Günlerdir araba ile yolculuk yapıyorduk. Genel olarak iyi durumdaydık, işler tıkırinda gidiyordu. Rick, Tyreese, Michonne ve Glenn Noah denen çocuğu evine götürmek üzere bizden geçici süreliğine ayrılmışlardı.
Diğerleri itafiye kamyonunda, buldukları eski arabalarda beraber giderken ben Daryl ile başka bir arabada gidiyordum. İkimizin de diğer insanlardan izole olup beraber vakit geçirmeye ihtiyacımiz vardı. Uzun süredir, aslında çok olmadı ama bize göre çok uzun bir süre, baş başa kalamiyorduk. En son Hapishanenin arkasındaki gözetleme kulesinde yalnız kalmıştık.
Yandaki yolcu koltuğunu geriye yatırmış, camları yarım açmış uyuklayarak yolculukta ona eşlik ediyordum. Kafamı yan tarafıma, ona doğru çevirdim. Elinin vites üzerinde tuttuğunu gördüm. Elimi onun elinin üzerine koyup hafifçe gülümsedim.
"Daha iyi misin?"
"Evet. Her şey yolunda"
"Sancıların nasıl?"
"Ağrı kesici veya sıcak suya sahip olursak ağrılarım azalacak."
"Yakınımizda bir kasaba var istersen biraz oraya uğrayalım seninle"
"Ekibin çok gerisinde kalır mıyız?"
"Sanmam. İlerideki köprünun oradan sağa dönüp ormanda kalacaklar. Yetişiriz onlara."
"Carol'a haber vereyim o zaman"Elimi telsize attım. Telsizin tuşuna basıp konusmaya başladım.
"Carol, beni duyuyor musun? Benim Kat"
"Duyuyorum Kate. Durum nedir?"
"Daryl ile ağrı kesici bulmak için yakınindan gectiğimiz kasabaya uğrayacağız."
"Tamamdır. Hava kararmadan gelmeye çalışın"
"Bu gece orada kalmayı düşünüyoruz. Size Rickler geri gelmeden yetişiriz."
"Anlaşıldı"Telsizi vitesin arkasındaki göze geri bırakıp elimi yine onun elinin üzerine koydum.
"Neden geceyi orada geçireceğimizi söyledin?"
"Buna ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum."
"Günlerdir yalnızız zaten"
"Arabanın içinde yalnızız. Arabadan inince yine kalabalığa karışiyoruz"
"Peki madem."Sola dönmeden önce bizimkilere selektör yakıp ardından soldaki kasaba yoluna girdik. Arabada çok sessizdik. Ben yine çenemi tutamayıp şarkı mırıldanmaya başladım.
"Mırıldanma da ben de duyayım."
"Ne söyleyeyim?"
"Canın ne isterse" ah yine şu söz.Biraz durup düşündükten sonra çocuk gibi bir şarkı söylemeye başladım.
"Sweet little bumblebee..."
"Hm?"
"Sweet little bumblebee"
"Hayır bunun devamını getirmeyeceğim"
"Daryl! Oyun bozanlik yapma! Burada sadece ikimiz varız"
"Başka bir şey söyle"
"O zaman yüksek notada söyleyebileceğim bir Ariana Grande şarkısı söyleyeceğim."
"Çok yükseğe çıkma aylaklara konser vermek istemezsin"
"Arabada güvendeyiz D bir şey olmaz"Boğazımı temizleyip elimle ritim tutmaya başladım. Ciğerlerime nefesimi doldurduktan sonra yüksek sesle Bad İdea şarkısını söylemeye başladım. Arabayı yavaşlatıp yavaş yavaş kasabaya ilerliyorduk.
"Burada bir mesaj mı var?"
"Bilemem"
"Mesaj alındı küçük hanım. Bu gece kesinlikle baş başayız."
"Ciddi misin? Kabul etmezsin sanıyordum."
"Sonuna kadar hem de"
"Ayy Daryl!" Ona doğru yaklaşıp yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.
"Bazen sinirimi bozsan da iyi kızsın."
"Bu seni seviyorum mu demek?"Susup önune bakti ama saniye başı gözleri bana kayıyor, yüzünü saklamaya çalışıyordu. Utanmıştı. Bu haliyle aşırı sevimliydi onu ısırmak istiyordum. Bir insana utanmak bu kadar çok mu yakışır?
"Sen utandın mı?"
"Saçmalama."
"Evet evet utandın."
"Kat utanmadım"Kıkırdayıp onu izlemeye devam ettim. Bedenimi oturduğum koltukta tamamen ona çevirmiş, dirseğimi koltuğun baş kısmına yaslamış elimle kafamı destekliyordum. Bakışlarım onu rahatsız etmisti sanırım. Arabayi kenara çekip durdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Outside?
Fanfiction"Fakültedeki büyük gürültünün ardından, hocaların eşliğinde sığınağa gireli nerdeyse aylar oluyordu. Profesörler de dahil olmak üzere kimse hayatta kalamamıştı. Etraftaki o büyük kaos durulduktan sonra ilk işim bir araba bulup şehri terk etmek oldu...