🍊27.Bölüm🍊

5.1K 294 267
                                    

Bir arama mahvetti Alyayı. Nasıl hastaneye vardığını bilmiyordu. Tek bir korku vardı yüreğinde; en sevdiği arkadaşını ve abisini kaybetme korkusu.

Hastaneye vardıklarında abisi ve İdilin olduğu katı sormuşlardı. 3 kata olduğunu öğrenince deli gibi koşmuştu o kata.

Doktorun gelmesini bekliyordu karşı konulamaz gerçeği öğrenmek için.

Barlas

Gözlerimi açtığımda kablolar içinde bir yatakta yatıyordum. Yanı başımda ise kıpkırmızı gözleri ile Alyam vardı.

" A-Alya." zar zor çıkan sesimi duyan kardeşim hızlıca bana sarıldı. Vücuduma yayılan sızı ile ağzımdan bir inleme kaçtı.

Alya hızla benden çekilince yine ağzımdan bir inleme kaçtı. Alya panik dolu gözlerini bedenimde gezdirmeye başladı.

" Abi, abim iyi misin? Neresi acıyor? Doktoru çağırayım mı?"

Tam Alya hareket etmeye kalkışmıştı ki elini zar zor tutup onu durdurdum.

" Sakin ol Alyam iyiyim. Ani olunca kendimi tutamadım." dedim sakinleşmesi için.

Alya rahatlayıp koltuğuna geri oturdu. Yanında ki adam sanırım sevgilisiydi. Çünkü Boyhanların evinde de görmüştüm.

Ona baktığım fark edince kendine hemen çeki düzen verdi.

" Merhaba Barlas bey. Ben Ercem Tunalı. Alya'nın özel çevirmeni ve-"

" Ve sevgilisi oluyorsun." dedim gülümseyerek. Ercem utanıp kafasını eğdi.

" Kafanı eğmene gerek yok." dedim sakinleşmesi için. " Kardeşimle sevgili oldun diye seni dövecek değilim. Onu üzmediğin sürece."

" Alya'nın canını yakmak yerine ölürüm daha iyi." dedi tereddütsüzce.

Kardeşimin hayatında onu canı gibi seven bir erkeğin olması beni mutlu etmişti.

Aklıma Feray düştü birden. O neredeydi? Ambulansta son duyduğum şeyler onun durumunun benden daha iyi olduğuydu.

" Feray nerede?" dedim Alyaya bakarak. Alya gözlerini benden kaçırdı ama sonra yaptığı yanlışın farkına varıp tekrar bana baktı ama bir cevap vermedi.

" Alya, canım kardeşim. Feray nerede?"

" Barlas bey öncelikle sakin olun." Ercem olaya el koymuştu. " Feray hanımın durumu iyiydi ama siz uyanmadan bir kaç saat önce durumu fenalaştı. Yarım saat önce ameliyat'an çıktı. Şuan yoğun bakımda, doktorlar ellerinden geleni yapıyorlar."

Dünyam başıma yıkılmıştı. Feray benden daha iyi iken nasıl bir anda durumu kötüleşmişti.

Peki ailesi... Ailesi gelmişmiydi ki acaba? Nasıl yüzlerine bakacaktım? Kızları bana emanetken ben... Ben emanete sahip çıkamamıştım.

Birden kapının şiddetle açılmasıyla içeri Boyhanlar girmeye başlamıştı. Kuzey hızla benim yanıma yaklaşıp yakama yapışmıştı. Tam bana vuracaktı ki Ercem hızla Kuzeyi benden uzaklaştırmıştı.

" Allah'ın belası Karahanlı. Senin yüzünden benim kardeşim ölüm ile çebeleşiyor. Senin ölüm ile dans etmen gerekiyordu ama benim kardeşime olan oldu. Eğer ki İdil'e bir şey olsun, ölmüş bil kendini. DUYDUN MU?"

" KES SESİNİ BE." diye bağırıp Kuzeyin yüzüne yumruğu geçirilmişti Alya. Kuzey yanağını tutup gerilemişti.

" Sen abimi suçlamadan önce git aynada kendine bak. Sen sanki ikizinin yanında oldun mu? Onun arkasında oldun mu? Senin yediğin boklar ortada çifte telli oynarken gelip burada duygu sömürüsü yapma."

