Yazarın anlatımıyla:
İdil Feray her zaman her insanda farklı kendisine karşı farklı izlenimler bırakırdı.
İdil Feray'ın kimseye karşı aslında tutumu değişmezdi sadece diğer insanlar İdili farklı anlarlardı.
Öğretmenlerinin çoğu İdil uslunamaz arlanmaz bir kız olarak görürdü.
Bazıları ise İdil'i gençliğini deli dolu yaşayan kanı kaynayan bir kız olarak görürdü.
Bir tek İdil'in ilk coğrafya hocası olan Zeynep hoca İdili iyi niyetli bir kız olarak girmüştü.
Tabi Zeynep hocadan da önce biri daha İdil'i iyi buluyordu.
Hemde küçüklüklerinden beri arkadaş olduğu Hediye idi.
Hediye ve İdil hemen hemen aynı zamanlarda doğmuştu.
Birlikte büyümüşlerdi birlikte 7.sınıfa kadar birlikte okumuşlardı.
Ta ki o güne kadar.
O gün İdil ve Hediye okuldan dönüyorlardı.
Okulun karşısında ise bir çiğ köfteci vardı.
Hediyenin canı aşırı çiğ köfte çekmişti. Çiğ köfte dükkanına gitmesi için caddeyi atlaması lazımdı.
Hediye İdil'e alacak mı diye sormuştu ama İdilin canı o gün çiğ köfte istememişti.
Hediye İdil almak istemeyince karşı tarafa atladı dükkana girip çiğ köftesini alıp çıkmıştı ki karşıda onu bekleyen İdil'i görünce arkadaşına da almak istedi.
İdilin bazen olur olmadık üşenmeleri oluyordu.
Hediye tekrar dükkana girince İdil şaşırdı. Niye girmişti ki şimdi bu kız?
Birazdan bu caddede araba azalmayacaktı.
İdilin tam da düşündüğü gibi olmuştu.
Caddeden geçen araba sayısı artmıştı.Tam bu araba sayısının artışında da Hediye dükkandan çıkmıştı.
Elinde iki tane çiğ köfte dürüm ile İdil'e gülümsüyordu. İdil ise içten içe iç çeliyordu. Ne gerek vardı da almıştı? İdilin canı çiğ köfte istemiyorudu ki.
Hediye sabırla arabaların geçmesini bekledi.
Hediye başka araba gelmeyince karşıya atlayıp İdilin yanına geliyordu ki o zaman olanlar oldu.
Hızla gelen bir araba Hediyeye çarpıp Hediyeyi bir kaç metre uzağa fırlarmıştı.
Sonrası tam bir karmaşayadı.
Hediyeyi hızla hastaneye yetiştirildi ama durumu ağır olduğu için maalesef hayatını kaybetti.
O günden sonra İdil Feray ne bir daha tam mutlu oldu ne de bir daha çiğ köfte yedi.
İdilin anlatımıyla:
Hastanede çıkmıştık ve bu öküz gibi olan arabalara binmiştik.
Arabaya bindiğimizden beri biyolojik ailem arada bana kaçamak bakışlar atıyorlardı.
Valla şuan ne düşündükleri umrumda değil. Ben insanların benim hakkımdaki düşüncelerini umursamayı bırakalı çok oldu.
Kafamı cama çevirdiğimde bizim mahallenin girişine yaklaştığımızı gördüm.
" Burada durabilir miyiz?" dedim.
Şoför benim isteğim ile arabayı durdurdu.
Arabadan inip bizim mahallenin mezarlığına doğru gittim ve girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdil Feray Boyhan
Teen FictionBen İdil Feray Korkmaz ya da artık Boyhan. Öğretmenlerimin bundan olmaz dediği öğrenci tipiyim. Onlara uymayan şeylerim ise fikirlerim ve tavırlarım. Ailenin ne kadar da tek çocuğu olsam da ailemde beni çok takmıyor. Hoş bende onları takmıyorum. 17...