7. Bölüm

214 17 2
                                    

  Dediğim gibi, bunlar olduktan sonra bahar gelmiş, yeni topluluğumuza iyice alışmış ve eski avlumuzu tekrardan toparlamayı becermiştik. Sadece tel örgülerin dışında kalıp telleri zorlayan aylaklar dışında her şey yolundaydı.

  Sabah uyandıktan sonra, konsey üyelerinin de kararıyla arama ekibi şehre inip yiyecek aramaya gideceklerdi. Normalde benim kalıp bahçe ve hayvanlarla ilgilenmem gerekiyordu ama ben de gitmek istediğimi belirtip arama ekibiyle beraber şehre gittim.

  Kasabaya indiğimizde ordunun önceden bıraktığı çadırların olduğu alana ilerledik. Sasha birkaç gün önce orayı Glenn ile beraber halletmiş, aylakların dikkatini bir müzik kutusuna yöneltmişlerdi.

  Sorunsuzca çadırları ve etrafı inceledik. Elimde bıçaklarımla gezinirken Daryl'ın bir köşede oturduğunu gördüm ve ona yaklaştım. Yanındaki sarı çocuk, Zack'ti sanırım, bir şeyler söylüyordu. İsim hafızam çok yoktur aslında, bunu başlarda belirtmeyi unuttum sanırım.

"Neler oluyor burada?"
"Genç adam bu olaylar olmada önceki mesleğimi tahmin etmeye çalışıyor"
"Çok yaklaştım biliyorum, hatta belki buldum bile ama Daryl bunu kabul etmiyor"

  Michonne ile birbirimize bakıp güldük.

"Bugünkü tahmini neydi peki?"
"Cinayet masası polisi"

  Dayanamayıp kahkaha atmaya başladım. Daryl'ın gerçekten polis olduğunu düşünmesi komikti. Daryl ile polislik çok tersti benim bakış açıma göre.

"İyi düşünmen gerek. Daryl ve polislik... Uh-uhmm. Yakınından bile geçememişsin bence"
"Sanırım tahmin etmeye devam edeceğim"

  Bunu der demez Daryl'ın arkasındaki cama aylağın yapışması bir oldu. Beraber içerideki aylaklari temizledikten sonra içeriye erzak aramaya girdik.

  Eşyaları alışveriş arabalarına yerleştirirken yeni adamın yaptığı gümbürtü ile irkildik. Üzerine şarap rafı düşmüş ve ayağı bir yere sıkışmıştı. Onu kurtaracakken çatıdan aylakların üstümüze düşmeye başlamasıyla ne yapacağımızı bilemedik.

  Daryl, Tyreese ve şu çocuk üçü Bob'ı kurtarmaya çalışıyordu hâlâ. Herkesin payına nereden baksan en az beş aylak düşüyordu. Belki daha fazlaydı.

  Etrafta aylakları öldürürken bir yandan da herkesi göz ucuyla kontrol ediyordum. Çatıdaki açıklığa gözüm takıldı. Tam Daryl'ın üzerinde kocaman bir açıklık vardı ve helikopter neredeyse binanın içine girmek üzereydi.

"DARYL!"
"BEN HALLETTİM!" Glenn koşarak Daryl'a yardım etti. Onu ve Bob'ı kurtardık ama Zack denen sarı çocuğu kurtaramadık. Mecburen onu geride bırakıp yapıdan dışarı çıkmamız gerekiyordu.

  Binayı terk eder etmez birbirimizi kontrol ettik. Korkmuş şekilde Daryl'a baktım. Herkes iyiydi. Sessizliğimi koruyarak ama aynı zamanda yalpalayan adımlarla arabaya gittim.

  Hapishaneye varır varmaz elimi cebime atıp, sigaramı aramaya başladım. Sanırım kaçarken cebimdeki çakmak ve sigarayı düşürmüştüm. Olduğum yerde dönelerken ceplerimin hepsini kontrol ediyordum.

"Bir şey mi arıyorsun?"
"Sigaram kayıp ve çakmağım"
"Düşürdün mü?"
"Sanırim" ellerimi saçlarımın arasına atıp saçlarımi bir o yana bir bu yana savurdum. Gerilmiştim. Daryl'a bile dönüp bakamiyordum.
"Benimkini içmek ister misin?"
"Ne?"
"Benim sigaralarımdan"
"Varsa iyi olur"
"Gel benimle"

  Onu takip ettim. C bloktan binaya girdik ve A blok tarafına doğru ilerledik. Herkesten uzaktaydık sanırım insanların sesleri gelmiyordu artık.

"Nereye gidiyoruz?"
"Sigara vereceğimi söyledim ya"
"Neden A blokta?"
"Sorgulama"

  Onu takip ettim ve en sonunda çoğu şeyin başladığını yer olan hapishane yemekhanesine geldik. Daryl elinde bir paketle bana geldi.

"Bu yeterli mi?"
"Bir dal bile versen yeterliydi."
"Emin misin?"
"Evet, sigarayı bırakmayı deniyorum. Sadece aşırı stresliyken içiyorum artık."
"Dün gece öyle değildin ama"
"Nereden biliyorsun?"
"Sabaha kadar uyuyup uyuyup uyandın. Her uyanışında avluya çıkıp bir dal yaktın. Her şeyini gördüm Kate"
"Ah pekâlâ.. ama ciddiyim bırakacağım"

  Daryl kafa sallayıp kapıya döndü. Kolundan tuttum. Gözlerim parlıyordu. Onun iyi olduğundan emin olmak istiyordum.

"İyisin.. değil mi?"
"Evet, endişelenme. Glenn beni kurtardı."
"Buna sevindim. Seni kaybetmek istemezdim."

  Parmaklarımin arasindaki paketi avcuma yerleştirip en son söylediğim cümleyi kurarken ellerimi sanki hiç görmemişim gibi bakışlarımı ellerime indirdim. Yanaklarım yanıyordu ama esmer olduğum için kızaramıyordum.

"Çok mu endişelendin?"
"Herkes için endişelendiğim kadar endişelendim işte"
"Bana bir şey olmaz sen kendin için endişelenmelisin"
"Neden?"
"Sigarayı bırakmazsan açık hedef olursun"

  Güldüm. Bana bakarken onun da güldüğünü fark ettim.

"Açık hedef huh?"
"Evet."

  Ne diyeceğimi bilemedim. Ona yaklaştım yine. Bir şey yapmak istiyordum. Ne yapsam bilemiyordum ama. Sadece ona yakın durup dikkatle ona bakıyordum.

"Bir şey mi söyleyeceksin tekrardan? Sabahtan beridir kıvranıyorsun"
"Daryl... Ben bunu nasıl söylesem bilemiyorum..."
"Neyi?"
"Biliyorsun aylardır beraberiz. Aynı odayı paylaşıyor aynı kaptan yemek yiyoruz."
"Herkesin yaptığı bir şey bu. Öyle değil mi?"
"Evet, elbette öyle ama beni dinle. Bak buna ne cevap verirsin bilmiyorum... Uh, ben uzun süredir seni düşünmeden edemiyorum. Tamam bana karşı aynı hisleri paylaşmak zorunda değilsin elbette ama artık ben bu hisleri içimde taşıyamam. Neden durgun olduğumda ilk sana geldiğimi, her gözüm dolduğunda neden sana sığındığımı veya seni neden herkesten fazla düşündüğümü anlamanı istiyorum artık."

  Daryl yine tepkisizdi. Sadece bakıyordu, utangaç bir yüz ifadesine büründü. Sonra elini ensesine atıp boynunu kaşıdı. Ne düşünüyordu merak ediyordum. Ellerim terlemiş, sigara paketini nemlendirmiştim. Merakla onun ne diyeceğini bekliyordum.

"Bunu dediğin iyi oldu."
"Hm?"
"Ben de sana karşı çok boş değilim aslında ama bunu nasıl söylemem gerektiğini bilemedim. İlk olarak senin söylemen benim açımdan iyi oldu."
"Dur.. Merle doğruyu mu söyluyordu?"
"Ne?"
"Merle bana senin beni hoş bulduğunu söyledi"
"Şerefsiz köpek... Cidden bunu gelip direkt sana mı söyledi?"
"Evet, hatta bana bir şeyler daha gevelemişti ama ne dediğini unuttum"
"Adi herif, halbuki kaç kez yemin ettirdim söylememesi için"
"Hey sakin ol. Geçmişte kaldı. Şimdiye odaklanmalısın bence"

  Ona iyice sokuldum. Elimin birini, yanağına koyup yanağını okşadım. Biraz bakıştık. Onu öpmek istiyordum ama durdum, ilk hamleyi bu sefer ondan bekledim. İyi ki beklemişim.

  Ellerini tam olarak nereme koyması gerektiğini tam bilmese de, olabildiğine nazikçe yüzünü yüzüme yaklaştırıp beni öptü. Onun dudaklarını hisseder hissetmez gözlerimi kapattım. Sanırım sol elini saçlarımın arasına doğru hareket ettirmişti. Dipleri kahverengi uçları siyah olan uzun saçlarımı parmaklarının arasına yerleştirmiş, saçlarımı dağıtıyordu.

  Öpücüklerine karşılık verip ellerimi boynuna sıkı sıkıya doladım. Aylardır beklediğim şeye şimdi sahip olmanın hırsıyla onu bırakmak istemedim. Öperken biraz parmak ucuma doğru yükseldim.

  Az daha devam etseydik muhtemelen Rick bizi o halde görecekti.

"Rahatsızlık vermiyorumdur umarım."
"Y-yok Rick. Ne oldu?" Daryl hemen boğazını temizleyip beni bıraktı.
"Beth ile konuşmanı isteyecektim. Zack hakkında"
"O iş bende. Merak etme sen."

  Daryl bana dönüp göz kırptı ve Rick ile yemekhaneyi terk ettiler. Ben de orada donuk şekilde elim dudaklarımın üzerinde kalakaldım. Kendime geldikten sonra sigarami içtim ve odama yöneldim.

Dead Outside?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin