Karşımda Derin'i görünce benden geriye şaşkın bir yüz ifadesi kalmıştı sadece. 'Ya sabır ' diye geçirdim içimden, yine mi karşıma çıktı ? Önce teredütte kalsam'da, sabah onu tersledikten sonra, uzattiği ele şimdi tutunmak, tükürdüğünü yalamak gibi hissettirdi bana. Yardımına uzanmak ne kadar doğru olurdu bilmiyordum.
« Hadi ama sadece kalkmana yardımcı olmak istiyorum » dediğinde düşüncelerimi okuyabildiğini düşünmeye başladım. Kendi başıma da kalkabilirdim, ama yardım eli uzatan birini geri çevirmek, ayıp olurdu, tutup kalktım.
Karşı cinsin avuç içinin sıcaklığını hissetmek, elimin üstünde gezinen parmak uçları, o yumuşacık hissin kalbimi kıpır kıpır etmesinden hoşlanmıyorum, çünkü bu hissiyat kalbimin erimesine sebebiyet veriyordu hemde çok hızlı bir şekilde. Bundan korkuyordum. Hatta ondan korkuyordum.
Kalbimin sesi mi o, sanki yerinden firliyacak gibi.
Ama neden ?
Teşekkür edip gidecekken, elimi elinden alamayınca, ansızın başımı ona doğru çevirip, tek kasımı kaldırdım, bir elimi sıkı sıkı tutuyordu ve diğerini tutmak için diğer elini uzatmıştı.
« Ayaktayım artık, buna ihtiyacım yok » dedim tuttuğu ve tutmak için uzattığı diğer elini gözlerimle işaret ederken. Tanımadığım birinin elini durup dururken tutmak gibi bir hoşlantım yoktu ki benim. Zaten birtanesini nezaketen tuttuğum için şimdiden pişman olmuştum, çünkü bırakmıyordu, şimdide diğerini istiyordu.
Istatistiklere bakarsak: 21 yıllık hayatımda ,en fazla 4 saat gördüğüm biri, iki elimi tutmak için bir çaba içersinde, bu neresinden bakarsan bak tamamıyla saçmalıktır.
« Birşey söylicem'de » dedi
« Yaa bak... Sırf sevgi kelebekleri etrafımızda uçsun diye ellerimi tutmana gerek yok, ben öyle biri değilim, yani bunlar gereksiz, bunu bil de » dediğimde biraz düşündükten sonra iki elinide çekmişti.
Öküz değilim romantik olmak nedir biliyorum, ama önce bunu hissetmek lazim öyle değil mi ? Onu tanımıyorum bu ne laubaliliktir.« Ne komik kızsın sen ya » dediğinde sinsice gülümsedim.
« Teşekkür ederim, iltifat olarak kabul ediyorum, söyle dinliyorum seni... » dedim nezaketli bir şekilde.
« Dinliceksin ama beni bu sefer » dedi masumca, bende başımı olumlu anlamda salladım.
« Bütün romantikliği bozdun ama hazır dinliyecekken... » dedi ve biraz bekledi.
O sırada « Yani fırsatı değerlendirelim » diyerek cümlesini tamamladım, ardından konuşmaya başladı.
« Yağmur, ben o günden, yani karşılaştığımız o andan beri seni aklımdan çıkaramıyorum. Sanki, o an'a haps olmuş gibiyim. İnsanların hayatında bir dönüm noktası olur ya, işte havaalanında benim sana döndüğüm o an, benim için hayat bir başka güzelleşti, mutsuzdum, yaşamak için bir sebebim yoktu ve bir anda o yolculuğun bir anlamı oldu seninle, o kuyrukların huzur veren bir hissiyatı... Ya düşünsene havaalanındayız, yani hiç bir güzel yanı olmayan basit bir havaalanı...Ama işte sırf sen bana bakıyorsun, gülümsüyorsun diye anlamlı. » dediğinde onu şaşkınca dinlemeye devam ettim, o ise bunları anlatırken hevesli, heyecanlı, tabiri caizse kıpır kıpır dı. En önemlisi'de mutlu gibiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yinede Sevdik
Ficção AdolescenteYinede Sevdik Yinede Sevdik, ölümün kıyısında bir kızın hayata son bakışını anlatan bir hikayedir, son gördüğü hafif bulutlu bir gökyüzü tıpkı hayatının gölgesi gibi gelip geçer gözlerinin önünden. Hadi gelin bu çetrefilli aşk hayatını birlikte okuy...