Yazarın anlatımıyla
İdil, Alya'nın bu hallerine dayanamıyordu. Arkadaşı gözlerinin önünde eriyordu resmen.
Yavaş adımlarla arkadaşının yanına yaklaşıp omuzlarından tutup ayağa kaldırdı.
Alya ise titriyordu. Ayakları üzerinde duramıyordu. İdil arkadaşının saçlarını okşayıp sakinleştirmeye çalışıyordu.
" Alya hadi gidelim güzelim. Bak kendini heba ediyorsun. Gel gidelim dinlenelim." dedi İdil çaresizce.
Alya'nın elleri de titremeye başladı. Hâlâ bu durumu kabullenemiyordu. İkizinin toprak altında olması ona şaka gibi geliyordu.
Belki de gerçekten bu durum kızlara oynanan büyük bir şakaydı.
" İdil." dedi çaresizce Alya. İdil ise bütün dikkatini Alyaya verdi. Arkadaşı gözlerinin önünde yıkılıyordu.
" İdil. Neden ben, neden Hediye, neden biz? Bizim suçumuz neydi? Neden bunları biz yaşıyoruz? Neden ya? Neden?"
İdil dikkatlice Alya'nın karşısına geçti. Birazdan yapacağı konuşma belki de Alyaya hiç bir etkisi olmayacaktı ama arkadaşının kendini toparlaması lazımdı. Daha soracakları bir hesap vardı.
" Alya, bak biliyorum şuan acını hiç bir şey iyi gelmez ama ayağa kalkıp bu olanları senden saklayanlara hesap sorman lazım. En azından Hediye için bunu yapman lazım. Lütfen ayağa kalk."
Alya derin bir nefes alıp gökyüzüne baktı. İdil haklıydı. Yıkılacaksa hesap sorduktan sonra yıkılacaktı.
Hediyenin mezarına baktı yine. Eğilip toprağını sevdi. Tekrar ayağa kalkıp İdil'e döndü.
" Gidelim." dedi net sesiyle.
İçindeki yangının gücü ile mezarlıktan çıktı Alya.
__________________
İdilin analatımıyla
Uçaktan iner inmez Alya'nın gönderdiği arabaya bindip Karahanlı konağının yolunu tuttuk.
Alyayı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.
Arabaya bindiğimizden beri ayağı titriyordu. Bir yandanda sinirden parmaklarını ritmik bir şekilde vuruyordu.
" Alya, Alya, Alya." O kadar ismini söylememe rağmen bana dönüp bakmadı.
" Alya." diyip kolunu dürtüm bu sefer.
Titreyip bana döndü. Ağlamaktan kızarmış gözleri ve içindeki hüzün beni mahvediyordu.
" Sakin ol demem belki sana hiç iyi gelmeyecek ama en azından sinirini kendinden çıkarma."
" Peki." diyip önüne döndü. Ama hâlâ yaptığı hareketlerine devam ediyordu.
Telefonuma gelen bildirim ile WhatsApp'a girdim.
Barlastan gelmişti.
Barlas: Ne kadar yolunuz kaldı?
Siz: Az kaldı.
Barlas: İdil. Alya nasıl?
Siz: Siz nasıl görmek istersiniz?
Barlas: Anladım.
Barlas: Ona zarar vermek istemem yemin ederim. Seni arasam, Alya ile konuşsam olmaz mı? Benim telefonlarıma cevap vermiyor.
Siz: Onca olan şeylerden sonra bir de size cevap vermesini beklemen saçma olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdil Feray Boyhan
Teen FictionBen İdil Feray Korkmaz ya da artık Boyhan. Öğretmenlerimin bundan olmaz dediği öğrenci tipiyim. Onlara uymayan şeylerim ise fikirlerim ve tavırlarım. Ailenin ne kadar da tek çocuğu olsam da ailemde beni çok takmıyor. Hoş bende onları takmıyorum. 17...