Merhameti ve vicdanı göğsünde gururla taşıyan Âhla, sevdiğine kavuşmuş ve Kudüs'e yerleşmiştir. Çalıştığı ajansla arasındaki fikrî ayrılıkları fark ettiğinden artık serbest gazeteci olarak çalışmaktadır. Yolun çok başında olduğunun bilincinde, imanının getirdiği sorumlulukları yerine getirmeye isteklidir. Hayatına tedricen yerleştirdiği esaslar, önce Rabbi'ne sonra sevdiği adama yakınlaşmasını sağlamaktadır.
İşgal toprakları, dünya üzerindeki hiçbir yere benzemediğinden, elbette füsunkâr bir mutluluğa sahip olamayacaktır. "Her şeyin farkındayım, Enes." diyerek girdiği yol, onu imtihanlara sürükler. Beyaz elbiseli adamların birer birer normalleştiği ve dökülen kanların ucuz gündemlere satıldığı bir dünyada, cesur gazeteci ile sevdiği adam için endişelenen eş rolleri arasında gidip gelir.
🔗
Birinci Bölüm Fragmanı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
âmâ
SpiritualAyağa kalktım. "Kinci bir insan değilim ama senin söylediklerini unutamıyorum Enes." Sesim bir fısıltıdan farksızdı. Boğazım ağlamamı durdurma çabalarımın sonucu olarak düğüm düğümdü. Ruhumun neresine dokunursam dokunayım bir yaraya denk geliyordum...