Ilerlemeye çalıştıkça, hareket etmemle beraber daha fazla artmaya başlayan bu ağrıya daha fazla dayanamayıp durakladım. Biraz durur dinlenirsem azalır diye düşündüm, nitekim öylede oldu, fakat geçmedi.
Ağrıyla birlikte soğuk soğuk terleme ve mide bulantısı'da ekleşmişti. Ansızın nereden çıkmıştı şimdi bu...
Nefesim, nefesim yavaş yavaş daralmaya'da başlayınca, kendimce ağrıyı dindirmek için küçük nefesler almaya başladım, fakat çok büyük ve uzun soluklu nefeslere ihtiyacım vardı.Işte o an yere attım kendimi. Tam köşeyi dönerken düşmüşüm meğer, gerisini hatırlamıyorum bile.
Bana ne olmuştu ? Neydi bu ağrının sebebi ? Neden aniden hiç bir şeyim yokken yere yığılmıştım ? Tüm bu sorularımın yanıtını ertesi sabah hastanede gözlerimi açtığımda öğrendim.
Gözlerimi açar açmaz, Özlem'in sesini duydum « Doktor bey » diye seslendi uyandığımı görür görmez.
İçeri giren güneş ışığı gözlerimi yakmıştı bir anda, ne zamandır uyuyordum bilmiyorum, ama sol kolumda hissettiğim ağrı canımı yakıyordu.Başımı kapıya doğru çevirdiğimde Özlemin çıkmaya yeltenen beyaz önlüklü adama seslenmesiyle u dönüşü yapmasını izledim.
Her halinden belliydi doktor olduğu, beyaz önlüğü, elindeki dosyası, boynundaki steteskopu ile hastanede olduğumu anladım.
Adam hızlıca yanıma gelip ilk olarak göz alıcı ışığı ile gözlerimi, sonrasında ise steteskop ile nefes alış verişlerimi kontrol etmişti. Bana ne olduğunu bilmiyordum ama kolumdaki ağrı beni endişelendiriyordu.Kontrol bitmişti, sıra olan bitenin raporunu vermeye gelmişti. Bunu bende çok merak ediyordum, bana ne olmuştu ?
Doktor gülümseyen bir yüz ifadesiyle konuşmaya başladı.
« Merhaba, güzellik uykusundan uyandığınıza göre, söyleyin bakalım kendinizi nasıl hissediyorsunuz ? »
« Iyi gibi, kolum biraz... » dedim asık bir suratla, sessizce, ağzımdan çıkan ilk kelimeler boğuk gibiydi.
« Çok yormayın kendinizi. Bakın sevdikleriniz burda. Arkadaşlarınızı epey bir korkuttunuz, saatlerdir gözlerinizi açmanızı bekliyorlar, belli ki sizi çok seviyorlar, ne dediysek laf anlatamadık doğrusu » dedi gülümseyerek.
« Ne oldu hatırlamıyorum ? » dedim zoraki.
« Bu çok normal, çünkü olaydan hemen sonra bayılmışsınız » dediğinde hangi olaydan bahsettiğini deli gibi merak ediyordum.
« Heycanlanmayın » dedi telkin etmeye çalışırcasına
"Miyokard enfarktüsü yani kalp krizi geçirdiniz."
Doktor'dan bu kelimeleri duyduğum an hayatımın bittiğini düşündüm. Deyim yerindeyse bu sözlerle gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.
Bitti dedim, hayatım, hayallerim bitti, yaşamımı bitirdiler, herşeyi ihtimaller üzerine yeniden kurmam gerekecek ve bu yaşamak istediklerimle yapabileceklerim arasında büyük bir savaş vereceğim anlamına geliyordu.
Hayatta kaldığıma sevinemedim bile, bu yaşımda böyle bir gerçekle mücadele edeceğimi bilmek içimde büyük bir korkuya sebep oldu.
Kalp krizi geçirmişim demek.
Vay canına, bazen haberlerde görürdüm'de inanmazdım, bu yaşta kalp krizi de geçiriliyormuş demek.Gözlerim dolar gibi olsada, duygularıma yenilmedim, bununla daha sonra tek başıma savaşırım diye düşündüm, neticede durup dururken ölümden dönmüştüm ağlamaya ihtiyacımız olmasın mı ?
![](https://img.wattpad.com/cover/322514351-288-k827690.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yinede Sevdik
Подростковая литератураYinede Sevdik Yinede Sevdik, ölümün kıyısında bir kızın hayata son bakışını anlatan bir hikayedir, son gördüğü hafif bulutlu bir gökyüzü tıpkı hayatının gölgesi gibi gelip geçer gözlerinin önünden. Hadi gelin bu çetrefilli aşk hayatını birlikte okuy...