Bütün Boyhan erkekleri nefret dolu bakışlarını Alya'nın üzerinde geziniyordu. Alya ise Boyhan erkeklerinin karşısında korkusuzca duruyordu.

Aklım hâlâ Ay ışığımdaydı. Elimden gelen tek şey ise duaydı. Allah'ın onun canını bağışlayıp benim canımı alması için dua etmekti.

Etrafı ölüm sessizliği sarmıştı. Herkes İdilin odasının önünde nöbet tutuyordu onun iyi olduğunu gösterecek bir işaret bekleniyordu.

Saniyeler, saat olurken herkesin içine bir huzursuzluk çökmüştü. En çokta Barlasta gösteriliyordu bu huzursuzluk. Kalbi sıkışıyordu. Kalbi hissediyordu bir kaç dakika sonra kıyametin kopacağını.

Ve o kıyamet sesi duyuldu. İdiln kalbi atmaz oldu. Doktorlar odaya girirken büyükler küçükleri zor tutuyordu. Canları yanıyordu. Kardeş, ikiz, sevgili sıfatlarının hepsini içine alan o güzel yüzlü kız ölüyordu.

Herkes hâlâ bir umut alışılan sesin değişmesini beklerken o umutları söndüren beyaz örtü bu sefer İdilin üzerine örtülmüştü.

Çığlıklar, bağırışlar, yaşlar... Hepsi o güzel yüzlü kız için yükseliyordu. Hepsi acıları, güzel yüzlü kıza ulaştırmaya çalışıyordu.

Zaman güzel yüzlü kız için, artık ifadesiz bir kavram olmuştu çünkü o kendi sonsuz zamanında kaybolmuştu.

Barlas

Omuzumda dünyanın en ağır ve en acılı yükünü taşıyordum. Daha doyamadığım sevgilimin tabutu omuzlarımda toprağa vermeye gidiyordum.

" Özür dilerim." dedim fısıltılı sesimle. Beni duymayacağını biliyordum ama sesimi ona duyurmak  istedim inatla.

" Özür dilerim benim parlak Ay ışığım. Senin ışığını kestiğim için, koruyamadığım için, canını yakıtığım için milyarlarca kez özür dilerim. Affetme beni olur mu? Ben senin affına layık değilim. Ben sana asla layık değilim."

Bir ömür ceza olsun diye taşınmak istediğim tabutunu yere koyakren ellerim titriyordu.

Derin çukura diktim gözlerimi. Hem derin hem soğuk hem de pisti. Feray orada kalmazdı ki, Feray oraya dayanamazdı.

Titrek sesimle koymamaları için itiraz edecektim ki Kuzey ve Mert beni geriye doğru itirip uzaklaştırmışlardı sevdiğimden.

Sesimi çıkarmadım, itiraz etmedim hak ettiğim ne ise onu çekmeyi kabul ettim.

______________

" Abi dur lütfen. Abi bak gel bir konuşalım. Böyle bir şey çözemezsin." Alya'nın yalvarışlarına kulak dıkadım.

Halatın sağlamlığını kontrol ettim. Gayet sağlamdı. Planım hiç bir şekilde sekmeye uğramayacaktı.

Sandalyeye çıkıp halatı boyumdan geçirdim. Sandalyeyi altımdan itirmeden önce kardeşimin sesini son kez duymak istedim.

" Abi yapma. İnan bana İdilde bunu istemezdi. Abi bunu yaparsan eğer ne ben ne de İdil, seni asla affetmez. Onu senin yaşamanı isterdi."

Ben zaten etmemesini istemiyorum güzel kardeşim. Affınıza layık bir adam ölmeyecek bu odada.

Sandalye kaydı, halat ölüm için sıktı Barlasın boğazını. Sadece 5 dakika içinde Barlasın hem nefesi kesildi hem de ruhu bedeninden çıktı.

İhtimaller denizinde iki gencin sonu ölümün soğuk kolların da buluşmak olmuştu.

Aşk mahşere kalmıştı....

Sadece sakin olun. Ve öteki bölümden devam edin.

Orada her şeyi konuşacağız.

I love You 💎

İdil Feray BoyhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin