11. Bölüm

167 15 6
                                    

İyi okumalar....

-SİYAHIN BEYAZI

Ne olacaktı şimdi? Ne o kıpırdıyordu ne ben. Yağmur yağmayı kesmişti daha doğrusu yukarıdan bize su tutanlar. Gökyüzünde bulut yoktu sadece ay vardı, zaten kendi ışığı yetiyordu gökyüzüne. Gözlerimi gözlerine çıkardığımda o da aynısını yaptı. Gözlerinde umut vardı peki ya benim gözlerimde ne vardı? Ben Savaş'a aşık mıydım? Aşktan korkan birinin aşık olması saçmaydı. Duygular beslemediğim bir insanı nasıl öpebilirdim?

''Reis yardım et!'' Duyduğumuz bağırış sesiyle bakışlarımızı bize doğru koşan kıza çevirdik. Reis mi? Arkasında maskeli bir adam vardı. Savaş maskeli adamı gördüğü gibi hızla arkasına aldı beni. Kız yanımıza geldiğinde hızla kıza döndüm.

''İyi misin bir şey yaptı mı o adam?'' Dedim ama lafımın bitmesiyle Savaş'ın maskeliye doğru ilerlemesi bir olmuştu. Cidden şu an maskelinin yanına mı gidiyordu? Yan evden çıkan Mert ve Emre'de hızla maskelinin peşine takılmıştıki Hande ve Gece bize doğru gelmeye başladılar.

''Aslı iyi misin?'' Dedi Hande. Tanıyordu kızı. Aslı başını olumlu anlamda sallarken saçlarını tek omuzuna aldı. Nefes nefese kalmıştı koşmaktan. Korkmuş olmalıki bakışları ikide bir etraftaydı.

''Benim eve geçelim, su iç kendine gel.'' Dedim ve Aslı'nın kolundan tutarak onu eve doğru ilerlettim. Hande ve Gece'de arkamıza takılmıştı. Çantamdan çıkardığım anahtarla kapıyı açıp onların geçmesi için geriye çekildim. Hande Aslı'yla içeri girdiklerinde geçmesi için Gece'yi bekledim. Aslında burada biraz daha durup Savaş'ı bekleyecektim. Maskeli adamın peşinden neden gidiyorsunki sen?

''Dışarda bekleme içerde bekle Savaş'ı. Merak etme bir şey olmamıştır ona.'' Dedi Gece. Anlayışlı sesi bakışlarımı kaçırmama sebep olduğunda hızla içeriye girdim. Gece'de içeriye girip kapıyı kapatmıştı. Islak elbisem yerleri ıslatsada en son umursayacağım şey buydu. Koltuklardan birine oturup su içen Aslı'ya döndüm. Az öncekine göre daha sakindi.

Aralanan ağızım çalan kapıyla kapanırken Gece kapıya doğru ilerledi. Gelmişlerdi. Yüzlerindende maskeliyi bulamadıkları anlaşılıyordu.

''Olay nasıl oldu?'' Dedi Mert yanıma otururken. Aslı yavaşça bardağı masaya bıraktı ardındanda Mert'e döndü.

''Ben çöp atmaya çıkmıştım sonra maskeli adamı gördüm ve kaçtım.'' Dedi sakince. Bu saatte mi?

''Bu saatte mi?'' İçimden geçen soru ağızımdan dışarı kaçınca Aslı şaşkın bir şekilde bana döndü. Bu saatte çöp atılır mıydı? Atılmazdı.

''Evet bu saatte... ben bazılarının aksine bu saatte dışarı çöp atmaya çıkıyorum sonuçta dekolteli bir elbise giyip dışarı çıkmaktan daha iyidir.'' Dedi. İçindeki tüm nefreti yüzüme kustuğunu fark ettiğimde kaşlarımı çattım. Ne demeye çalışıyordu bu?

''Aslı. Haddini aşma.'' Dedi Savaş ama aynı anda Hande'de söze girmişti. ''İstesende giyemezsin. Giymen için fiziğin ve güzelliğin olmalı.'' Dedi. Hande'nin sözüyle dudaklarımı birbirine bastırdım. Biraz ağır olmuştu. Emre kendini tutamamış olacakki gülmeye başladı fakat Gece hızla koluna vurdu susması için. Gece'nin de gülmemek için kendini tuttuğunu görebiliyordum.

''Neyse konumuz bu değil.'' Dedi Aslı. Olduğu durum o kadar kötüydüki konuyu değiştirmeye çalışması bile işe yaramamıştı. Mert kolunu omuzuma attığında kafamı koluna yasladım.

''Mahallede güvenliği arttırırım sende akşamları dışarı çıkma.'' Dedi Emre. Bakışlarım Savaş'a kaydığında bana baktığını fark ettim. Kısık gözleri benden bir tepki beklediğini gösteriyordu ama az önceki olaylar buna engel oluyordu. Bakışlarımı hızla Savaş'tan kaçırdığımda Mert söze girdi.

Siyahın Beyazı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin