoruna haber vereceğim.
- Mark lütfen.

Anna adet olmuştu sadece. Karnını tutup banyoya gittiğinde Mark daha fazla endişe etti.
- Anna. Yüzün çok solgun. Seni hastaneye götürmek istiyorum.
- Bu evde çok kız gördüm yanında. Ama dolapta ped yok.
- Ped mi ? Tam olarak aradığın şeyi bana tarif eder misin ?
- Mark. Regl oldum.
- Regl mi ? Onun ne olduğunu John bana öğretmiş değil. Gidip ona soracağım.

Anna çığlık atınca olduğum yerde kaldım.
- Hayır.
Anna gerçekten bu sabah tuhaf davranışlar sergiliyordu. Elime telefonu alıp ped ve regl yazdım. İnternet sayesinde ona ne olduğunu çözdüm.
- Ben gidiyorum ped alacağım sana.
- Teşekkür ederim.

Sürünün kızlarından yardım istemek zorunda gibi hissettim kendimi. Ama eşim çığlık attığında göre regl olduğunuz diğerleri bilsin istemiyordu. Marketten ped, çikolata, puding, rezene ve papatya çayı aldım. Eczaneden ağrı kesici ilaç ile vitamin aldım. Sıcak su torbası evde vardı. Anna için iç çamaşırı ile pijama aldım dört tane. Ve hoşuma giden bir siyah elbiseyi satın alıp eve döndüm. Banyoda beni bekleyen Anna'ya temiz giysileri ile pedi uzattım.
- Teşekkür ederim Mark.
- Çorap almayı unuttum. Regl döneminde ayaklarını sıcak tutmak gerektiği yazıyor internette. İyi değil isen cidden sürünün doktoru gelsin hemen.
- Ben iyiyim.

Anna üstünü değiştirmişti. Banyodan daha soluk şekilde çıktı.
- John, puding yapacak sana.
Yatak odasında etrafımda pervane gibi dönüyordu. Ayağımda onun çorapları vardı. Üstümü örtmüş ve karnıma masaj yapıyordu. Ağrı kesici ile vitamin içirdi bana. John getirdiği puding tepsiyi ile bize baktı.
- Geçmiş olsun Anna.
- Sağol John. Sadece bir tane yeterli.
Mark tek kaseyi aldı eline.
- John bizi yalnız bırak lütfen.
- Tamam alfa.

John gidince kasede bulunan sıcak puding hemen kaşıkla ağzıma ulaştı. Çünkü; Mark dur durak bilmiyordu.
Yarım saat sonra Mark onun gözlerini kapattığı gördü. Ağzının kenarında kalan puding parçalarını öptü önce. Anna uyanmadı. Peçete ile özenle dudaklarını sildi Mark. Uyurken oldukça sakin gözüküyordu Anna. Onun bu sevimli görüntüsüne hayran kalmıştı.

Mark çalışma masasına geri döndü. Eşi nasılsa uyuyordu. Yirmi dakika sonra Anna sayıklamaya başladı.
- O benim eşim. Kalbi var biliyorum.
Mark çalışmayı bıraktı. Rüya görüyordu Anna. Ateşi çıkmıştı. Mark ıslak bir bezi alnına götürdü. Vücudu yanıyor gibiydi. Regl döneminde ateş, üşüme, mide bulantısı olurdu. Yarım saat sonra ateşi düşmüş gibiydi Anna'nın.

Onunla ilgilenmek göründüğü kadar basit değildi. Akşam olduğunda Anna uyandı. Mark hemen onun koluna girdi.
- Ben tek giderim.
- Olmaz Anna.
Banyodan çıkınca Anna gülümseyen gözlerle baktı Mark'a.
- Senden ilk nefret ettim. Sürüme saldırdın. En yakın arkadaşımı öldürdün diye kızdım sana. Ama şimdi sen çok ilgili bir eş oldun bana.
- Senin acı çekiyor oluşun kalbimde deprem etkisi yapıyor Anna.
Anna ile Mark yatağa uzandı. Mark onun saçlarını geriye attı.
- Şimdi daha iyi misin ?
- Hala çok bitkin vücudum.
- Doktoru arayabilirim.
- En iyi ilaç sevildiğini bilmektir Mark.
Sen bugün benim gözüme girdin.
- Çok yakında kalbinde olacağım. Ama gidip akşam yemeği alacağım.

