İhanettir adamı değiştiren, yine ihanettir adamı bozan. Düşüncesi bile çok kötüydü, hemen bir saniyede insanın zihniyetini değiştirirdi. Çok şükürki Savaşla aramızda böyle sorunlar olmamıştı, küçük bir yanlış anlaşılmayı saymazsak. Savaş'ı durduramamıştım, kendince bir şey yapmaya gitmişti bende Hande ile Gece'yle ilgilenmiştim. Emre ve Mert ağır bir şey söylemişti galiba çünkü akşamdan beri onları rahatlatmaya çalışsamda ikiside bitmişti. Dün akşamdan beri Savaş'a ulaşamıyordum ve bu ayrı bir sinirimi bozuyordu. Gece ve Hande sabaha doğru uykuya daldıkları için hâlâ uyuyorlardı. Savaş ne yaptı acaba? Evde mi yoksa? Çocuğa bir şey yapar mıydı? Bence yapmazdı, neden yapsın? Çalan kapıyla hızımı arttırıp kapıyı açtım. Savaş gelmişti, sonunda geldi.
''Hoşgeldin.'' Dedim ona sımsıkı sarılırken. Azıcık daha geç gelseydi ben yanına gidecektim. Savaş beni geçiştirir gibi sırtımı sıvazlayıp benden ayrıldı. Bana hâlâ kızgın mı? Hallettik sanıyordum. Aslında halletmediğimizi biliyordum ama bir umut belki olmuştur dedim. Savaş yüzüme bakmadan, ''Hoş buldum. Ablam içerde mi?'' Dedi. Başımı sallayarak içeri geçmesi için kenara kaydım. İkimizde salona geçtiğimizde, ''Hande ile Gece uyuyor. Konuşalım mı?'' Dedim ve oturmasını işaret ettim. En azından bu sefer ikimizde sakin bir kafadaydık, belkide değildik ama ben bu olayın çözülmesini istiyordum. Savaş yine yüzüme bakmadan yanıma oturdu. Bu yaptığı canımı acıtıyordu, biliyorum aptallık yaptım ama sarhoştum.
''Aptallık yaptım gerçekten özür dilerim. Bunu ayık kafayla asla yapmam bunu biliyorsun Savaş, seni ne kadar çok sevdiğimide biliyorsun. O adam bana dokunduğunda çekip gittim zaten. Sarhoş olmama ramen gittim ama bekarlığa vedaydı bu.'' Dediğimde Savaş bana döndü. Gözlerini okuyamıyordum, kafası dolu gibiydi. ''Nisa bu normal mi? Videoyu izledim, dediğin gibi yapmışsın ama kendini benim yerime koy.'' Dedi ve gözlerini kapattı. Savaş'a bir şey olmuş ama ne? Normalde Savaş bu kadar takmazdı kafasına, özelliklede o videodan sonra. ''Haklısın, ilk verdiğin tepkide o kadar haklıydınki yerin dibine girdim. O kadar alkol almamalıydım ama senin unuttuğun şey benim sana aşık olmam. Ben seninle yattım, seninle her şeyimi paylaştım şimdi sarhoşken yaptığım küçük yanlışı mı tartışacağız? Ki haklısın ama dansımız en fazla on saniye falan sürdü Savaş.'' Dedim. Savaş kafasını geriye yatırıp öylece gözlerime baktı. Parıldıyordu gözleri, o özlediğim parıltıları görüyordum. Belki bu olay çabuk unutulmazdı ama gözlerindeki bu parıltıyı tekrar görmek için her şeyi yapacağım. Mutluluk veriyordu bu gözler. ''Biliyorum. Çocuk şu an hastanede.'' Dedi ve beni kendine çekip dudaklarımdan öptü. Ne? Çocuk hastanede derken? Ondan ayrılıp kaşlarımı çattım. ''Ne?'' Dedim anlamayarak. Dün akşam çocuğun yanına mı gitti yoksa? Savaş sorumu es geçerek elini boynuma koydu ve tekrar dudaklarıma yöneldi. Yorulmuş gibiydi, dudakları o kadar yorgunduki telaşlandım. Dün işsiz gibi giderse böyle olur. Savaş beni tamamen kucağına almıştıki geri çekildim. Ona eziyet ediyormuş gibi hissettim onu öperken. Kapalı gözlerini bozmadan kafasını geriye yatırdı.
''Ne oluyor Savaş? Bir şey mi oldu?'' Dedim ama gözlerini açmamayı tercih etti. Cidden korkmaya başlamıştım. ''Savaş.'' Dedim mırıldanarak. Korkmuştum ve hâlâ korkuyorum. ''O fotoğrafları görünce.'' Dedi en sonunda. Fısıltıyla konuştuğu için ona yaklaştım. Ben bulacaktım o fotoğrafları atanı ve pişman edecektim. Tam ben söyleyecekken gidip kendi attı aptal. ''Kayboldum sanki. Ellerimden gittiğini düşündüm. Bir an gerçek değil desemde bakışların öyle göstermiyordu.'' Diyerek ekledi. Kalp atışımı duyabiliyordum. Onu o kadar iyi anlıyordumki, ben onu kaybedemezdim. O kadar eminim. Kulağıma eğilip, ''Seni kaybetmekten çok korkuyorum Savaş.'' Dedim. Savaş'ın bir anda gözleri açıldı. Buna duymaya ihtiyacı vardı sanki. Dizlerimin üstüne çıkıp saçlarımı tek omuza attım ardından dudaklarından öptüm. Bu sefer korkularımız birleştirdi bizi, kötü duyguların bile bizi birleştirmesi her şeyi değiştiriyordu. Ondan kaçış yoktu, ondan başka yol yoktu, onsuz bir hayat yoktu. Duyduğum öksürük sesiyle Savaş'tan ayrılıp yana kaydım. Gece hafif bir tebessümle bize doğru geldi ardından karşımıza oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın Beyazı
ChickLit"Aşk duygusunu iğrençleştirmek ya da güzelleştirmek bizim elimizde O yüzden bu duyguyu bilmeden kötüleme" dedi bakışlarını geri bana çevirirken. Cümleler beynimde yankılanıyordu resmen. Ben bir hata yapmıştım galiba ama bu hatadan geri dönecektim.