" Ne yardımı Alya?" dedi Asil denen adam panikle.
" Asil abi.. b-benim bir ikizim varmış bu doğru mu?" dedi Alya titreyen sesiyle.
Asil cevap veremedi sustu. Kafasını yere eğip hiç bir şey demedi.
Alya'nın ikizini Alyadan başka herkes biliyordu ama kimse Alya'nın bunu öğrenmeye hakkı olduğunu düşünmemişti. Kimse söyleme tenüzzülünde dahi bulunmamıştı.
Susmaları ise Alyaya daha çok acı vermişti. Her zaman gülen kız gitmiş yerine yarım kalmış bir kız çocuğu gelmişti.
Alya'nın gözlerinden yine yaşlar akmaya başlamıştı. Yine hıçkırarak ağlıyordu. Ağlayışın da bile isyan vardı.
Kollarımı bedenine sarıp kendime çektim. Sırtını sıvazladım. Varlığımı hissetsin diye. Yalnız kaldım düşüncesine kapılmasın diye.
" Niye kimse benim ikizimden bahsetmedi bana." dedi cılız çıkan sesiyle. " Ben çok mu kötü biriyim? Bu yüzden mi bana bu gerçeği öğrenmeye layık görmediniz."
Ağzından çıkan her söz benim yüreğime hançer gibi saplanıyordu. Ben böyleysem Alyayı düşünemiyorum bile. Düşünmeye bile korkuyorum.
" Alya." dedi Asil çaresiz sesiyle. " Sen kötü biri değilsin. Sen benim tanıdığım en temiz yürekli insansın. Sana söz veriyorum her şeyi anlatacağım. Ama yapma böyle. En azından ben yanında değilken yapma. Yanında olduğum an istediğin kadar ağla omuzum da ama şuan ağlama. Sana destek olmadığım için kendimden soğuyorum."
" Bana neden demediniz Asil abi." Alya ıslanmış ve kızarmış gözlerini Asil'e dikmişti. " Bana Cenk abim ne dedi biliyor musun? Keşke ikizim yerine benim kaçırılmamı istedi. Benden o kadar nefret ediyor ki. Sırf ikizimin yerine kaçırılmadığım için o kadar nefret ediyordu ki. İçimde nasıl bir yangın oluşturdu bilemezsin. Hiç biriniz bilemez."
" Alya-"
" Konuşmak istemiyorum Asıl abi. Bunca zaman konuşmamak size koymadıysa şimdi hiç koymaz."
Elinin tersi ile göz yaşlarını sildi. Hırsla yataktan kalkıp diğer yatak odasına adımladı.
" İdil, ben uyuyacağım. Söyle o beni değersiz gören aile üyelerine sakın beni rahatsız etmesinler."
Asil, bilgisayar ekranından üzgünce bakıyordu. Gözlerinde ki vicdan azabı biraz daha belli olmuştu.
Gözlerimi ona diktim o da gözlerini bana çevirdi. Bakışlarım ne anlatıyordu bilmiyordum ama onunkiler çok şey anlatıyordu.
Pişmanlık, vicdan azabı, üzgün...
Bütün acı veren hisler toplanmıştı gözünde.
" Bakma bana öyle." dedi isyankar çıkan sesi. " Alya'nın bakışları yeterince koyuyor zaten bir de sen öyle bakma."
" Nasıl bakmamı istersiniz beyefendi? Aşk dolu mu bakayım?" dedim sinirle.
Nasıl bakmamı bekliyordu ki aferim der gibi mi bakmalıydım." Siz." diye başladım cümleme ama sesimin tonunu ayarlayamıyordum.
" Siz hiç mi Alya'nın bir gün, er yada geç bu gerçeği öğreneceğini düşünmediniz mi? Böyle ağır bir gerçeği Alyadan nasıl sakladınız? Nasıl yüreğiniz kaldırdı bunu? Aklınız alıyor mu bunu? Kız can çekişiyor burada, öldürdünüz siz bu kızı. Alya, Alya gibi bakmıyor. Ölü gibi bakıyor artık."
Alya'nın yerine de hesap soruyordum. Onu dilinin varamadığı soruların sorarak bir nevi onun intikamını alıyordum.
" Bak İdil ben ve Ateş öğreneli daha bir yıl bile olmadı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İdil Feray Boyhan
Teen FictionBen İdil Feray Korkmaz ya da artık Boyhan. Öğretmenlerimin bundan olmaz dediği öğrenci tipiyim. Onlara uymayan şeylerim ise fikirlerim ve tavırlarım. Ailenin ne kadar da tek çocuğu olsam da ailemde beni çok takmıyor. Hoş bende onları takmıyorum. 17...