" Kimdi o ? " dedi abim, sessizce bir o kadar da sinirli gibiydi. Bende çok geçikmeden umursamaz bir şekilde sorusunu cevapladım.
" Ha o mu ? Ee Öykün abisi " dedim gevşek gevşek, yüzüm kızarmamalıydı, sonuçta ben kötü yada gizli birşey yapmamıştım.
"Görkem" dedi şaşırmıştı, ardından düşünür gibi oldu "Bayadır yoktu buralarda."
"Hmm dönmüş iki ay olmuş" dedim.
Tam odama çekilmeyi planlıyordum ki Doğu abimin geçmeme izin vermemesiyle tekrar durup ona baktım.
"Senin basket maçın normalde daha erken bitmiyor muydu ?" dediğinde cevap vermek için ağzımı açtım ama abimin sorularıyla tekrar kapatmak zorunda kaldım, sırasıyla o kadar çok soru sormuştu ki.
" Niye bu kadar geçiktin ? Onunla mıydın ? Değilsende nasıl oluyor'da beraber geliyorsunuz ? Seri bir şekilde cevapları alayım lütfen..." dediğinde ona bu cevapları almak istediğine emin misin der gibi baktım. Sanırım bu bakışım la bile pişman olmuştu. Bana güvenmediği için onu pişman edecektim, çünkü huyumu bilen abim bunu yapmamalıydı..
Ben detaycı biriyim, ve bana güvenilmediği zamanlarda sorulan soruları çok konuşarak cevaplarım. Böylece onlar bunalır ve lafın sonuna sıra gelmeden konu kapanır gider. Bunu yaparken de söylenmesi sakıncalı şeyleri bir nevi atlarım. Insanın gizlicek bir şeyi olmadığında detaylar önemlidir, fakat bunu başımı ağrıtmicak şekilde yaparım bu demek oluyor ki köprüde olanlardan bahsetmedim, ve olayları daha normal ve akışkan bir şekilde anlattım.
Mesela 'bu akşam basket dersinden sonra mağazaya uğradım, çıkışta da Görkem'e rastladım, zaten Öykü bizi tanıştırmıştı sonrada aynı mahallede oturduğumuz için beraber yürüme geldik, okul mevzularından bahsettik, biliyormusun Erasmus başvurum için yardımcı bile olacağını söyledi.'
Detaylarını siz biliyorsunuz zaten, ben anlatırken o tamam yeter dese'de bu sefer ben gitmesine engel olarak anlatmaya devam ettim, sorduğuna soracağına pişman olduktan sonra sus diye yalvarmaya başlamıştı...
"Tamam mı artık odama geçebilir miyim?"
"Zaten tamamdı geç git odana aa yoruldum, seni dinlerken yoruldum"
"Bunu sen istedin"
Akşam annemler'de işten geldikten sonra, hep birlikte salonda toplanma fırsatı bulmuştuk. Aynı evin içinde hafta içi ile hafta sonu arasındaki toplanma farkı tartışmaya açık bir konu olabilirdi. Hafta içi o kadar yoğun bir tempo ve hızla geçiyordu ki birbirimize zaman ayırdığımız vakitler kısıtlıydı. Hafta sonuna sığdırdığımız bu kısacık oturma bile bazı haftalarda akraba buluşmaları, düğünler, ve misafirlik gibi durumlar yüzünden, nasip olmuyordu.
Abimin sırf bana inat olsun diye şakasına Görkem'den bahsettiğini duyduğumda, gözlerim kocaman olmuştu.
"Yağmur'da bugün adamın biriyle geldi eve..."
"Yuh" dedi ablam boğazına takılan çerezi yutmaya çalışarak.
"Deniz ayıp oluyor kızım" dedi annem ablama baktıktan hemen sonra bana baktı imalı bir bakışla.
Abim alaylı bir şekilde "Bey efendi, hanım efendiyi kapıya kadar bırakmak için eşlik ettiler" dediğinde ona terlik firlatmamak için bir sebep arıyordum. Hakikaten yuh ama doğrusunu bildiğin bir şey bu kadar da abartılmaz ki.. Benim abim tam bi erkek cocuğu.
Yanımda duran abime bir dirsek attım
"Ya ben sana sabah beri ne anlatıyorum" dedim sinirle."Ben anlamam babamlara anlat"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yinede Sevdik
TeenfikceYinede Sevdik Yinede Sevdik, ölümün kıyısında bir kızın hayata son bakışını anlatan bir hikayedir, son gördüğü hafif bulutlu bir gökyüzü tıpkı hayatının gölgesi gibi gelip geçer gözlerinin önünden. Hadi gelin bu çetrefilli aşk hayatını birlikte okuy...