Mark mutfağa akşam yemeği almaya gittiğinde Anna artık onun sevgiye açılacak kalbi olduğuna inandı. Mark yemek tabağını tepsiye koyup getirdiğinde yatakta Anna mışıl mışıl uyuyordu.
Mark o olmadan yemek yemek istemedi. Fakat karnından sesler gelince tüm yemeği bitirip tepsiyi mutfağa geri götürdü.

Beyaz Bulut sürüsünün alfası öldürülmüştü. Geriye kalan en kıdemli kişi Anna'nın annesi ve babası olmuştu. Siyah Şerit'ten mahkumlar sürüye döndüğünde Black onlara sorular sormaya başladı.
- Nasıl geri geldiniz ?
- Black. Bizi serbest bırakan senin kızın oldun.
Eşi gelip adama hırladı.
- Kızım olamaz.
- Anna bizi bıraktı. Onu gördük. Gitmemizi söyledi.
- Öyle ise kızım geriye niye gelmedi ?
- Bilmiyorum.

Black eşine sarıldı.
- Kızımız geri dönmedi ise belki Karen içindir. Onu bulamıyoruz. Anna onunla gitmişti. Sakin olmalıyız.
- Black daha fazla burada kalacak değilim. Yarın sabah Siyah Şerit sürüsüne saldırı düzenleyeceğiz. Kızımız evine dönecek.
- Annabella lütfen fevri davranma.
- Tek kızımız düşmanımızın elinde esir.
- Ben öyle düşünmüyorum. Anna kaldı ise cidden geçerli bir nedeni olmalı.

Karen gelip misafir odasına yerleşti. Eşim onunla sürekli kapının önünde basketbol oynuyor. John artık benimle takılmıyor. Eşimden nefret ediyorum artık. Benimle ilgilenmesi lazım. Karen ile basketbol oynuyor. 
- Ters ters bakmak yerine bizimle oynamak ister misin ?
- Hayır.
- Karen lütfen. Mark basketbol bilmiyor.
Mark hızlı adımlarla evden içeriye girdi.
- Anna. Sende kalbimi kır ancak. Gidiyorum odama.
- Karen onunla olmam lazım. Siz John ile oynamaya devam edin.
Odamıza gidince Mark üstünü çıkarıyordu.
- Neden geldin ? Bana babam basketbol oynamayı hiç göstermedi. Senin gibi babam olmadı. Çoğu oyunu bilmiyorum ben.

Ona gidip sarıldım. Kokusunu çektim içime.
- Sarılma bana. Yemiyorum bu numarayı. Yatıyorum. Yarın sabah tüm ışıkları söküp atacağım.
- Mark. Işıkların suçu ne ?
- Karen senin aydınlık yüzünü görüyor. İşte sana ışıkların suçu. Oldu mu ?
- Muzip birisin. Yaramaz çocuklar gibisin.
- Tatlı sözlere karnım tok.
Mark yatağa uzandı. Bende yanına yattım. Elini karnıma götürdü.
- Sancı yok değil mi ?
- Biraz var.
- Sana sıcak su torbası getirebilirim. Anna hastasın. Basketbol oynuyorsun.
- Hamile olsam beni yatağa bağlayıp durursun.
Mark ifadesiz şekilde baktı bana.
- Luna olmadan sana dokunmam.
- Eş olarak belki kalmam burada. O zaman başkasını bulursun.
- Hayır. Başka kadına sen varken elimi sürecek değilim. Benim için tek sen varsın.
- Sürüyü benimle yönetmek cidden ister misin ?
- Hiç olmadığı kadar çok.

Gözlerime bakmaya başladığında onunla el ele sürüyü yürüten kendimi hayal ettim. Hiç fena fikir gelmedi bana.
Olga onlardan daha fazla gerçeği saklamak istemedi.
- Ben neden Anna geri gelmedi biliyorum. Biz zihinsel bağlantı kurduk.
Annabella şaşkın şekilde kızının en yakın arkadaşına baktı.
- Seni dinliyoruz Olga.
- Siyah Şerit sürüsünün alfası kızınızın eşi.
- Black. Sabah beşte herkes hazır olsun. Kızımın böyle bir eşi olamaz.

Beyaz Bulut sürüsünden beta Annabella hiç olmadığı kadar öfkeli gözlerle gökyüzüne baktı.
- Mutlaka kızımı alacağım.
Black ise emin değildi. Anna mutlu ise onu desteklemek istiyordu.

Sürünün Yuvası 🙋Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin