Nefes nefese kalktı İdil yatağından. Gördüğü rüya nefesinin kesilmesine neden olmuştu. Kendini kontrol etti hâlâ yaşıyor mu diye. Sonra aklına Barlas düşmüştü. O yaşıyor mu acaba diye geçirdi içinden. Ya demin gördükleri gerçek hayatın yansıması ise diye düşündü.
Ya kendisinin ölüm haberi verilip kandırıldıysa diye düşündü. Barlas ölmüş olabilir miydi ki? Gördükleri gerçeğin yansıması mıydı ki?
Yataktan kalkmaya çalıştığında derin bir acı sardı vücudunu. Bedeni tekrar yatağa buluşmuştu. Hangi bölgesinin ağrıdığını anlamaya çalışıyordu ama sanki bütün bedenini bir piton yılanı sarmışta sıkıyormuş gibi hissediyordu. Bütün bedeni acıyla yanıyordu.
Acının dozu sanki her saniye artıyor gibi geliyordu İdil'e ama acı hep aynı dozdaydı. Sadece bütün bunlar İdil'e fazla gelmişti. Vücudu isyanla dinlenmek istiyordu. Sonsuz, soluksuz bir uyku arıyordu ruhu.
Tekrar kapattı gözlerini aradığı uyku için, belki de uyandığında yaşayacaklarına hazır olmak için.
İdil
Zorlukla açtığım gözlerimle etrafıma bakmaya başladım. Demin gördüğüm rüyanın etkisi hâlâ devam ediyordu.
Barlas benim yüzümden canına kıymıştı. Benim ölmeme dayanamayıp kendisi de arkamdan gelmişti.
Bu kadar mı seviyordu beni? Kendi canını hiçe sayıp gelebilecek kadar. Bu bir rüyayıdı ama.. acaba gerçek hayatta da yapar mıydı?
Yatağım da dikleştiğimde içeri Alya ve Ercem girdi. Benim ayaklandığımı gören Alya hızla yanıma gelip beni yatağa yatırmaya çalıştı.
" İdil yat lütfen. Ölümden döndün zaten. Dinlenmen lazım."
" Alya, Barkas nasıl? Ona bir şey oldu mu?"
Alya gözlerini kaçırıp sustu. Hadi ama abisi ile ikisinin susmakla alıp veremediği neydi?
" İdil hanım, Barlas beyi şuan gözetim altında tutuluyor. Sakin olun şuanlık bir şey yok."
Ercem olayı açıklayınca içime su serpilmişti. Gördüğüm rüyanda sonra Barlas'a bir şey olma ihtimali beni mahvediyordu.
Sanırım.. sanırım ona karşı hoşlantıdan fazla şey hissediyorum. Ve bunu çocuk ölüm döşeğindeyken fark ediyorum.
Oda aniden açılınca içeri bizimkiler girmişti. Annem beni kollarının arasına alıp kokumu derince içine çekti.
" Kızım, canımın içi, bir tanem iyi misin? Öldüm ben güzelim. Sana bir şey olacak korkusu mahvetti beni. Canım canımdan çıkacak diye ödüm koptu."
Gözlerimi babama çevirdiğimde, gözlerinin kırmızıya boyandığını fark ettim. Ağlamaktan gözleri kan çanağına dönmüştü.
Abilere baktığımda hepsinin gözlerinde ki panik ışıltısını görmüştüm. Son 1 senedir hep görüyordum ama bu sefer o parıltı daha büyüktü.
Kuzey abilerinin yanında ayrılıp hızlıca bana sarıldı. Saçlarıma bir kaç öpücük kondurup, kokumu içine çekti.
" Çok korktum İdil. Seni kaybedeceğim sandım. Daha sana doyamadan gideceksin sandım."
Acıyla sıraladığı kelimelerinin ardından derince yutkundum. Kuzey benimle ilgili duygularını ilk defa dile getiriyordu. Daha doğrusu ben buna ilk defa izin veriyordum.
Kuzey benden ayrılınca bu sefer Işıl ve Yiğit koşarak yanıma gelip, yatağa çıktılar. İkiside bana sıkıca sarıldı.
Onların da gözleri aynı babamın ki gibi kıpkırmızıydı. Küçükcük bünyeleri ağlamaktan harap olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdil Feray Boyhan
Teen FictionBen İdil Feray Korkmaz ya da artık Boyhan. Öğretmenlerimin bundan olmaz dediği öğrenci tipiyim. Onlara uymayan şeylerim ise fikirlerim ve tavırlarım. Ailenin ne kadar da tek çocuğu olsam da ailemde beni çok takmıyor. Hoş bende onları takmıyorum. 17...