15.Bölüm

167 13 3
                                    

İyi okumalar....

SİYAHIN BEYAZI

Dürtülmem ile irkilerek yanıma döndüm. Hande çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Sabah Savaş'ın nereye gittiğini öğrendikten sonra geri eve dönmüştüm sonrasında kızlarla evde öylece oturup konuşuyorduk.

''Efendim.'' Dedim Hande'ye karşı. Hande tatlı dolu tabağı masaya koyarken bana göz kırptı, bu hayırdır deme şekliydi. ''Ne bu durgunluğun? Az önce gülerek konuşuyordun.'' Dedi ciddi bir suratla. Aklıma gördüğüm anılar gelmişti, gerçekten çok karıştırıyordu aklımı. Gerçek mi değil mi? Gerçek olma ihtimalide yoktu aslında.

''Sen dün burada mı kaldın?'' Diyerek devam etti Hande. Suratındaki ciddiyet gitmiş sırıtıyordu, bakışlarımı ondan çekerken Gece'ye döndüm. O da aynı şekilde bana bakıyordu, bu ikisi neden aynı şeyleri yapıyorlar?

''Evet.'' Dedim kısık sesimle. Hande kenardaki yastığı alıp kafama atınca çatık kaşlarımla ona döndüm. ''Kızım neden atıyorsun? Duyuyorum seni.'' Dedim ve yastığı geri ona attım. Bunu beklediği için yastığı tutmuştu. Hande bu halime gülerken ''Aşık olduğunu kabul ediyorsun dimi?'' Dedi. Aşk... Umur'un dedikleride aklımı karıştırmıştı.

''Savaş demişken, onlar nerede kaldılar?'' Dedim ve kenardaki saate baktım. Saat altıya geliyordu ve hâlâ ortada yoklardı. İyiki bir Kaya'ya gitmişler, gelmek bilmediler.

''Ne var bu Kaya'da anlamadım?'' Dedim hemen ardından. Gece ve Hande hızla bana dönünce duraksadım. Onlarda mı tanıyordu? O zaman sıkıntı yok sonuçta kızlar biliyorlar nerede olduklarını ama bari hızlı gelseler.

''Kaya mı? Sen nereden öğrendin?'' Dedi Hande.

''Depodaki biri söyledi... Savaş'ın dinlenmesi lazım ama.'' Dedim ve arkaya doğru esnedim. Her yerimin kasıldığını hissediyordum. Çok fazla mı oturdum acaba? Kapının sesiyle oraya döndüm. Erkekler geliyorlardı, sonunda. Gerçekten bir an gelmeyecekler sanmıştım zaten telefonlara bakmıyorlar.

''Hoş geldiniz, gelmeseydiniz. Neredeydiniz?'' Dedi Gece ve omuzundaki Emre'nin kolunu itekledi. Emre Gece'nin bu haline gülerken yanağından öptü ve ''Öyle erkek erkeğe geziyorduk.'' Dedi. Efkar gecesi mi yaptılar anlamadım ki? Erkek erkeğe ne yapıyor olabilirlerdi ki?

''Şimdi siz dördünüz sabahtan beri hep beraber miydiniz?'' Dedi Hande Mert'e doğru. Mert kaşlarını kaldırarak Hande'ye baktı ve tebessüm etti. Mutlu oluyordu Hande'yle. ''Evet ne bu sorgu?'' Dedi Mert. Savaş hafif çatmış olduğu kaşlarıyla yanıma oturdu, eli belli etmemeye çalışsada karnındaydı. Yarasının tam üzerinde. Kaşlarım çatılırken Savaş'ın yüzüne baktım, ortada dönen konuşmayı dinliyordu. Savaş'ın elini itekleyip tişörtünü hafif kaldırdım ve yaranın oraya baktım. Ortamda bir sessizlik oluşurken Savaş'a döndüm, çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Bu pansuman değişmişti ama ben değiştirmediğime emindim, kim değiştirdi o zaman? Doktora mı gittiler yoksa?

''Bu sargıyı değiştirmediğime eminim.'' Dedim ciddi bir şekilde. Yarasına mı bir şey olmuştu yoksa?

''Ben yaptım.'' Dedi Mert. Yeni düzelmiş olan kaşlarım tekrardan çatılınca Mert'e döndüm. Gerçekten yalan mi söylenecekti yine? Bu sefer bahaneleri ne?

''Sen daha yara bandını bile düzgün takamazsın.'' Dedim. Cidden buna inanacağımı düşünmedi dimi?

''Ben yardım ettim.'' Dedi Umur.  Savaş'ın tişörtünü geri indirip Savaş'a döndüm, onun açıklamasını bekliyordum. Bana yalan söylemezdi, söylemeyecekti de. Derin bir nefes aldı ve tebessüm ederek kolunu omuzuma attı.

''Siz ne yaptınız tüm gün?'' Dedi Savaş. Konuyu değiştirmişti, derin bir nefes alarak dudaklarımı ıslattım. Aslında kolunu çekmek istiyordum ama konunun uzamasınıda istemiyordum. Aklım karışırken konuşan Hande'ye döndüm.

Siyahın Beyazı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin