Görev için herkes nerede ne yapması gerektiğini biliyordu. Kırmızı noktadan başlayıp yeşil noktaya kadar gidecektik. Pratik yapamaya vakit kalmadan taş ocağındaki kamyonlardan birisi düştü. Alel acele hemen herkes görev başına geçti. Ben Daryl ile motorda gidiyordum. Aslında ara yerlerde dağılan aylakları toplamak için ben de bir şeyler yapabilirdim ama Rick benim Daryl'a eşlik etmemi istedi.
Motorda ilerleyip aylakları bize doğru çekiyorduk. Dağılan aylak grubu olduğunu görünce bağırıyor, sesler çıkarıyor veya havaya bir el sıkıyordum. Tabii her bağırmamda, önceden uyarmadığım için, Daryl biraz ürküyordu.
İlerlerken Alexandria'dan gelen bir korna sesi duyduk. Rick ile Daryl iletişime geçip ne olduğunu sordu. Bir ara Daryl aylakları geride bırakıp Alexandria'ya gidip gitmemeli miyiz diye bana sordu. Daha sonra Rick'in uyarısı üzerine gitmekten vazgeçtik. Tabii bu kısa süreliğineydi.
"Gidiyoruz, yönünü bana çevir."
"Ne?"
"Alexandria'ya gidelim. Hızımı arttıracağım, bana dön ve tutun benden"
"Ama Rick dedi ki"
"Melinda için gidiyoruz Kat"
"Ah pekala" zayıf noktamdan vurmuştu beni şerefsiz.Motorun üzerinden inip bir iki adım koştuktan sonra motora düz şekilde geri bindim. Ben binince Daryl hızlandı, gerçi boşuna ayrılmış olduk binevi. Daha sonra, her seyin yoluna girdiğini duyup tekrar yolumuza döndük.
Aylakları Alexandria'dan uzaklaştırdıktan sonra hızlanıp evin yolunu tuttuk. Giderken bir kasabadan geçecektik. Kasabanın içinde bir saldırıya uğradık. Tanımadığımız bir grup bize doğru aniden ateş etmeye ve bizi kovalamaya başladı. Daryl ile kendimizi ne kadar korumayı denesekte ormana doğru giderken iki kez yere düştük. Benim yaram çok yoktu hâlâ deli gibi bizi takip edenlere sıkıyordum ama Daryl'ın kolu sürtünmeyle sıyrılmıştı.
Ormandayken telsizden Abraham ve Sasha'ya ulaşmayı denedik. Telsizde ses yoktu. Bir ağacın dibine oturdum. Daryl onlara ulaşmayı denerken ben de üzerimdeki ceketi çıkartıp, badinin üzerine giydiğim gömleğin kolunu yırttım.
"Çıkar ceketini"
"Şimdi doktorculuk sırası değil"
"Daryl... Bırakta hangi damarı patlattığına bakayım."
"Hmm"Ceketini çıkarttı. Ben de gömleği tamamen parçaladım. Kolunu bana doğru uzattı. Yarasına baktım, yüzeyseldi ama biraz dokusal zedelenme vardı o yüzden soyulmadan daha fazla kan akıyordu. Gömleği kolunun kanayan yerine sardım.
"Ne yapacağız şimdi?"
"Biraz etrafa bakalım sonra geri döneriz"Kafa sallayıp, kolundaki gömleği sıktım. Daryl inleyip bana baktı.
"Kolumu kopartacaksın"
"Afedersin, canım"Yerden onun çantasını aldım onun önümden ilerlemesini bekledim, o yürürken onu takip ettim. Biz ilerlerken birisi beni bayılttı, sonra da Daryl bayıltılmış. Bir ara bilincim yerine geldi. Bir adam, bir kadın ve bir de daha yeni yirmili yaşlarda olan bir kız vardı.
"Burada bizimle ne yapıyorsunuz?"
Adam aniden panikleyip Daryl'ın arbaletini bana doğrulttu.
"Sizi onlar gönderdi değil mi?"
"Kim? Neyden bahsediyorsunuz?"
"Bana yalan söyleme. Sizi onlar gönderdi. Bizim için geldiniz!"
"Ya ne saçmalıyorsun, anlamıyorum abi? Kim onlar. Bizi salın, eşyalarımızi verin bidaha sizi görmeyiz bile"
"...Tina'yı tehlikeye atamayız Dwight"
"Bak, Dwight mısın nesin. Sal bizi defolup gideriz. Arkadaşım kötü durumda, kolu iltihap kapsın istemiyorum."
"Kes sesini!" Diyip beni yeniden bayılttı.Saatler sonra bulunduğumuz yerden ayrılmak üzere Daryl ve beni uyandırıp hareket etmeye başladık. Onların dikkati dağılır dağılmaz çantalarını aldığımız gibi koşarak kaçtık. Onlardan uzağa bir ağaç dibinde oturup bileklerimizi çözdük ve ardından çantayı karıştırdık. Çantada insülin vardı. Bir an bakıştık.
"Aralarında hasta mı varmış?"
"Sanırım."
"Bunu geri vermeliyiz."
"Ben de onu düşünüyordum."Ayağa kalkıp çantayı ve arbaletini sırtladı. Bana kalmamı işaret edip gitti. Elbette geride kalıp onu beklemeyecektim. Silahlarımi kontrol edip ilerledim. Dwight ve grubuna Daryl çoktan ulaşmış ilacı vermişti ama birinden saklandıkları açık açık ortadaydı. Ben de onların hizasında bir ağacın arkasına sakandım. Kaş göz hareketleriyle ne olduğunu sordum, bana susmamı işaret etti. Sanırım Dwight'ın bahsettiği herifler gelmişti. Bu tarafa doğru gelen iri kıyım olmaya yakın birisiydi. Sallanarak geliyordu. Az daha yaklaşsaydı ortaya çıkıp dikkatlerini başka yöne çekecektim. Daryl ufak bir hışırtı yapıp onu aylağın sıkıştığı kayaya doğru çekti daha sonra adam ısırilınca mecburen onu da alıp gittiler.
"Teşekkür ederiz."
Göz devirip yönümü motorun olduğu yere çevirdim. Daryl'da arkamdan geliyordu. Yolda Rick'in gruba alacağı herkes için sorduğu o soruları soruyordu. Motora yaklaştığımızda aniden Dwight bize silah doğrulttu.
"Bok herif..."
"Size zarar vermek istemiyoruz. Sadece arbaletini ona ver."
"Arbalet Daryl'da kalıyor."
"Hayır arbalet de bizimle gidiyor."
"Kat. Bırak gitsinler"
"Orospu çocuğu." Bir adım geri çekilip silahımı indirdim.Onlar gittikten sonra Daryl'a baktım. Sinirliydim. Niye gitmelerine ve elimizdekiler almalarına müsaade etmiştik ki?
"Sen salak mısın?"
"Ne var?"
"Niye gitmelerine izin verdin. Onları biraz kontrol edip Alexanderia'ya götürebilirdik belki."
"Kendileri gitmek istedi."
"Niye arbaletini verdin peki?"
"Mühim değil. Yenisini bulurum."
"Of, Daryl" silahımın tekini ona uzattım.Silahı aldı. Etrafta geziniyordu. Ben de sırtımı ağaca yaslayıp bir sigara yaktım. Ben sigaradan ilk nefesi alır almaz bana doğru geldi.
"At sigaranı. Buradan gidelim."
"Neyle? Yürüyerek yarına anca varırız"
"Kamyonet buldum."
"Şaka yapıyorsun?"
"Hayır."
"Sen varya çok aptal bir ibnesin ama seviyorum seni"Hafifçe kafa salladı, ben onun önünden koşturup kamyonete bindim. O da direksiyon koltuğuna geçti. Yola çıktık. Abraham ve Sasha'yı kaybettiğimiz kasabaya geri dönüyorduk. Yolda giderken sık sık telsizle onlara ulaşmayı deniyordum. Kasabaya geldiğimizde ise hızla bir binadan çıktılar. Kamyonete bindiler. Onlar binerken Daryl kamyonetten indi. Nereye gittiğini anlamamıştım ama onu biraz bekledik. Birkaç dakika sonra geldi, kamyoneti çalıştırıp yola çıktık. Yol üzerinde hâlâ telsizle eve ulaşmayi deniyorduk.
"İyi olmanıza sevindik" dedi Sasha
"Ben de sizin için aynısını söyleyecektim"
"Geceyi nerede geçirdiniz?"
"Önemi yok. Ormanda kaldık beraber."
"Ormanda da mala çok iyi vurulur biliyor musun?" Abraham arsızca güldü.
"Sıcak yatağım veya duş varken ormanda sevişeceğimi hiç sanmıyorum."
"Vay canına, Daryl şanslı bir herif çıktı."
"Şu konuyu kapatacak mısınız?" Dedi Daryl ciddi bir sesle.Gülüp kulağına fısıldadım. "Rahatsız mı oldun?" Tekrardan gülerek telsizi kullandım. Bu sefer bir ses geliyordu. Tam anlaşılamasa da sadece yarım dediğini duydum.
"Beyler ve bayanlar, sanırım Eugene'in sesini duydum."
"Bana da öyle geldi."
"Başları dertte olmasın sakın?"
"Aylaklar kapıya dayanmış olabilir."
"Veya az önce bize silah doğrultan, Dwight'ın peşinde olan herifler de olabilir"
"Her şey olabilir. Bir an önce oraya varmalıyız"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dead Outside?
Fanfiction"Fakültedeki büyük gürültünün ardından, hocaların eşliğinde sığınağa gireli nerdeyse aylar oluyordu. Profesörler de dahil olmak üzere kimse hayatta kalamamıştı. Etraftaki o büyük kaos durulduktan sonra ilk işim bir araba bulup şehri terk etmek oldu...