Çok şey öğrendim, bu yaşıma geldim acı, tatlı çok şey yaşadım. Unutamayacağım anılar biriktirdim, hiç aklımdan çıkmayacak şeyler yaşadım. Farklı insanlar tanıdım, çok iyi insanlarla arkadaş oldum, bunun yanı sıra iğrenç içi kötülük dolu insanda tanıdım. Değişik hikayeler, sebepler dinledim. Herkesin çabası uğruna bir nedeni vardı bu hayatta. Ha keza benimde. Madalyalar kazandım, diplomalar biriktirdim, iyi bir evlat oldum, kızım dediklerinde içimi kıpır kıpır eden ebeveyinlerim oldu benim, beni ben yapan bir ailem oldu, bu BENIM dedirttim.
Hayal gibi bir dünyam vardı, hani derler ya bulutların üstünde olmak, öyleydim işte bende, taki o güne kadar, umutlarım darmaduman olana kadar, bu utancı babamın karşısında içim titreye titreye yaşayana kadar...
Şimdi çok geç... yani, artık her şey için çok geç demeliyim... Bundan öncesini unutabilmek zor, pes pembe hatıralarımın yerini felaketler kaplamıştı zaten, ama, şimdi... kaybolup kül olduğunu sandığım bu şehirde, söndüğünü sandığım küller, bir rüzgar esintisi ile tekrar alevlenmiş gibi üstüme üstüme geliyordu...
Bu alev öyle bir alevdi ki, boğazımda bir düğüm. Idam sehpasında asılmayı beklermiş gibi değil, ben oraları çoktan geçmiştim, o ipte son nefesimi can çekişe çekişe hissediyordum.
Ve şimdi çıktığım bu balkon penceresinden aşağa sarkınca biraz korktuğumu hissettim, içim ürperdi, düşmekten korktum, peki insan hiç yerin dibine batmışken daha aşağısından korkar mı ?
Yada diri diri ölümü doruklarına kadar yaşayan bir insan, yere çakılıp ölmekten korkar mı ? Ben korktum, bir an için korktum, ama inan kendim için değil, günlerdir bir ölüden farkım yok zaten. Benim için yazılan son, o gün yer aldı hayatımda, bugün yaşadığım ise devamı olmayan, ileriye yönelik hiç bir hayalimin olmadığı bir yaşam mücadelesi. Bu durumda sonrasına yaşamak demek mümkün mü... ? Ben ne yaşadıklarımı unutabilirdim, ne de onu.
Her ne kadar aklımı ve kalbimi yanıma alarak uzaklaşsamda, bu şekilde gitmek bana yetmedi, gitmekle gidemedim. Bu dünyadan varlığımı tamamıyla yok etmek isterdim, defalarca denedim ölmeyi, ardımda bıraktıklarımı düşündüm, onları hatırladıkça vazgeçtim, ama şimdi karşımda bir yıkıntı gördükçe, eridiklerini gördükçe, aklımda, kalbimde gitmem için yalvarır gibi.
Intihar bir çözüm müydü... ? Bu hayattan gitmenin tek yolu, bedenimi aşağı sarkıtmak mı ?
Yere çakıldığımda ölüm bana yetecek mi ? Inan bana şuradan atladığımda kesin öleceğimi bilsem hiç düşünmem, bir an olsun düşünmem.
Geri dönüşü olmayan çok şey yaşadım ben, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının farkındayım, acıyı insanların yüzüne baka baka yaşayacağımın hissiyatındayım, bunu yaparken üzüleceğimi, yıpranacağımı, bana acıyan gözlerle bakacaklarının farkındayım.
Atlamak... Gönlümün yangısını geçirecekse eğer, ölmeme kaçıp kurtulmama en yakın ihtimal olan bu atlayışı yapmalı mıydım ?
« Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptığını silmeye çalıştım : mürekkeple yazmışlar oysa. Ben kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. »
Sonrası bir kesit, bir geriye dönüş, tüm bu yaşadıklarıma sebep olan nedenler, hayattaki tercihlerim geldi geçti gözümün önünden, öyle bir dakikada değil, uzun uzun her anım, her tercihim, hissetiklerim, duygularım geçti aklımdan, kalbimden, mantığım ve vicdanımdan.
Derler ya,
Hasretim yağmura döndü, yanlız hatıralar kaldı ellerimde, gözlerimde.Işte öyle bir hatırlayış. Ardımda bekleyenim yoktu, vaktim çoktu. Atlamak için sebep mi arıyordum, yoksa vazgeçmem için neden mi ? Düşündüm, çok düşündüm, belkide beklemek istedim, kurtarılmayı beklemek... çektiğim dertten, cefadan çaresizce kurtarılmayı beklemek...
Çaresizlik nedir bilir misin ? Sahi sen...böyle bir durumda ne yapardın ? Benimkide laf işte, bilmiyorsun ki, hiç bir şeyi bilmiyorsun, onlar da bilmiyor, bilmiyorlar ama şimdi içeride biletimi kesiyorlar... Hakkımda en hayırlı kararı vermek için istişare ediyorlar.
Bana yardımcı olur musun ? Şu an yapacağım şeyin aptallık olup olmadığını bilmem gerek. Kocaman bir çıkmazdayım, hani diyorlar ya bir yanlış üç doğruyu götürür diye, işte bende bana yapılan yanlışa karşılık hayatımdaki tüm doğruları silme aşamasındayım...
Yardıma ihtiyacım var karşılarına çıkmaya cesaretim yok, ama unutmak istemediklerim, kaybetmekten korktuğum insanlar var...
Sana anlatacaklarımı hayatımın ilk erkeği, BABAM ve sevdiklerim duymaya hazır mı sence...bunu bana söylemene ihtiyacım var.
Dinle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yinede Sevdik
Teen FictionYinede Sevdik Yinede Sevdik, ölümün kıyısında bir kızın hayata son bakışını anlatan bir hikayedir, son gördüğü hafif bulutlu bir gökyüzü tıpkı hayatının gölgesi gibi gelip geçer gözlerinin önünden. Hadi gelin bu çetrefilli aşk hayatını birlikte okuy...