Soğuk Sihirbaz ile Bir Anlaşma

XXVIII.

"Kule Ustası, iyi misin? Teşekkür ederim teşekkür ederim! Bu sayede site huzura kavuştu. Bu minnettarlığı nasıl ifade edebilirim..."

Vikont Koufen, Hisran'ın uyandığını görür görmez ona tekrar tekrar teşekkür etti. Çinli zombileri yakarak öldürmenin vahşetini gören şövalyeler bile Hisran'la ne zaman karşılaşsalar çok kibar bir tavırla selamlamışlar.

Hisran'ın bir seferde kaldırabileceği büyü gücü muazzam olsa da, iyileşme oranı da diğer büyücülerden daha hızlıydı.

Bir gecede, dayanıklılığını neredeyse geri kazanmıştı ve kendini geliştirmeye ihtiyacı yoktu. Ancak Hisran, yapacak işleri olduğu için dava çözülmesine rağmen Viscount Koufen'in evinde bir gün daha kaldı.

Jaeha'nın önünde, bir kaplanın yanında titreyen bir tilki gibiydi, ancak büyücüler önündeyken kişiliği yavaş yavaş ortaya çıktı.

"Rahat konuşmayacak mısın? Vay canına, bu adamlar her yerde olmalı. Kolay yoldan gitmemi zorlaştıran kişi."

Eski Kızıl Kule Ustası'nın bıraktığı ünlü bir söz vardı.

'Şahinin önünde iş yok.'

Hisran, torun olarak talimatları sadakatle takip etti.

Büyünün başlangıçta insanlara fayda sağlayacak şekilde kullanılması gerekiyordu, ancak ara sıra istisnaların meydana gelmesi kaçınılmazdı. Ne de olsa insanlığı terk edenler kara büyücüler değil miydi?

Hisran, büyücüleri ateş toplarıyla yaktı ve yanıkları iyileştirme büyüsüyle iyileştirdi, ardından bunu beş kez tekrarladı. Acıya dayanamayanlar birer birer ağızlarını açmaya başladı. Süreci izleyen bazı kızıl kule büyücülerinin gözlerinde bir sempati parıltısı vardı.

Ama o kadardı.

Büyücülere gelince, herkes büyücülerin neye benzediğini biliyordu, bu yüzden Hisran'ı durdurmak mümkün değildi.

Tahmin etmiş olabilecekleri gibi, yakalanan büyücüler arasında lider Shaq'tı. Hisran ve kızıl kule büyücüleri, 'Debrandt' adlı bir kişinin şu anda büyücülere liderlik ettiğini ve Çinli zombilerin onun talimatlarına göre üretildiğini öğrendi.

Viscounty Koufen'in talimatlarına ek olarak, kan toplamak için köyleri kesip yaktıklarını öğrendiler. Büyücülerin yüzleri, korkunç eylemleri karşısında sertleşti veya kaşlarını çattı.

"O zaman neden şimdiye kadar bilinmiyor?"

"Yok edilirlerse, söyleyecek kimse kalmayacak."

Zephiroth, Hisran'ın sinirli sözlerine sakince cevap verdi.

"Sonra, kendi başlarına temkinli hareket ediyorlardı, ama nasıl bir rüzgar aniden esti ve Viscounty Koufen'i hedef aldılar?"

"Çin zombileri canavarlar açısından ileri seviyeye daha yakın değil mi? Gücüne güvenerek, büyük bir nüfusa sahip ancak askeri gücü zayıf olan bölgeleri hedef almış olmalılar."

"Bu arada, neden kan alıyorlar? Ne için?"

Acı içinde parmaklarını kıpırdattı.

Bir süre önce Shaq ve diğer büyücüler, yakma işkencesinin üstesinden gelemeden neden kan topladıklarını anlatmak üzereydiler ve farkında olmadan üzerlerine asılan yasak sessizlik büyüsü ortaya çıktı ve kafaları patladı.

Korkunç manzara karşısında Hisran ve kızıl kulenin büyücüleri sözlerini kaybetti.

Birçoğu, fikirlerini değiştirmelerine rağmen, kanın toplanma sebebinin korkunç araştırma veya deneyler için malzeme temini olduğunu tahmin ediyorlardı. Böyle bir durumda susturma büyüsü yapılmasına imkan yoktu.