4. Bölüm

293 20 1
                                    

İyi okumalar...

Siyahın Beyazı

Şu zamanıma kadar neredeyse her şeyim planlıydı, ani gelişen olaylara ayak uyduramadığım gibi her işim ters giderdi. Dikkatlice düşünüp planlamak varken neden her şeyi anına bırakayımki? Bu yüzden bazı insanlarla ters düşerdim. Şimşeklerin bile belli bir planı vardı, ilk önce ışık gelir sekiz saniye sonraysa ses gelirdi. Bunlar bile planlıydı. Işığın ilk gelişi beni korkutmazdı ama ışıktan sonraki sert ses... uykumu kaçırırdı eskiden. Annem bu yüzden bir gün beni balkona çıkardı, yağmur sesinden kendi sesimizi duyamadığımız bir gündü. Bana her ışıktan sonra sekiz saniye içinde hazırlanmamı söylemişti. Bir süre sonra alışmıştım bu duruma, her ışıktan sonra sekiz saniye sayardım. Sırf gökyüzünün planına ayak uydurup korkumu yenmek için.

Sıkıntılı nefesim boş odada yankılanırken oturduğum sandalyeden kalktım. Dün Savaş bir şeyler söyleyip Emre ile gitmişti. Normalde akşam film gecesi yapacaktık ama ani gelişen olaylar yüzünden iptal olmuştu. Bende babamı daha fazla sinirlendirmemek için dün eve geçip erken uyumuştum. Sabahta direkt hastaneye gelmiştim.

''Hareket edebilir miydin ya sen?'' Dedi içeriye giren Aras. O da Mustafa hocanın asistanlarından biriydi ve hakkını vermeliyim çok yetenekliydi. Elindeki kahvelerden birini benim önüme koydu.

''Çok komiksin... sıkıldım ben.'' Dedim sonlarına doğru sesimi kısarken. En azından bugün nöbete kalmıyordum.

''Bende senin gibi iki saat öylece oturup tavanı izlesem sıkılırım.'' Diyip kahvesini yudumladı. Kendimi çalışıyormuş gibi göstermek hem tehlikeli hem zahmetliydi. Tehlikeli kısmı babamın bunu öğrenmesi, zahmetli kısmı ise kamera kayıtları. Şükürki güvenlikçi ile aram iyi.

''Molada mısın?'' Dedim onu umursamadan. Başını sallayarak beni onayladı. Doktor olmak çok zor bir şeydi. Aklıma zorluğu gelince yüzümü buruşturdum.

''Ah Nisa keşke seni anlasam... hadi kalk kafeteryaya gidelim ya da bahçede gezinelim. Zaten Zeynep hamile olduğu için gelmiyor.'' Dedi mırıldanarak. Zeynep hamile miydi? Zeynep'de Mustafa hocanın asistanlarından biriydi ve çok tatlı bir kızdı. Sevgilisi olduğunu biliyordum ama ne ara evlendiler onu bilmiyordum. Kızı düzgün göremiyordumki.

''Ne ara evlendi ya? Sana söyledi mi hiç?'' Diyerek ayaklandım. Bahçede gezme fikri burada boş boş oturma fikrinden daha güzeldi.

''Hayır, garip olanda bu. Kimseye bir şey söylemeden evlenmiş ve hamile kalmış... evlendiği kişi sevgilisi değilmiş galiba.'' Diyerek omuz silkti. Nasıl yani? Başka bir adam ile mi evlenmiş? Ama sevgilisine deli gibi aşıktı. Nasıl oluyor bu?

''Baya garipmiş... hatırlat Zeynep'in yanına uğrayalım.'' dediğimde kafasıyla beni onayladı. Bu konuşmalar geçerken biz çoktan bahçeye çıkmıştık.

''Yemin ederim bıktım artık. Ne var evde olsaydım şimdi?'' Dedim homurdanarak. Aras büzdüğü dudaklarıyla omuz silkti. ''Benim evim burası sayılır.'' Dedi hemen ardından. Seviyordu işini ama ben? Ben seviyor muydum doktorculuk oynamayı? Savaş haklıydı aslında. Dokturluk annemin hayaliydi peki ben? Şans verilmemişti bana. Seçme hakkım yoktu sanki.

Önüme çıkan gölge ile başımı hafif kaldırdım. Gördüğüm beyaz spor ayakkabılarla başımı daha çok kaldırdım. Durduğum için Aras'da durmuştu. Savaş ellerini deri ceketinin ceplerine koymuş kısık gözlerle bana bakıyordu. Burada ne işi var?

''Savaş... Burada ne işin var?'' Dedim şaşkınlığımı saklamadan. Savaş yanımdaki Aras'ı umursamadan yüzündeki tebessümle ''Seni evine götürmeye geldim.'' Dedi. Sanki az önceki konuşmamızı duymuş gibiydi.

Siyahın Beyazı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin